Hüzün yüklü gecelerimi
İçimi kemiren sevdaları
Gençliğimi sarmalayan isyanları
Ruhundan yüreğime akan cesareti
74 model Renoyla yardığım amansız asfaltları
Keskin yokuşlarda yorgun tekerleklere asılırken,
Kuvvetle çektiğim “haydi ya Allah”ı
Koca ümitlerle tutunduğum hüzün saatlerini
Seni andığım zaman gecenin en koyu saatlerinde
Yere basmak nedir bilmez heyecanların arasında
Peygamberi çığlıkla heyhat’ı bastırırken
Dünya-âleme kaldırdığım isyan bayrağıyla
Bütün putları yerle bir edeceğimi
Cuma saatlerinin yumuşak kucağında
İbadet aşkıyla kuşandığım isyan ruhunu
Senin için tüketeceğimi and ettiğim nefesleri
Yorulmak nedir bilmez çabaları
Hepsini, hepsini kuşandığım gün
Bütün tomurcukların senin adınla şahlandığını
Bütün kanaryaların senin adınla uçtuğunu
Kelebeklerin en güzel giysilerle seni andığını
Mahlûkatın adını anarak secdelere kapandığını
Ciğerimin senin aşkınla köz olduğunu
Derk ediyorum seninle güne başlarken
Gecenin nabzına tutunduğum zaman
Mahlûkat dinlenme saatlerinde keyif çakarken
Geceleri pusuya yatan asker titizliğinde
Baskın saatlerine kuruluyorum aynasızların
Gecenin nefes kesen sessizliğinde
Kalp atışları hızlanırken
Heyecan yüklü nefeslerimi tespihlere yüklüyorum
Geceyi şafağın saçlarına yüklüyorum
Ciğerlerimin en derin yatağından
“Bugün de kurtardık paçayı” sedası yükselirken
Bir mahkûm edasıyla
Özgürlük saatlerini en son harfine kadar yudumluyorum
Yükselmeye başlıyor günün heykeli
Oysa benim gecemin ilk demleridir bunlar
Yaşamak zor geliyor sana küskün kentlerde
Kentlerin ruhunu aşmak için çırpındığım gün
Bir alafranga melodiyle sarhoşları yaşar şehir
En derin kayboluşun zirvesinde
En onulmaz yıkılışın zevkine kapılır
Bu şehri temelden sökmeli
Koynuna, en koynuna daldırmalıyım ellerimi
Ruhsuzluğa adanmış ruhunu
Avuçlarımda eritmeliyim
Karanlıkla yoğrulmuş gecelerini perdelemeliyim
Sarhoş yataklarından yükselen çılgınlıkları
En namuslu solukların avuçlarında eritmeliyim
Bir garip mahkûmum yedi düvelde
Her onurlu duruş,
İsyana yorumlanır zamane kentlerinde
Pimi çekilmiş bomba gibi,
İnfilaka hazırdır öfkem
Bu devir geçecek dostum
Bu çağ sona erecek
Bütün yorgun saatler eriyecek
Gün gelecek, hayat bize de gülecek
Yedi düvele vurulmuş mahkûm dudaklardan
Özgürlük şarkıları yükselecek
Ümitsizlik denizlerinde kaybolmadan
En cesur yanlarıma yaslanarak yürüyorum
İsyanın kolları arasında
Mazlumca bir hayatın gölgesinde
Emrolunduğum gibi
Ölümüne kadar
Tertemiz kulluğun avuçlarında
Yarınlara açarak yelkenleri
Yudumluyorum özgürlüğün adı kıyam olan iksirini
Deysin gövdeme paslı kılıçlar!
Senin yolunda,
Hayat zindan da olsa güzeldir!
Rahmet yüklü ellerinle dokun
Hayat ver çöle çanak açmış ufuklarımıza
Kaldır üzerimizden soysuz gölgeleri
Özgür yarınları aç,
Hayatı aç üzerimize!
Peygamberin ruhuyla okşa!
Özgürlüğe susamış dudaklara,
Ab-ı hayattan içir!
Mediney-i fadılaya döndür
Ölüm sıtmasına tutulmuş kentlerimizi
Abdullah ŞAFAK |