Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

17 OCAK MÜNASEBETİYLE HİZBULLAHİ HAREKET ÜZERİNE / M.ZEKİ GÜNEY

17 Ocak, Hizbullahi hareket ve Müslümanlar için önemli bir günün tarihi ve sembolüdür.

Birincisi; Cumhuriyetin kuruluşundan beri kamil anlamda siyasi ve Teşkilati bir yapıdan mahrum kalan Müslümanlar için, karanlık ve zulmet dolu bir zamanda her türlü beşeri-ilhadi ideoloji, örgüt ve yapıların zirvede olduğu, İslam’a ve Müslümanlara her türlü zulüm ve baskıların reva görüldüğü, İslami değer ve mukaddesatların ayaklar altına alındığı, ….  ve genel anlamda Müslümanların vahdet ve bütünlüğünü sağlayacak kapsayıcı ve kuşatıcı bir hareketin olmadığı bir dönemde samimiyet, ihlas ve cesaret sahibi dava arkadaşları ile birlikte Allah (cc)' ın yardımı ile Müslümanların kötü talihini değiştirecek, onları beşeri-ilhadi örgüt ve rejimlerin esaretinden kurtaracak, onları asli kimlik ve hüviyetlerine, nebevi bir metot ile özgürlük ve hürriyetlerine kavuşturacak bir hareketi başlatıp cemaatleşme sürecini bin bir meşakkatle büyük ölçüde tamamlayarak bereketli bir ömrün ahirinde, 48 yaşında, verdiği mücadelenin şanına ve şerefine yakışır, Kemalist düzenin güçlerine teslim olmayarak Müslümanların onur ve haysiyetlerini koruyup, mücadelesini kanıyla imzaladığı ve şahadet mertebesine kavuştuğu bir önderin, bir rehberin,…. Şehid Rehber Hüseyin VELİOĞLU’nun şahadet günüdür.

İkincisi; dağdağalı ve fırtınalı bir dönemde yanlış metotlarla verilen İslami mücadelelerin başarılı olmadıkları, bu nedenle Müslümanların arasında ayrışma ve dağılmaların meydana geldiği bir dönemde cemaatsiz mücadele verilemeyeceğini ve bunun doğru yolu olan nebevi bir metotla olabileceğine inanarak yola çıkan, gizli örgütlenme ve gizli davet, yerine göre gizli örgütlenme ve açık davet ve tebliğ yoluyla tüm Türkiye’de ve özelde Kürdistan’da halkın her kesimini kapsayan yoğun faaliyetlerle her geçen gün daha büyüyen, takip ettiği doğru metot sayesinde yapılan darbe ve ihtilallerden en az zararla çıkarak gizli cemaatleşmesini hızla sürdürerek büyük bir güç haline gelen ve İslam düşmanları için tehlike arz etmeye başladığı için hedefleri haline geldiği bu nedenle büyük baskı, dayatma, çatışma ve imha kampanyalarına maruz kaldığı bir merhaleden yepyeni bir merhaleye geçişin günüdür.

 17 Ocak 2000 günü İstanbul’un Beykoz semtinde tağuti rejim güçleriyle saatlerce süren bir çatışmadan sonra aziz rehberin şahadetiyle neticelenen bu olayı rejim, elindeki tüm medya ve kitle iletişim imkanlarını kullanarak ülkeyi baştan başa şoke eden ve hayretler içerisinde bırakan bir çapta kendi menfaatleri çerçevesinde, yalan ve iftiralarla dolu bir karalama kampanyasıyla halkı yanlış yönlendirip benzeri görülmemiş bir şekilde saptırdı. Bütün gerçekleri gizleyerek ortaya çıkması durumunda ahlaksızlığını, hukuksuzluğunu, baş vurduğu gayri insani metotlarını, insanın onur ve haysiyetini yerle bir eden yöntemlerini, tıyneti bozulmamış hiçbir akıl ve mantığın kabul edemeyeceği derin ve kirli faaliyetlerinin üstünü örterek özünde var olan İslam’a düşmanlığını açıkça ortaya koydu. Var gücüyle Müslümanların üzerine gidip hiçbir hukuki sınır tanımadan binlerce kişiyi tutuklayıp istediğini aylarca gözaltında tutarak akla gelebilecek her türlü işkenceleri uygulayıp binlerce aileyi mağdur eden, sadece ve sadece Kur’an dersi almak için camiye giden çocukları yaşlarına bakılmaksızın gruplar halinde yakalayıp nezarethanelere tıkayan, 10 binden fazla Müslüman’ı gözaltından geçirerek türlü iftiralarla binlercesini zindanlara atıp, onlarca yiğit müslümanın evini basarak en ağır silahlarla saldırarak zalimce şehit etti. Mezar evleri, domuz bağı, torbalarda cesetler teşhir edilerek dehşet verici bir atmosfer oluşturularak gerçekler saptırılıp bambaşka bir şekilde kamuoyuna sunuldu. Nasılsa bütün medya organları ve kitle iletişim araçları ellerinde…. Sanki Kürdistan’da binlerce insanımızı sorgusuz sualsiz katleden binlercesini vahşice işkencelerden geçiren yüz binlerce insanı köyünden yurdundan süren, yurtlarını ateşe veren, bölgedeki kuyuları cesetlerle dolduran, kurdukları çeteler vasıtasıyla zengin fakir ayırımı yapmadan insanlarımızı haraca bağlayan, kurdurttukları fuhuş ve hırsızlık çeteleri vasıtasıyla halkımızın mal ve namusuna el uzatan binlerce insanımızı baskı, işkence, şantaj ve tuzağa düşürerek ajanlaştıran ve bütün insani değerlerden uzaklaştırarak hayvanlardan daha aşağı bir seviyeye düşürdükleri bu ajanları vasıtasıyla terör estiren ve milletimizi canından bezdiren bu rejimin istihbarat ve güvenlik birimleri değildi! Bunlarla ilgili ciltlerle kitaplar yazılabilir.

Ülke genelinde ve özellikle Kürdistan’da Hizbullahi harekete ve halkımıza karşı adil olmayan şartlarda ve zeminde siyasi, içtimai, ekonomik, askeri ve psikolojik kirli bir savaş yürütüldü ve bu savaş hala yürütülmektedir.

Hizbullahi cemaat, yazımızın başında belirttiğimiz ortam ve şartlarda Müslümanları dağılmışlıktan, bölünmüşlükten ve içerisinde bulundukları belirsizlikten kurtarmak maksadıyla kuruldu. Davet, tebliğ ve Müslümanların gönüllü birliktelik esasına dayalı olarak sürdürdüğü faaliyetlerinde silahlı mücadele yöntemlerine başvurma gibi bir hedefi yokken kendisine dayatılan haksız çatışmaların karşısında Müslümanların onur ve varlığını savunmaktan başka bir seçeneği kalmayınca hazırlıksız olmasına rağmen direndi ve  Allah (cc)' ın yardımı ile muvaffak oldu.

80 yıldır tağuti rejim, laik ve Kemalist bir temelde ve  60’lı yıllardan beri ise beşeri ve ilhadi örgütler de etnik milliyetçilik, materyalist ve komünist esaslar üzerinde Müslüman Kürt halkını asimile ve dejenere etmek için her türlü yol ve yönteme başvurarak onu Müslüman kimlik ve hüviyetinden uzaklaştırmaya çalışmaktadırlar. Kürtlerin tarihten gelen Müslüman kimliğini, İslam ümmeti içerisindeki İslami, insani, ulusal ve medeni bütün haklarını savunan Hizbullahi cemaat ise zaman zaman birbirleriyle çatışma halinde görülen her iki zalim gücün saldırısına maruz kalarak büyük bedeller ödemiş ve hala da ödemektedir. Her iki güç Hizbullahi cemaat ve mensuplarına karşı her türlü gayri ahlaki ve gayri insani yolları kendileri için meşru görüp bunlara başvurmada biri diğeri ile yarışırken zaman zaman işbirliğine gitmede bir sakınca görmemektedirler. İdeolojik ve fikirsel alanda birleştikleri halde Müslüman Kürt halkının hassasiyetlerinden ve Türkiye’deki İslami temayülün yükselmesinden dolayı henüz yapısal olarak da bütünleşmeyi gerçekleştirmeyen her iki gücün, İslami yükselişin karşısında bu bütünleşmeyi gerçekleştirmeleri uzak değildir. Manzara ortada iken işin garip çelişkisine bakın ki her iki güç ve ortalıkta laf cambazlığı yapan, feraset ve basiretten uzak kimi zevatın Hizbullahi cemaati devlet uzantılı gösterme gayretleri ne kadar da eblehanedir!

PKK’nin kendi dışında hiçbir varlığa tahammül göstermeyen tavrından dolayı rakip gördüğü Hizbullahi cemaati sürekli karalamak maksadıyla bölgede ne kadar yalan ve iftira piyasaya sürdüğünü bilmeyen yoktur. Hiçbir şekilde ispatını yapamayacağı, (fakat kendisi için aynı ithamı  yapmak için yüzlerce delil bulunan) ama işine en çok yarayanı ise cemaati devletle ilişkilendirmek oldu. Rejimin güvenlik ve istihbarat birimleri de sürekli kendi ajan ve işbirlikçileri vasıtasıyla aynı ithamları halkın içinde yayarak cemaatin etkinliğini kırmayı amaçladı. Başvurduğu gayri meşru ve gayri ahlaki yöntemler ise o kadar çok çeşitlilik arzetmektedir ki ancak bir kitap şeklinde bunlar yazılabilir.

Yine garip bir çelişkidir ki cemaat ilk kurulduğunda samimi ve ihlaslı şahsiyetlerin omuzlarında, gizlilik ilkesini esas alarak işe başladığından yapısı hakkında devletin elinde herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Zamanla aynı bölgede ve birlikte mücadele veren bazı kesimlerin cemaatten ayrıldıktan sonra karşı cephe açması  hem bunların hem de  PKK’nin devlete ve medyada teşhir maksatlı verdikleri bilgiler sayesinde devletin bilgi sahibi olması; bu bilgiler sayesinde cemaatin üzerine yoğun bir şekilde gelmesi ortada iken bu kesimlerin cemaati devlet ile ilişkilendirmeleri seviyesizlikten ve basitlikten başka bir şey değildir.

Hem rejimin hem de cemaati rakip gören örgütlerin sürekli cemaati karalamalarının ve üzerine gitmelerinin sebebi; Müslüman Kürt halkını özünden ve dininden uzaklaştırarak gerçek kurtuluş vesilesi olan Hizbullahi cemaat çatısı altında birleşmesini ve bütünleşmesini engellemektir.

Dünya istikbarı, Kemalist rejim ve Kürtler adına hareket ettiğini ancak Kürtlere zarar vermekten başka bir faydaları dokunmayan güçlerin kendi aralarında Kürtler üzerine yaptıkları planlar ve yapacakları tasarrufatlar, Kürtlerden çok kendi hegemonya ve çıkarlarına hizmet edeceği ve Kürtleri onlara bağımlı kılacağı için başarılı olmayacaktır. Bölge halkı sahipsiz değil ve yeri geldiği zaman tercihini haktan yana koymaktan geri durmayacaktır.

Muharrem ayında Kerbela’da İslam’ın izzet ve şerefi için mücadele ederek baş eğmeyen ve zalimler tarafından şehid edilen Hz. Hüsyen (ra) ve onun izinden giden asrımızın Hüseyni Şehid Rehber Hüseyin VELİOĞLU’nun şehadet yıl dönümleri münasebetiyle rahmetle yâd ediyor, İslam ümmetine taziye ve tesliyetlerimizi arz ediyoruz.   

Selam ve dua ile…                    M. Zeki GÜNEY

 

 

Diger Basliklar
   YAPILAN TAHLİYELER ÜZERİNE BİR TAHLİL
   BAŞÖRTÜSÜ ÜZERİNE OYNANAN OYUNLAR
   SUSA CAMİ KATLİAMI MİZANINDA HİZBULLAH VE PKK
   İSTİKRARSIZLIK VE ÇÖZÜMSÜZLÜKTEN BESLENENLER VE..
   KUTLU DOĞUM ETKİNLİKLERİNE NE GEREK VAR!
   MEKKE'DE KANLI CUMA
   SUSA CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : MUTKİ İSYANI
   HALEPÇE KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HALİL-ER RAHMAN CAMİ KATLİAMI
   KIYAMLAR VE KATLİAMLAR : HAMA KATLİAMI
   ŞEYX SAİD KIYAMI -2
   ŞEYX SAİD KIYAMI -1
   FURKAN SAVAŞININ GALİBİ HAMAS
   ALLAH LANET ETSİN
   DEĞİŞİM VE YENİLENME ÜZERİNE
   HİZBULLAHİ HAREKETİN MİSYONU
   YOZLAŞTIRMA FAALİYETLERİ, İNTİHAR VAKALARI VE BATMAN
   HİZBULLAHİ HAREKET VE DIŞINDAKİ ÖRGÜT, GRUP VE OLUŞUMLAR
   TASAVVUF VE TARİKATLAR ÜZERİNE
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git