Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

BOSNA MÜSLÜMANLARI / ABDULLAH ŞAFAK

Önce Endülüs’te İslam’ın izlerini silmeye çalıştılar. Burada asırlarca devam eden, Batı medeniyetinin oluşmasında önemli etkileri olan İslam medeniyetinin kalıntılarını büyük ölçüde temizlediler.

On dokuzuncu yüzyılın sonlarından itibaren Osmanlının gerilemesi ve farklı cephelerde yenilgiler alması dünyanın şekli değişmeye başlamıştı. Özellikle Avrupa cephesinde aldığı yenilgiler üzerine buradaki topraklarını terk etmek zorunda kalmış, bölgede yaşayan Müslümanların desteksiz ve sahipsiz kalmasına yol açmıştı. Asırlardır bölgede yaşayan Müslümanlar, Avrupalı bazı kavimlerin intikam amaçlı saldırılarıyla karşılaştılar. Bir asra yakındır Avrupa’da varlık mücadelesi vererek İslami kimliklerini korumaya çalışan Müslümanlar, karşılaştıkları her türlü saldırı ve katliamlara rağmen varlıklarını sürdürmektirler. 20. yüzyılın sonlarında katliam ve soykırımla yüz yüze kalarak zor günler geçiren Avrupa Müslümanlarından Bosnalıların durumunu irdeleyeceğiz.

Müslüman tüccarların 7. yüzyılda Balkanlara yönelik gerçekleştirdikleri ticaretle birlikte yürütülen tebliğ faaliyetleri neticesinde bölge İslam’la tanıştı. Fakat halkın İslam’ı kitlesel olarak kabulü 15. yüzyıla dayanır.Fatih Sultan Mehmet’in Bosna’yı fethinden sonra bölgede faaliyet yürüten Müslüman mübelliğlerin yoğun katkılarıyla İslam, önemli ölçüde yayılmaya başladı.

17. yüzyıla gelindiğinde Müslüman nüfus Hıristiyan nüfusun oldukça üzerindeydi. 1624 yılında Bosna’yı ziyaret eden Arnavut rahip Peter Masarechi, hazırladığı raporda; burada 150 bin Katolik, 75 bin Ortodoks ve 450 bin Müslüman’ın yaşadığını bildiriyordu

Bosna Hersek’in başkenti Saraybosna, Osmanlılar zamanında Avrupa’nın en önemli ilim merkezlerindendi. Bu şehirdeki çok sayıda medrese ve ilim merkezi harıl harıl çalışıyordu.

Ancak, Osmanlıların zayıflaması üzerine 1878’de Bosna Hersek toprakları Avusturya Macaristan imparatorluğu tarafından işgal edildi. İşgalden sonra Bosnalı Müslümanların önemli kısmı Osmanlı’nın elindeki diğer bölgelere göç ettiler. Osmanlıların 1912’de bölgeyi tamamen terk etmesi, ardından başlayan Birinci Dünya savaşı Bosnalılar için felaketin kapısını aralamıştı. Sırbistan, yıkılan Avusturya-Macaristan imparatorluğunun elinde bulunan topraklarda yaşayan Slavları bir devlet çatısı altında bir araya getirmeye çalışarak yeni bir devlet kurdu. Bosna da bu birliğin içerisindeydi. Bu devlet 1929’da Yugoslavya Krallığına dönüştürüldü. Ortodoks Sırpların yönetimi ele almalarıyla Bosnalı Müslümanlara yönelik şiddetli zulümler başladı. Malları zorla ellerinden alınarak Hıristiyan Sırplara verildi. Müslümanların büyük bölümü zor kullanılarak göçe zorlandı. İkinci dünya savaşında Yugoslavya, Almanlar tarafından işgal edildi. Savaş yıllarında Müslüman avına çıkan Sırp çeteleri, uyguladıkları soykırımla 100 bin Müslüman’ı katlettiler. Komünistlerin de katkısıyla Bosna 13 Ocak 1946’da bağımsızlığını elde etti. Bağımsızlıkta Komünistlerin katkısı olduğundan ülke, Yugoslavya Cumhuriyeti ile birleştirildi. Müslümanlar yeniden zulme uğramaya başladılar. İslami vakıfların mallarına el konuldu. Camiler, medreseler ve diğer İslami kurumlar kapatıldı. Müslümanların bütün İslami faaliyetleri, hatta dini bayramları yasaklandı. Boş bahaneler uydurularak Müslümanlar ağır işkencelere tabi tutulup zindanlara dolduruldu.

1975 yılında baskının hafiflemesiyle faaliyetlerini yoğunlaştıran Müslümanlar, kapatılan camilerden bazılarını açıp medreseleri ihya etmeye başladılar. İslami faaliyetlerinden dolayı yıllarca zindanlarda kalan Bosna Müslümanlarının liderlerinden Aliya İzzetbegoviç, İslami faaliyetleri yoğunlaştırmak için önemli çabalar harcadı. Yoguslayva’da başlayan çok partili sistemden faydalanan Müslümanlar, Aliya İzzetbegoviç önderliğinde Demokratik Eylem Partisini kurdular. Aralık 1990’da seçime giren parti, Bosna Hersek’teki seçimleri kazanınca İzzetbegoviç Bosna’nın cumhurbaşkanı seçildi. Ülkede İslami uyanış için gayret gösteren Müslümanlar, bağımsızlık yollarını aramaya başladılar. 1 Mart 1992’de gerçekleştirilen referandum üzerine bağımsızlıklarını ilan ettiler.

Müslümanların faaliyetleri başta Sırpları harekete geçirmişti. İzzetbegoviç ve onun kurduğu Genç Müslümanlar teşkilatının aleyhinde çok yoğun propagandalar yapılıyordu. İzzetbegoviç’in 1991 yılında İran’ı ziyaretiyle propagandalar zirveye ulaşmıştı. Sırplar, Avrupa’nın ortasında bir İslam devletini kabullenemeyeceklerini bildiriyorlardı.

Bosna’nın bağımsızlığını ilanı, Sırpların da savaş ilanıydı. Bosnalılar, sahip oldukları güçsüz orduyla ve Müslüman halkın desteğiyle direnişe başladılar. Yerli Sırp çetelere karşı direnişi götürmede fazla zorlanmıyorlardı. Oysa Yugoslavya Federal ordusunun Sırplara yoğun askeri ve ekonomik yardımları, her türlü destekten yoksun Bosna Müslümanlarını zor durumda bırakıyordu. Savaşta Bosna’nın önemli şehirleri işgal edildi. İslami eserler baştan başa tahrip edilmeye başlandı. Bir milyondan fazla Müslüman ülkeyi terk etmeye zorlandı. Avrupa’nın göbeğinde gerçekleşen bu katliamlara başta Avrupa olmak üzere bütün dünya seyirci kalıyordu.

İkiyüz elli bin Müslüman’ın hayatını kaybetmesinden sonra bölgeye Birleşmiş Milletler gücü gönderildi. Sırp ve Hırvatlar Birleşmiş Milletler gücünün gölgesinde katliamlarını sürdürdüler. Birleşmiş Milletler gözetimindeki Srebrenica’da herkesin gözü önünde Sırplar, on binden fazla savunmasız sivil insanları evlerinden toplayıp topluca katlettiler. Bu manzara Avrupa’nın Müslümanlara yönelik gerçek yüzünü bir kez daha ortaya koyuyordu.

Dört taraftan kuşatılmış Bosna halkı katliamlara uğrarken Birleşmiş Milletler, dıştan gelebilecek yardımların önüne geçmek için Bosna’yı ambargoya tabi tuttu. Her şeye rağmen Müslüman Bosna direnişine devam etti. Dünyanın değişik yerlerinden gayretli Müslüman gençlerin yardıma koşmalarıyla, ibre Müslümanların lehine dönmeye başlamıştı. Bu süreçten sonra savaşın aleyhe döneceği ve zararlarına neticeleneceğini düşünen Batılılar, araya girerek Dayton anlaşmasını imzalattılar. Böylece Bosna Müslümanları, Sırp ve Hırvatlılar arasına hapsediliyordu. Bütün bu sıkıntılara rağmen azimle çalışan Bosnalılar, savaştan sonra yaralarına sarıp yıkıntılarını onarmaya başladılar. Yaklaşık on üç yıldır var olma mücadelesini sürdürmekle birlikte Sırp ve Hırvat’ların yerle bir ettiği ülkeyi, özellikle de İslami eserleri yeniden onarmaya çalışmaktadırlar.

Kuruluşu uzun yıllara dayanan Meşihat teşkilatı, ülkede İslami faaliyetleri yürütmek üzere oluşturulmuş bir kurumdur. Sosyalist dikta döneminde bu kurumun faaliyetleri kısıtlanmış ve devletin denetimine verilmişti. Çok partili sisteme geçilmeyle birlikte Meşihat dairesi, boşluktan faydalanarak faaliyetlerini arttırdı. Saraybosna’da lise ve fakülte seviyesinde eğitim veren Gazi Hüsrevi Beg medresesini faaliyete açtı. Kapalı bazı camiler onarıldı. Ancak ağır savaş, faaliyetlerin yeniden durmasına neden oldu. Savaştan sonra yeniden faaliyetlerini yoğunlaştıran Müslümanlar, Meşihat dairesini tamamen faal duruma getirdiler. Savaşta tahrip edilmiş camiler, tekkeler, medreseler ve kütüphaneler Meşihat dairesi ve diğer bazı yardım kurumlarının vasıtasıyla onarılmaya başlandı. Tahrip edilen yüzlerce İslami kurumu onarma özellikle ekonomik açıdan ağır gelmektedir. Kendi imkanlarını seferber eden Bosnalılar, başka Müslümanlardan yardım beklenmektedir.

Bugün İslami faaliyetlerin büyük bölümü Meşihat dairesi tarafından yürütülmektedir. Bu dairenin başkanlığını aynı zamanda Bosna Müftüsü olan Şeyh Mustafa Çiriç yürütmektedir. Bünyesinde ilkokuldan üniversiteye kadar pek çok dini kurumun faaliyet yürüttüğü Meşihat dairesi, bir yanda toplumda İslam’ın ihyasına çalışırken, diğer yandan yıkılan İslami eserleri onarmaya çalışmaktadır.

İslami Meşihat’ın dışında faaliyet yürüten başka İslami gruplar da mevcuttur. Ancak bunların faaliyet alanları fazla geniş değildir.

Onlarca yıldır devam eden zulme, sömürüye ve soykırıma rağmen Bosna Müslümanları, teslim olmadan ve bıkmadan varlıklarını sürdürmekte, her şeye rağmen İslami kimliklerini  korumaktadırlar. Avrupa’da İslam’a karşı sürdürülen düşmanlık ve kin devam ettikçe bu bölgede yaşayan Müslümanların tehlikeleri devam edecektir. Ümmetin mazlum milletlerinden Bosnalı Müslümanlar yeryüzündeki diğer Müslümanların yardım ve  desteğini beklemektedir. İslam düşmanlarının yerle bir ettiği İslami eserlerin onarılması ve onlarca yıldır İslam’ın yok edilmesi için yürütülen yoğun faaliyetlerden etkilenen Müslüman halkın yeniden İslami köklerine dönmesi için gayretli Müslümanların mazlum Bosnalıların yardımına koşmaları gerekir.

Kim Allah'ı, Resûlü’nü ve iman edenleri dost (veli) edinirse, hiç şüphe yok, galip gelecek olanlar, Allah'ın taraftarlarıdır.” (Maide 56)

ABDULLAH ŞAFAK

Diger Basliklar
   ZİNDANDAKİ ADAM
   AYRILIK!
   HIÇKIRIK!
   ERKEN ÖLÜR ANALAR!
   ZİNDANI SARAN ÖFKE!
   BİAT
   BULUŞMA
   YAŞLI GENERAL
   ARTIK HER ŞEY İÇİN ÇOK GEÇ...
   EY BİRADER
   AĞIR CEZA
   ÇOCUK
   HASRET
   35 CAN
   YENİ BİR GÜN DOĞUYOR
   DEĞİŞİM
   DOĞUM
   BASKIN
   İSYAN ATEŞİ
   BAYRAM SABAHI
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git