Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

CEYLAN'IN YÜREĞİ / ABDULLAH ŞAFAK

Her zamanki gibi şen şakraktı. Küçücük yüreğinde sebebini bilemediği garip bir burukluk yaşıyordu. Koyunları otlatma zamanıydı. Her zamanki işi olduğundan kimsenin söylemesine gerek yoktu. Gitmeden önce merhamet çınarı annesine yaklaşıp, “Anneciğim! Bugün bize makarna pişir!” dedi. Ceylan’ın makarnayı çok sevdiğini bilen annesi “Evet” dercesine başını salladı.


  Ve Ceylan bir daha dönmemek üzere son defa kapının dışına adımını atarak evden ayrıldı. Zayıf, çelimsiz ve ürkek ayaklarla koyunlarına doğru hareket etti.


  Çocukluğu hep böyle geçmişti Ceylan’ın. Şehirliler gibi oyuncakları hiç olmamıştı. Birkaç kat elbisesi, hatta iki çift çorabı bile olmamıştı. Ancak yoksunluğun, yoksulluğun ve fukaralığın avuçları arasında yüreği bahar çiçekleri kadar sevecen, gözleri laleler kadar candandı.


  Koyunlarına doğru giderken korku veren tarafa bakmamak için adeta kendisiyle mücadele ediyordu. Büyük bir merak içinde olduğu halde köyün yukarılarındaki askeri tabur, büyükleri kadar kendisini de korkutuyordu. Orada insanın hayatını karartan karanlık şeylerin yaşadığını düşünüyordu. Canları istediği zaman ölüm kusan silahlarını tepelerine boşaltırlar korkusunu bütün köylüler gibi o da taşıyordu. Aynı korku Ceylan’ın yüreğinde kabuk bağlamıştı. Hiçbir zaman bakmaya cesaret edemediği tabura bu gün de bakmamıştı. Hatta koyunlarını köyün diğer tarafına, yani taburdan uzaklara götürmeyi yeğliyordu. Çünkü o tepedekilerin giyimlerinden, konuşmalarından ve hatta gölgelerinden korkuyordu.


  Bir taraftan koyunlarını otlatırken, diğer taraftan ağaç gövdelerinin dibinde bitmiş sarımsı çiçekleri topluyordu. Bu güzel çiçekleri merhamet çınarı annesine ve nur topu küçük kardeşine götürecekti. Çiçeklerini bir ağacın dibine bırakıp koyunları için yaprak toplamaya başladı. Ağaçlardan kopardığı yaprakları koyunların önüne bıraktı.


  Zamanı öğrenmek için saati yoktu. Ancak güneşe bakarak öğlen vaktini öğreniyor koyunlarını alıp evin yolunu tutuyordu. Bu arada eve gidiş zamanının gelip gelmediğini öğrenmek için eliyle gözlerine gölge yapıp güneşe bakarak zamanı öğrenmeye çalıştı.


  Güneş Ceylan’ı seviyordu. Küçük Ceylan’a gülümseyerek zamanı haber veriyordu. Son bakışında yine zamanı bildirmiş, biraz daha beklemesini söylemişti.


  Koyunlarına yaprak toplamaya devam ediyordu. Topladığı yaprakları koyunlarına taşırken yırtılmış lastik ayakkabıları bazen inada binip kendisiyle hareket etmemeye, ayaklarından çıkmaya çalışıyordu. Ama o, yırtık ayakkabılara inat onları yeniden giyip işine devam ediyordu.


  Her şey tabiatında seyrederken köyün tepelerinde bulunan korku yuvasından ilginç sesler gelmeye başlamıştı. İçerisindeki güçlü ses gürültülerin geldiği yöne doğru bakmasını istiyordu. Ancak hakkında sürekli korkunç hikâyeler anlatılan tepeye bakmaktan korkuyordu. Başını hafifçe kaldırıp korka korka askeri tabura kısa bir bakış fırlattı. Binalardan başka hiçbir şey görünmüyordu. Ancak kısa bakış korkunun sarımsı rengini yüzüne nakşetmişti. Bir an önce burayı terk edip eve gitmek istiyordu. Ancak, güneşin rengi eve gidiş saatinin henüz gelmediğini anlatıyordu.


  Annesi ve küçük kardeşi için topladığı çiçekleri son kez kontrol etti. Yine bir ağaca tırmanıp yapraklardan birkaçını kopardı. İki avucuyla kavradığı yeşilimsi yaprakları çok sevdiği kınalı kuzunun önüne bıraktı. Yerinden doğrulup yeniden ağaca yöneldi. Birkaç yaprak daha koparacak, ardından koyunlarını alıp eve dönecekti. Aniden kulakları sağır eden sesle irkilip gözlerini korku tepesine, sesin geldiği noktaya çevirdi. Ne olduğunu anlayamayan Ceylan’a değen koca mermi, bedenini paramparça etmişti. Küçük zerrelere dönen gövdesi etraftaki ağaçlara yapışmıştı. Elleri ve ayaklarının dışında hiçbir şeyi kalmamıştı.


  Ceylan’ın yüreği, masum ve çocuksu yüreği tike tike olmuştu. Ramazanda iki kere Kur’an’ı hatmeden gözlerinden eser yoktu. Ölüm makineleri yeniden galeyana gelmiş, masum yürekli çocuğu feci ölümle hayattan koparmışlardı.


  Ceylan ölmüştü. Masum yüreği kanatlanıp cennete uçmuştu. Hayattan hiçbir şey anlamayan masum yüzlü Kürt kızı, Liceli Ceylan sessizce hayata veda etmişti.


  Ceylan’ını sarı çiçeklerle bekliyordu anne. Kulakları sağır eden patlamayla yüreğine düşen korkunun izinden Ceylan’ına doğru koşmaya başladı. Oysa Ceylan’ın yerinde yeller esiyordu. Elleri, ayakları ve annesi için topladığı sarı çiçeklerden başka hiçbir şeyi yoktu. Yıkılmış, tükenmişti anne! Ocağı yıkılmıştı babanın! Ne soranı vardı, ne uğrayanı! Devlet zaten yoktu. Devlet diye var olan çocukları öldüren ölüm makinesiydi.


Abdullah ŞAFAK

Diger Basliklar
   ZİNDANDAKİ ADAM
   AYRILIK!
   HIÇKIRIK!
   ERKEN ÖLÜR ANALAR!
   ZİNDANI SARAN ÖFKE!
   BİAT
   BULUŞMA
   YAŞLI GENERAL
   ARTIK HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ...
   EY BİRADER
   AĞIR CEZA
   ÇOCUK
   HASRET
   35 CAN
   YENİ BİR GÜN DOĞUYOR
   DEĞİŞİM
   DOĞUM
   BASKIN
   İSYAN ATEŞİ
   BAYRAM SABAHI
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git