Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

PİMİ ÇEKİLMİŞ BOMBA / ABDULLAH ŞAFAK

Eline tutuşturulan pimi çekik bombanın tehlikesini ilk başta fark edememişti. Ancak bir iki dakika geçmeden elinde ölüm taşıdığını anlamıştı. Özellikle teğmenin “Mandaldan elini çekersen patlar” sözleri avucunda taşıdığı ölümün ne kadar da yakınında olduğunu haber veriyordu.

Yaptığı küçük bir hatanın sonu ölümle biten bir macerayla mı son bulacaktı? Ne için buradaydı? Anne babasını, köyünü, kentini terk ederek, vatan için koşa koşa geldiği asker ocağında köpeklere bile reva görülmeyen cezalarla karşılaşıyordu. İlk defa kafasında bir sürü soru canlanıvermişti. Bütün bunları hak etmediğini, kimsenin kölesi olmadığını, yaptığı hatanın cezasının ölüm olamayacağını düşünüyordu.

Komutanın yaptıklarının şakamsı bir yönünün olduğu aklına takıldı. Ancak canı tehlikedeydi. Elinde küçük bir gevşeme veya kayma ölüm kapısını aralayabilirdi.

Arkadaşları da onun gibi şaşkındılar. Nöbette uyuyakalmanın cezasının ölümle imtihan olmasının anlamsızlığına zihinlerinde anlam yüklemeye çalışıyorlardı. Ancak, hiç kimse buna bir anlam yükleyemiyordu. Çünkü bu ülkede askerlik baştanbaşa anlamsız saçmalıklarla doluydu.

Kutsal olarak nitelendirdikleri asker ocağında ne tür çirkefliklerin döndüğünü, askerin aslında insan sayılmadığını, mal yerine bile konmadığını yaşayarak öğrenmişlerdi. Ama yine de her tarafta yankılanan “vatanı koruma” edebiyatının belleklerinde bıraktığı izlerle tanık oldukları çirkefliklerin zihinlerinde oluşturduğu çelişkiyi bastırmaya çalışıyorlardı.

İbrahim’in büyük bir dikkatle ve güçlükle tuttuğu bomba ile eli arasında terden ince bir tabakanın oluşmasına sebep olmuştu. Bu arada geçmemek için inada binen zamanın diretmesine rağmen ölümle dansın yirmi dakikası geride kalmıştı. Heyecanı an be an kabaran İbrahim, ne yapacağını bilmiyordu. Yanına yaklaşan arkadaşları, teğmenin yanına gidip bombanın pimini almasını, aksi takdirde ölümün çok yakınlarında olduğunu bildirdiler. Teğmen Mehmet Tümer’in yanına varan İbrahim, elinin terlediğini, elindeki bombanın terden dolayı kaymaya başladığını, bombayı tutacak takatinin kalmadığını, bombanın pimini vermesini istedi.

Askeri adam yerine koyma bir yana, askeri köle bile görmeyen teğmen, ağzına gelen en çirkin küfürleri ard arda sıralayıverdi. Küfür faslı tamamlanınca derhal mevzisine dönüp elindeki bombayı tutmasını söyledi.

İbrahim çaresizdi, ne yapacağını bilmiyordu. Yanına yaklaşan arkadaşlarından biri, bombayı uzaklara fırlatmasını istedi. Bir ara elindeki bombayı uzaklara fırlatmayı düşündü. Ancak böyle bir davranışın itaatsizlik sayılacağı ve cezasının çok daha ağır olacağı düşüncesiyle bundan vazgeçti. Burası asker ocağıydı. Kendilerine yapılan itaatsizliğe paslı bir kurşunla cevap verebilir, ardından intihar etti, ya da düşman baskınında şehid oldu diyebilirlerdi. Burada yapılacak küçük bir hata ölüm demekti.

Memleketten epey uzaklarda, Elazığ’da mevzide bekleyen İbrahim’i düşman baskını düşündürmüyordu. Elindeki bombadan yükselen ölüm kokuları alnından ölüm terlerinin boşalmasına yol açıyordu. Sanki mukadder ölüm yavaş yavaş yaklaşıyordu. Yarım saattir pimi çekilmiş bombayı tutan elindeki takat an be an azalıyordu. Arkadaşlarının isteği üzerine yeniden teğmenin odasına yöneldi:

- Komutanım elimde takat kalmadı. Bu bomba elimde patlayacak! Terhisime 75 gün kaldı. Artık dayanacak gücüm kalmadı. Lütfen o pimi verin de beni bu beladan kurtarın! dedi. İbrahim’in bu isteği karşısında küplere binen komutan:

- Yerine dön ulan! Nöbette uyursun ha! Git mevziinde bekle, zamanı gelince pimi getiririm! Bir daha pim için gelirsen seni perişan ederim. Acele mevziine dön! dedi.

- Komutanım beni öldürmek mi istiyorsunuz? Lütfen bunu yapmayın, deyince daha fazla öfkelenen komutan:

“Acele mevziine dön, yoksa bir daha asla pimin yüzünü göremezsin! dedi.

Çaresizlik içerisinde mevziye geri döndü. Pimi alacağı ümidiyle bekleyen arkadaşları eli boş döndüğünü görünce tehlikenin çok yakınlarda olduğunu hissetmeye başladılar.

İbrahim tamamen çaresizdi. Sesini çıkarmadan mevziye girip beklemeye başladı. Komutanın pimi getireceği ümitleri yavaş yavaş tükeniyordu. Yüreğini büyük bir hüzün sarmıştı. Anne, baba ve kardeşlerini düşündü. Telefonda hıçkırıklarla ağlayan annesinin ince nazenin yüreğini düşününce gözlerinden yaşlar boşanıverdi. “Acaba bir daha beni canlı görebilecek mi?” dedi kendi kendine.

Komutanın yaptıklarına öfkelenen arkadaşlarından Ahmet, her şeylerini geride bırakarak vatan için yola çıktıklarını, halaylar eşliğinde Peygamber ocağı diyerek askere geldiklerini, ancak komutanların kendilerini köle bile görmediklerini, zulmün en koyusunu yaptıklarını söyleyip, İbrahim’e yapılan alçakça davranıştan dolayı askerlik elbisesi giymenin utancını yaşadığını dile getirdi.

Bu konuşmalardan hiçbiri İbrahim’in elinde taşıdığı ölümü engelleyemiyordu. Oysa kimsenin yapacağı bir şey yoktu. Kadere boyun eğmekten başka bir yol görünmüyordu. Biraz daha takatini toplamalı dayanmalıydı. Aksi takdirde ensesinde akan heyecan terinin ucunda ölüm olduğunu biliyordu.

Tam 45 dakikadır ölümü elinde taşıyordu. Mevzideki arkadaşlarına, artık takatinin kalmadığını, elinin terlediğini ve bombayı kavramayacak kadar hissizleştiğini söyledi. Arkadaşları biraz daha sabretmesini tavsiye ettiler.

Yapabileceği bir şeyi kalmamıştı. Uyuşmuş eli hiçbir şey hissetmiyordu. Derken hissizleşen elindeki bomba yere yuvarlanıverdi. Yaşadıklarının etkisiyle kısa bir müddet sessizce bombayı seyreden İbrahim, yanındakilere “Bomba düştü!” deyiverdi. Arkadaşları bombayı uzaklara fırlatmak için harekete geçtiler. Ancak çok geçti. Bomba büyük bir gürültüyle patladı. İbrahim ile birlikte üç arkadaşı oracıkta can verdi.

Bombanın pimini çekip İbrahim’e veren teğmen ile birlikte bazı komutanlar ve kölelerden aşağı görünen bazı erler paramparça olmuş bedenlerin bulunduğu mevziye toplandılar. Komutanın emriyle cesetleri toplayıp kamyonetle morga gönderdiler. Komutanlardan hiç biri bu dört gencin ölüm nedenini sorma gereği bile duymadı. TSK sözlüğünde yüreği yanık annelerin parçalanmış evlatlarının ölüm nedenleri hazırdı. Derhal rapor tutuldu ve “eğitim zayiatı” olarak kayda geçildi. Yerini, yurdunu ve yüreği yanık annesini terk edip vatan için yola çıkan zavallı gençlerin asker ocağındaki değeri bu kadardı.

Ertesi gün dört gencin paramparça olmuş cesetleri memleketlerine gönderildi. Eğitim zayiatında ölen gençlerin şehit oldukları ailelerine bildirildi. Çocuklarının nerede, nasıl ve ne şekilde öldüğünü yüreği yanık anneler hiçbir zaman öğrenemeyecekti. Ancak vatan uğruna feda ettiklerini zannettikleri gencecik yürekleri için bir ömür gözyaşı dökeceklerdi.

Abdullah ŞAFAK

Diger Basliklar
   ZİNDANDAKİ ADAM
   AYRILIK!
   HIÇKIRIK!
   ERKEN ÖLÜR ANALAR!
   ZİNDANI SARAN ÖFKE!
   BİAT
   BULUŞMA
   YAŞLI GENERAL
   ARTIK HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ...
   EY BİRADER
   AĞIR CEZA
   ÇOCUK
   HASRET
   35 CAN
   YENİ BİR GÜN DOĞUYOR
   DEĞİŞİM
   DOĞUM
   BASKIN
   İSYAN ATEŞİ
   BAYRAM SABAHI
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git