Tabiat baharın coşkusuyla renklendi Çocuklar bahar kadar güzeldi bu şehirde Kiminin henüz ilk baharıydı bu! Kimi daha önceden tanışmıştı… Baharı getiren güneş, Yedi rengiyle okşuyordu çocuk yüzleri! Çocuklar! Hiç oyuncakları olmamıştı, Taş parçalarıyla oyunlar kurarlardı Bazen bir kış boyu giydikleri lastik ayakkabıları, Oyuncak arabalarıydı onların! Damlardan yükselen kuş cıvıltısı Çocuk gülücükleriyle buluşuyordu Güneşin yedi renginden giyinmişti, Halepçe’nin masum çocukları Oyuna dalmışlardı, Çocukluklarını yaşamak, Hayata emin adımlarla yürümek için! Gökyüzünden gelen gürültüyle irkildiler! Sadece onlar değil, Bütün şehir irkildi! Tepede kocaman uçaklar! Çocuklar, Baharın masum çiçekleri Kimi şaşkınlıktan olduğu yere çakıldı Kimi annesinin kollarında, Dehşetten korunmak için! Analar, babalar, yaşlılar! Korkuya yenilmişti bütün canlılar! Alınlarında zulüm nasırlaşmış büyükler Tanıdılar ölüm makinalarını Çaresiz bakışlarla, Beklediler sessiz ölümü… Ve derken kayboldu ölüm makinaları Hiç bir yeri yakıp yıkmadan! Yürekleri ağzında analar! Şaşkınca bakıştılar! Babalar, dedeler, neneler! Bu şehirde herkes şaşkındı! Oysa ölüm bulutları kuşatmıştı şehri! Gittikçe yaklaşıyordu ölüm! Tepelerinde kol geziyordu! İlkin hoş bir gül kokusu burunları okşadı Yoksa Newroz’un müjdecisi miydi ne? Büyükler ölüme yordular Tecrübeleri vardı çünkü Daha önce de nice ölümler tatmışlardı, Nice zalim ellerden! Yapacak bir şeyleri yoktu Kadere boyun eğmekten başka! Kimi yavrusuna sıkı sıkı sarıldı, Kimi el ele tutuştu, Kimi seccadeye kapandı, Karşılamak için ölümü! Çocuklar! Ellerinde taşlardan oyuncakları Hiçbir şey anlamadıkları bahardan Baharımsı ölüm kokusuyla Hayata veda ettiler! Halepçe hayata veda etti! Sessiz bir çığlığın ardından Sessizce yerlere serildiler, Yitik ümmetin öksüz çocukları! Kürt çocukları Birer birer öldüler! Arkalarında gözyaşı döken kimseyi bırakmadan Yaslılarını yanlarına alarak Öksüzce yaşayıp, Sessizce ölüp, Sessizce gömüldüler! Sessiz ölümden yükselen çığlıklar, Şehrin yıkık duvarlarında derin izler bıraktı! Acıyla yoğrulmuş nice yıllar geçti, Sessizlerin anası Halepçe, Yavrularının yasını tutar her gece! Kalbi kırık ve yaralı Kimsesizlerin kimsesizi Yasını tutar Halepçe, Kıyamete kadar! Volkan gibi kaynar İçindeki acılar Kimsesizlerin yurdu Halepçe Mahşere saklar intikamını! Abdullah Şafak |