Edip Gümüş, Hacı İnan, Cemal Tutar ve aynı yazgıyı paylaşan diğer dostlara… Gecenin en ıssız saatlerinde Göklere tırmanır sevda yüklü dualar! Olgunlaşmaya başlar çelikten iradeler Yağmur yağar, kar çiselenir Halkalanır rüzgâr acıklı nağmelerle En yakıcı ağıtları dillendirir analar Yeni bir kıvılcım belirir yaşlı gözlerinde Acı bir yutkunuşla bir yaş daha büyürler Belalar kentinden doğrulur masum çehreler Acımasız geçitlerde Ölümcül hamleler harmanında Gözlerinde şecaatin tarifi yazılır! Arkalarından özlem türküleri bestelenir! Büyük bir umuda dönüşür, Azimle büyütülen rahmet çiçeği! Zemzemle yıkanan bembeyaz yüzler Sabır harcıyla büyüyen ruh Zindanın karanlık yüzüne Yusuf’un aşkıyla çarpan, Musibet yağmurlarını, Kuru bir bitkiye döndüren irade! Ve çağa kafa tutan bahadırlar Sizlerle coşar bu ilahi yürüyüş! Muhabbet ağacı büyür, Meyveye durur zaman! Gün gelir Azmin elleri arasında erimeye başlar dört mevsim Parçalanır çelikten duvarları zindanın Özgürlük rüzgârı çarpar en olgun çehrelere Rabbin hoş saatleri işlemeye başlar Cana gelir yüreklerde taşınan büyük sevda! Ve meyveye durdu, Anaların dudaklarından boşalan dualar! Babalarına kavuştu yetim çocuklar Büyüdü ay ışığında yeşeren umutlar Adına özgürlük şarkıları bestelenmiş yiğitler Bembeyaz çehreleriyle açıldılar yeryüzüne! İşte bu, Rabbin mazlum yürekleri okşayan rahmet eli! İşte bu, azmin ve sabrın olgunlaşan meyvesi! İşte bu, çağa hükmeden zalimleri sarsan mazlumların coşkusu! İşte bu, hakkın zaferinin mustazafları okşayan istisnai cilvesi! İşte bu, hesapları altüst eden Allah’ın iradesinin tecellisi! Abdullah ŞAFAK |