Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

TASAVVUF VE TARİKATLAR ÜZERİNE

Bınavê Xwedayê Sübhan u Dıluvan

Sitemizi takip eden değerli okuyucularımızdan bazı konularda sorular gelmektedir. Bunları dikkate alarak bu yazımda ben de tasavvuf ve tarikat konusu üzerinde durmaya çalışacağım inşallah.

Tasavvuf ve tarikat kelimelerinin ıstılahi manalarına kısaca değinmek gerekirse;

Tasavvuf: İslam'ın akidevi ve ilmi temellerine dayanarak nefsi; şehvani ve dünyevi meyillerden arıtarak ahlakı güzelleştirmek, İslami yaşamı özümsemek ve bu yolla Allaha ulaşma ve kurbiyetine mazhar olma yöntemidir.

Tarikat ise; Allaha ve onun rızasına ulaşmak için yukarıda izah ettiğimiz usul ve erkân üzere kurulan tasavvuf yoludur. Elbette tasavvuf ve tarikat bahsi çok geniş ve kapsamlıdır. Ancak bu özet hali, meramımızı ifade etmeye kâfidir.

Tasavvuf ve tarikatlar, İslam'ın geniş bir coğrafyada hakim olmasından sonra yavaş yavaş ortaya çıkmıştır. İnsanlığa hayat bahşeden ve insanoğlunu cehaletin zulüm ve zulumatından kurtaran, onları dünyanın en şerefli makamlarına ulaştıran İslam, aynı zamanda kainatın rabbini ve ebedi bir âlemin varlığını da sonsuz delillerle izhar ediyordu. İslam'ın insanlığa tattırdığı maddi ve manevi lezzetlerin farkına varan tahkik ehli, bu lezzetin vadilerine daldıkça feraset ve basiret gözleri açılarak hakikatin sırrına mazhar oluyorlardı. Bu keşif ehli, genişleyen İslam coğrafyası ve İslam ümmeti içerisinde İslam'a fevc fevc giren insanların İslam'ın bu nimetlerinin lezzetlerine varabilmeleri için yol gösteriyor, insanları irşad ederek birer mirşid-i kamil oluyorlardı. Müslüman toplumların İslam ahlakı ile ahlaklanmasına yardımcı oldukları gibi irşad, davet ve tebliğleriyle çoğu zaman orduların savaşarak başaramadıklarını başarıyorlardı. Özellikle Orta Asya coğrafyasının İslam ile müşerref olmasında büyük katkılar sağlamışlardır. İslam felsefesini oluşturarak kalbi ve melekuti ilimlerin inkişafına büyük hizmetleri olmuştur. Bu yönleri ile ele alındığında tasavvuf, İslam'ın bir cüz’üdür. Özellikle İslam dininin hâkim olduğu ortamlarda tasavvufun önemi ortaya çıkar. İslam tarihi açısından tasavvuf ve tarikat denildiğinde özetle bunu anlıyoruz.

Burada şöyle bir soru akla geliyor, İslam ümmeti ve İslam coğrafyasının bu kadar genişlediği bir zamanda büyük bir öneme haiz ve önemli bir misyonu yükleyen tasavvufi tarikatların çokluğuna rağmen neden bu muazzam İslam ümmetine ve geniş İslam coğrafyasına İslam düşmanları hükmediyorlar?

Osmanlılara kadar her ne kadar iktidardakiler sultanlar ve padişahlar; yönetim biçimleri Saltanat ve Padişahlık ise de İslam dininin yaşanmasında pek bir engel yoktu. Ancak Osmanlılardan sonra İslam düşmanları Müslüman memleketleri işgal etmeye ve hükmetmeye başladılar. Şu anda İslam coğrafyası bir iki istisna dışında İslam düşmanlarının hâkimiyetleri altındadır. Böylesi durumlarda sadece İslam'ın bir cüz’ü olan tasavvuf ve tarikat yoluyla değil; bir bütün olarak “Nebevi Metod” ile mücadele edilir. Nebevi Metod, aynı zamanda tasavvufu da içinde barındırır. Tasavvuf mücadele ile birlikte olduğunda daha da güzeldir. Muvaffakiyet ve zaferin erken tezahür etmesine vesile olur.

Günümüzdeki tasavvuf anlayışı ve tarikatların gerçek durumları ise ciddi bir boyutta ele alınması gerekir. İsim vererek kimseyi itham etmeye hakkımız yoktur. Gerçekten Allah rızası için hizmet veren ve “Allah’a ulaşmayı amaç” edinen ve ellerinden geldiği kadar etraflarına da faydalı olanlar vardır. Ancak bir vakiiyet olarak İslam ümmeti içerisinde bu tasavvuf ve tarikatlar minvali üzerinde var olan bazı gerçekleri de görmek gerekir. Tasavvuf ve tarikatlarda, babadan oğula geçer bir metodun ihdas edildiği, dünyevi meta’dan uzaklaşma ve nefsi tezkiye esas iken, terk yerine toplamanın, yığıştırmanın ve dünyevi lezzetlere gark olmanın tercih edildiği, bazı endişe ve çıkarlardan dolayı gerçekte İslam düşmanları olan partilere destek verildiği, İslam düşmanlarının kendi emellerine alet ettikleri birer araç haline dönüştürüldüklerine maalesef şahid olmaktayız. İslam düşmanlarının İslam ümmeti üzerindeki projelerinden biri olan; kıyam ve şehadet ruhunu yok etmek için kullanılan kesimler de mevcuttur. “biz siyasete karışmıyoruz, kimsenin de karışmasını tavsiye etmeyiz” deyip Müslümanların siyasetten uzaklaşmalarını ve boyundurukları altında bulundukları yönetimlere koyun-misal uslu vatandaşlar olmasını tavsiye edenlerde vardır. Ne yazık ki, bunlar birer vakııyyettir.

İslam düşmanlarının körükledikleri zulüm, cehalet, fısk ve fücurat ateşinin İslam ümmetini kasıp kavurduğu, bu ateşin evimizin içine girip dinimizi, imanımızı ve namusumuzu yaktığı bir ortamda nebevi metod ile karşı koymaktan başka çare yoktur. Burada tasavvuf ve tarikata bakışımız; Rasulullah (sav)'in metodu doğrultusunda olmalıdır. O (sav), nefsi arınma, seyr-u sülük mihverinde arş-ı âla’ya, sidret-ul muntehaya çıkıp yüce Allah ile perdesiz mükaleme yapmasına rağmen ümmetini unutmamıştır. Hallac-ı Mansur, vahdet-i vücud derecesine ulaşmasına rağmen halkını unutmamıştır. Bu asırda Rasulullah (sav)'ın metodu etrafında birleşmek, davet ve tebliğ ekseninde mücadele verirken nefsi terbiye, rızayı ilahi ve Allaha kavuşmak esas alınmalıdır. Tasavvufi tarikatların asli fonksiyonlarına avdet etmeleri, irşad, davet, tebliğ, İslam’ı yaşama, güzel ahlak, Allah rızası ve Allaha ulaşma yolunda hizmet etmeleri, zalim sulta ve düzenlere karşı korkusuzca İmam Rabbani (ks) gibi kıyam etmeleri gerekir.

Bu vesile ile, Şah-ı Nakşibendi (ks)’nin Evrad-ı Kudsiye ve Şeyx Abdulkadir-i Giylani (ks)’nin Tazarru ve Niyaz duaları her İslam davetçisinin mahsus vakitlerde okuyarak nasiplenmesi gereken çok âli dualar olduğunu hatırlatıyor ve herkese tavsiye ediyorum.

Selam ve dua ile….

M. Zeki Güney

Diger Basliklar
   YAPILAN TAHLİYELER ÜZERİNE BİR TAHLİL
   BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE OYNANAN OYUNLAR
   SUSA CAMİ KATLİAMI MİZANINDA HİZBULLAH VE PKK
   İSTİKRARSIZLIK VE ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN BESLENENLER VE..
   KUTLU DOĞUM ETKİNLİKLERİNE NE GEREK VAR!
   MEKKE'DE KANLI CUMA
   SUSA CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : MUTKİ İSYANI
   HALEPÇE KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HALİL-ER RAHMAN CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HAMA KATLİAMI
   ŞEYX SAİD KIYAMI -2
   ŞEYX SAİD KIYAMI -1
   FURKAN SAVAŞININ GALİBİ HAMAS
   ALLAH LANET ETSİN
   DEĞİŞİM VE YENİLENME ÜZERİNE
   HİZBULLAHİ HAREKETİN MİSYONU
   YOZLAŞTIRMA FAALİYETLERİ, İNTİHAR VAKALARI VE BATMAN
   HİZBULLAHİ HAREKET VE DIŞINDAKİ ÖRGÜT, GRUP VE OLUŞUMLAR
   TASAVVUF VE TARİKATLAR ÜZERİNE
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git