BAYRAM Adım Bayram! Ben ise yabancısıyım bayramların! Mumyalı yaldızlarla süslenen tabut! Oldum olası sırtımda kambur! Şehrin çürümüş tapınaklarına tutunarak, Öfkenin en koyu atmosferinde, Avuçluyorum kaybolmuş yıllarımı! Binbir siperle kuşatılmış gövdeler! Bu derbeder şehir, Ölümcül tufanların esiri! Hayatın aksak basamakları, Sırmalı kelimelerle kurgulanmış hayaletler! Uçsuz bucaksız gam imparatorluğunda, Varlığım kusur, Sukutu hayale gömülmem, İdamlık suçtan sayılır! İlim denilen şey ölüm makinesinde bomba! Üniversiteler suçlu fabrikası! Adamca yaşamanın cezası! 70 yıllık kürek mahpusluğu! Her gün yeni ölümlerle tanışırım! Keşmir’den Filistin’e! Moro’dan Çeçenya’ya! Fatiham okunur kanlı sofralarda! Gencecik nefesler! Hayatın ilk basamaklarında! Letafetle perdelenmiş İblise yenik düşer! Modern ölümün mayhoş dalgaları arasında, Veda eder bütün umutlara! Adım Bayram! Ben ise yabancısıyım bayramların! Ey onuruma hançer gibi saplanmış âvare çağ! İsyan ediyorum gecelerine! Benim adım Bayram, Bayram gibi coşmalı! Hüzün dağlarını avuçlarımda eritmeliyim! İki büklüm yorgun yüreklere, Nur ülkesinden esen meltem olmalıyım! Bu isyan kabaracak! Verilmemiş hesapların ortasında! Çaresizlerin nasırlaşmış omuzları, Tanıklık edecek isyana! Bu isyan kabaracak, Bu nehir yutacak, Hainleri, haydutları, bozguncuları! Bin yıl geçse de bu isyan sürecek! Adım Bayram! Ben ise yabancısıyım bayramların! Oysa bütün beklentilere inat, Nurdan örülmüş kutsal çağa tutunarak, Tutsakhanelere gömülen bayram, Yeniden doğacak bebekler gibi! İpekten altın saçlarını okşayarak, Ana gibi bağrıma basacağım, Doya doya yaşayacağım bayramı! Zambaklar gibi nazlı, Leylâklar gibi zarif gövdesiyle, Zamanın ruhunu yeniden kavrayacak! Ülkemin ismi bayram olacak, Çağımın ismi bayram, Çiçekler bayrama açılacak, Bebeklerin dili bayramla çözülecek! Özgür baharlar bayramla hükmedecek zamana! Yeryüzü tevhid elbisesine bürünecek, İnsanlık bayram elbisesine… Yazan: Abdullah Şafak |