Acımasız saatler kuşatır iklimleri Devran kör bir zindana dönüşür Boğaza yapışan acı lokma gibi Hüsran afetine tutulur tatlımsı saniyeler! Umutlar en ücra iklimlerde filizlenir Mahzun bir günün orta yerinde Fıtratın derinlerinden bir ses yükselir Bir garibin vaveylasıyla açılır vicdan kapıları Kimi kuru bir çölden gülistan inşa eder Kimi koca ömrü yokluğa kurban eder Kimi Zülkarneyn olur, yedi kıtaya hükmeder Kimi Firavun olur, işkenceye dönüşür Kimi bir Musa gibi, Mahrumların yarasına merhem olur, can olur Hep kaybetmek için koşturur koca koca adamlar! En tatlı saatleri, En iğrenç havuzlarda tüketir! Hayat denilen seyr-u seferi, Kör bir zevke feda eder delicesine! Oysa hep bozgunları yaşadım bu ülkede Ölümü ekmek kadar kutsadım! Yorgun bakışları altında şehrin Issız bir yer aradım akşamları! Doyasıya yaşamak, Doyasıya kendim olmak, Doyasıya teneffüs etmek, Kendime ait olmak için hayatın baharında yazında! Bir Nuh tufanına, Bir yıkım kasırgasına tutulmadan Dehşetli günün öncesinde Duymalıyım yüreğimin sesini! Bahtiyar hayatın solgun yüzünü Sel gibi akan tarihin, Bir “ol” emrine kurban gideceğini Hayatın buhar gibi uçacağını İhtişamlı günlerin koca bir yalan olduğunu Adım gibi bilmeliyim! Herkes göçer bu haneden İlk günkü doğum gibi Bir nefeslik hayatın orta yerinde Acımsı birkaç anı kalır! Solgunlaşır taze çehreler Ve koparlar hayatlardan Bir iman, bir muhabbet kalır Gerisi akar gider viraneden! Tufanın ürkek yüzlü arefesinde Ölüm dalgalarından yükselen, Acı hatıralar kalır parlak hayatlardan! Her adımın hesabı sorulur! Faturası kesilir her lokmanın! Her bakışın haritası çizilir ebedi kâşanede! Herkes duymalı bu şarkıyı Zamanın koynundaki gamlı göçüşü Zevklerin mum gibi eriyişini Boğazdan geçen son lokmayı Ve bilmeli herkes, Âtinin çetin saatlerini… Mü’min yürekler bilir, Büyük günün karşı konulmaz zerafetini! Kutlu yürüyüşün kalbinde, Anasına kavuşan yavrular gibi, Açılırlar ebedi hayatın damarlarına! Acılar tükenir! Son bulur intizar saati! Garbe yönelir hicran güneşi! Zaman durur, Yorgun bakışlı gözlerden umut nehirleri boşalır Nurdan laleler açılır hayatın baharında Solgun yüzler cana gelir Vuslatla buluşur hasretlik saatler Hayat bulur avuçlarda büyütülen masum çocuklar Hayat bulur gecenin koynuna adanan kutsal dualar Abdullah ŞAFAK |