Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
''Apaçık Kitab'a andolsun; Gerçekten Biz onu mübarek bir gecede indirdik, gerçekten Biz uyaranlarız. Ki onda (o gecede) her hikmetli iş ayrılır.'' (Duhan: 2-4)

Bir Hadis:
Güneşin üzerine doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. Adem (as) o gün yaratılmış, o gün cennete konulmuş, o gün cennetten çıkarılmıştır. Kıyamet de ancak Cuma gününde kopacaktır. (Müslim, Cum'a 5)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

DÜNYEVİLEŞME GİRDABINA DİKKAT! / KERİM YARARLI

Bismillahirrahmanirrahim

 “Biliniz ki dünya hayatı bir oyun, bir eğlence, bir süs ve kendi aranızda övünme, mal ve evlat çoğaltma yarışından ibarettir. Bu, tıpkı bir yağmura benzer ki; bitirdiği ot ekincilerin hoşuna gider, sonra kurur, onu sapsarı görürsün, sonra çerçöp olur. Ahirette ise çetin bir azab; Allah'tan mağfiret ve rıza vardır. Dünya hayatı, aldatıcı bir zevkten başka bir şey değildir.”  (Hadid: 20)

 “İnsanlara kadınlar, oğullar, yüklerle altın ve gümüş yığınları, salma atlar, davarlar, ekinler kabilinden aşırı sevgiyle bağlanılan şeyler çok süslü gösterilmiştir. Hâlbuki bunlar dünya hayatının geçici faydalarını sağlayan şeylerdir. Oysa varılacak yerin (ebedî hayatın) bütün güzellikleri Allah katındadır.” (Al-i İmran: 14)

“Ben kim, dünya kim! Dünya (hayatı) ile benim ilgim, bir ağacın altında gölgelenip sonra da bırakıp giden yolcunun durumu gibidir.” (İbn Mâce, Tirmizî)

 “Kim dünyaya çok önem verirse, Allah onun işini dağıtır (zorlaştırır). İki gözünün arasına fakirliği (aç gözlülüğü) koyar. (Hâlbuki) dünyadan ona ulaşacak olan kendisi için yazılandan başkası olamaz. Kimin de niyeti âhiret(i kazanma) ise Allah onun işini toparlar (kolaylaştırır). Onun kalbine zenginliği koyar. Ona dünyadan da ihtiyaç duyduğu şey ulaşır.” (İbn Mâce, Tirmizî)

“Sizin için korktuğum şeylerden biri, dünyanın süs ve güzelliklerinin size açılmasıdır...” (Buhârî, Müslim,  Nesâî)

"İnsanoğlu malım malım der. Hâlbuki âdemoğlunun yiyip tükettiği, giyip eskittiği ve sağlığında tasadduk edip gönderdiğinden başka kendisinin olan neyi var? (Gerisini ölümle terk eder ve insanlara bırakır.)” (Müslim, Nesâî, Tirmizî)

İnsanın doğumundan başlayarak ölümüne kadarki hayata Dünya hayatı adı verilmiştir. Öldükten sonra yeniden diriltilerek hesaba çekilmesi sonucu mükâfat ve cezanın verildiği diğer hayata da Ahiret hayatı adı verilmiştir. Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde Dünya ve Ahiret kavramları çokça geçmektedir. Hz. Âdem (as) babamız Cennetten yeryüzüne indirildikten sonra insanlar için dünya hayatının imtihan süreci de başlamış oldu.

Yukarıya aldığım ayet-i kerime ve hadis-i şerif mealleri dünya hayatının genellikle menfi yönlerine değinmektedir. Bu olumsuzlukları şöyle sıralayabiliriz:

Dünya hayatı; oyun, eğlence ve süsten; mal mülk biriktirme ve evlat çoğaltma yarışından; karşılıklı gururlanma ve övünmekten; yeşerdiğinde sevindiren akabinde de kuruyup çer çöp olan bir ottan; insanların hoşuna giden geçici faydaları barındırmaktan; aldatıcı bir zevk, geçici bir gölgelikten; kendisine bağlananları doymaz bir hırsa kaptırarak yüz üstü bırakmaktan ibarettir…

Dünya hayatının müsbet yönlerinden bahseden ayetler ve hadisler de vardır. Bunlara bazı örnekler verelim:

"Onlara karşı gücünüz yettiği kadar kuvvet ve cihat için bağlanıp beslenen atlar (savaş araçları) hazırlayın. Bununla Allah'ın düşmanını, sizin düşmanınızı ve onlardan başka sizin bilmediğiniz, Allah'ın bildiği (düşman) kimseleri korkutursunuz. Allah yolunda ne harcarsanız tam olarak size ödenir, hiç haksızlığa uğratılmazsınız." (Enfâl: 60)

“De ki: ‘Allah’ın kulları için yarattığı ziyneti/süsü ve temiz rızıkları kim haram kılabilir?” (A’râf: 32)

“Birtakım insanlar (Allah’ı tesbih ederler) ki, ne ticaret ne de alış veriş onları Allah'ı anmaktan, namaz kılmaktan ve zekât vermekten alıkoymaz. Onlar, kalplerin ve gözlerin allak bullak olduğu bir günden korkarlar.” (Nur: 37)

“Onlardan öylesi vardır ki: ‘Rabbimiz, bize dünyada da hasene (iyilik ve güzellik) ver, Ahirette de hasene (iyilik ve güzellik) ver ve bizi ateş azabından koru’ der.” (Bakara: 201)

Resulullah’ın (sav) üç ashabı bir araya gelerek bunlardan biri, “Ben geceleri hep namaz kılacağım”, diğeri “Ben hayatım boyunca ara vermeksizin oruç tutacağım”, öbürü de “Ben evlenmeyeceğim” şeklinde taahhütte bulunmuştu.

 Bunu haber alan Peygamberimiz (sav), onlara “Şöyle şöyle diyenler sizler misiniz?” demiş ve “Vallahi, şunu iyi bilin ki, ben sizin Allah Teâlâ’dan en çok korkan ve sakınanınızım. Fakat bazen nâfile oruç tutar, bazen tutmam. Bazen nâfile namaz kılar, bazen uyurum. Ben evlenirim. Kim benim sünnetimden yüz çevirirse, o benden değildir.” buyurmuştur. (Buhârî, Nesâî, Dârimî)

Yine Dünya’nın Ahiretin tarlası olduğu, salih ömrün uzun olanının hayırlı olduğu, dünya hayatında yapılan iyiliklerin hem dünyada hem de ahirette karşılığının kat kat verileceği… ayet ve hadislerde mevcuttur.

Ayet-i kerimeleri ve hadis-i şerifleri dikkatlice incelediğimizde imtihan için gönderilen bizlerin dünya ve ahiret muvazenesini güzel bir şekilde yaparak öylece hareket etmemiz istendiğini görürüz. Buna göre Cenab-ı Halık’ın (cc) emir, yasak ve tavsiyeleri doğrultusunda hareket edildiği sürece dünya hayatının bir zararı olmaz. Bilakis hem dünyanın hem de ahiretin yaratıcısı olan Allah’ı (cc) razı etmenin zemini ve fırsatı olur. Eğer mahlûka Halık’ın (cc) istediği çerçevede değer verip bu dengeyi muhafaza edersek Dünya hayatının ne zararı olabilir ki? İşte bu nokta çok önemlidir. Nefsi arzuların ve Şeytan’ın hile ve tuzaklarıyla kuşatılmış olan insanoğlu acaba bu muvazeneyi sağlayabilir mi? Şerre meyyal olarak yaratılan insanların çoğunun bu ölçüyü tutturması pek mümkün olmamıştır maalesef. Zayıf durumda, zorda, dardaki duygu, düşünce ve davranışlarla; güçlü iken, zenginken, genişlikteykenki duygu ve ameller çoğunlukla farklıdır. Dünya malı, makamı ve imkânı çoğu zaman mutedil addedilen insanları bile saptırmış, tabii çehresinden uzaklaştırmıştır. İki somut örnek vererek konuyu biraz daha açalım: Resulullah’ın (sav) iki sahabesi Hz. Osman (ra) ve Sa’lebe İbni Hatib. Osman (ra) zenginliğiyle ün salmış, zenginliği kendisini şımartmamış, bilakis en kritik zamanlarda canıyla ve malıyla sürekli olarak İslam’ın ve Müslümanların hizmetinde olmuştur. İmanı, salih ameli, hayâsı, itaati ve fedakârlığıyla sürekli örnek hayat sergilemiş, Resulullah’ın (sav) duasına mazhar olmuş, Resulullah’a (sav) iki defa damatlıkla şereflenmiş ve O’nun üçüncü halifesi olma onuruna kavuşmuştur. Sonunda şehid düşerek rabbine yürümüştür.

Sa’lebe’ye gelince, yoksul olup bu durumunu Resulullah’a (sav) arz eder ve Allah’ın (cc) kendisine mal vermesi için dua etmesini ister. Rahmet Peygamberi (sav) “Ya Sa’lebe, şükrünü eda ettiğin az mal, şükrünü yerine getiremeyeceğin çok maldan daha iyidir” diye karşılık verir. Fakat Sa’lebe ısrarla Resulullah’tan (sav) zengin olması için kendisine dua etmesini ister. Israrları üzerine Hz. Peygamber (sav) Sa’lebe’yi varlıklı kılması için Rabbine (cc) ellerini açar. Bunun üzerine zaman geçtikçe Sa’lebe zenginleşir. Öyle ki hayvan sürüleri Medine’ye sığmadığı için Medine dışında bir vadiye taşınır. Meşguliyetinden dolayı önce vakit namazlarını, daha sonra da Cuma namazını Medine’de cemaatle kılmayı terk eder. O sıralarda zekâtı farz kılan ayet iner. Resulullah (sav) kendisine zekât memurlarını gönderir. Fakat Sa’lebe zekâtını vermekten imtina eder. Bunun üzerine kendisinin kötü halini açıklayan ayet-i kerime iner. (Tevbe: 75-77) Sonradan Resulullah’a (sav) zekâtını teslim etmek üzere getirmişse de Resulullah (sav) kendisine “Allah (cc), bana senden zekât almayı yasakladı” diye cevap verir. Resulullah’ın (sav) vefatından sonra Sa’lebe zekât borcunu Hz. Ebubekir’e (ra) götürür. Fakat o bunu kabul etmez. Hz. Ömer’in (ra) hilafeti döneminde zekâtını verir. Hz. Ömer (ra) de almaz. Hz. Osman’ın (ra) hilafeti döneminde ona takdim eder. Hz. Osman (ra) da kabul etmez. Sa’lebe Hz. Osman’ın (ra) halifeliği döneminde ölür.  

Evet, bu ikinci örneği her hatırlayışta insanın tüyleri ürperiyor. Günümüzde dünyanın küçüldüğü, haberleşme ve ulaşımın baş döndürücü hızla geliştiği; fısk-u fücurun yasal hale geldiği; İslam’a ve Müslümanlara düşmanlığın kâfirlerin birinci gündemi olduğu; cazip imkân ve tekliflerin insanları kuşattığı; ayak oyunları, tehdit ve korkutmanın zirvede olduğu bu dönemde Sa’lebeleşmemek için Ebubekir (ra), Osman (ra), Zübeyr’in (ra)… imanına sahip olmak gerekir. Ferdiyetçilikten azami derecede uzak durarak cemaat ile birlikte hareket etmek suretiyle insi ve cinni şeytanlardan korunmak elzemdir.

Bediüzzaman Said Nursi Hazretlerinin konu ile ilgili görüşlerinden de faydalanalım. Şöyle der, Bediüzzaman:

“Dünyanın üç yüzü var:

Birinci yüzü: Cenab-ı Hakk'ın esmasına bakar. Onların nukuşunu gösterir. Mana-yı harfiyle, onlara âyinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz mektubat-ı Samedaniyedir. Bu yüzü gayet güzeldir. Nefrete değil, aşka lâyıktır.

İkinci yüzü: Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennet'in mezraasıdır, rahmetin mezheresidir. Şu yüzü dahi, evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkire değil, muhabbete lâyıktır.

Üçüncü yüzü: İnsanın hevesatına bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanın mel'abe-i hevesatı olan yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünki fânidir, zâildir, elemlidir, aldatır. İşte hadîste vârid olan tahkir ve ehl-i hakikatın ettiği nefret, bu yüzdedir.

Kur'an-ı Hakîm'in kâinattan ve mevcudattan ehemmiyetkârane, istihsankârane bahsi ise; evvelki iki yüze bakar. Sahabelerin ve sair ehlullahın mergub dünyaları, evvelki iki yüzdedir…” (Sözler: 625-626)

Allah’a emanet olunuz.

Kerim Yararlı
Diger Basliklar
   MÜSLÜMAN KARDEŞİNİN KANINI DÖKEBİLİR Mİ?
   İSLAM KARDEŞLİĞİNİN BİZLERE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR
   İSLAM KARDEŞLİĞİ
   MUHARREM VE AŞÛRA
   KUTSAL ÇAĞRIYA İCABETİN ADI: HAC
   MUBAREK RAMAZAN'IN ZİRVE NOKTASI: KADİR GECESİ
   BİR RAMAZAN'A DAHA KAVUŞTUK ELHAMDULİLLAH!..
   AMELLERİN RABBE YÜKSELDİĞİ AY: ŞABAN
   MİRAC KANDİLİ'NE KAVUŞTURANA HAMD OLSUN...
   MUBAREK ÜÇ AYLARA GİRDİK...
   İMANIN SALTANATA DİRENİŞ GÜNÜ: AŞURA / KERİM YARARLI
   İSLAM ÂLEMİNİN HİCRİ YILBAŞI MUBAREK OLSUN / KERİM YARARLI
   HAC 2 - HAC NASIL YAPILIR / KERİM YARARLI
   HAC 1 - MUBAREK BELDEYE YÖNELİŞ / KERİM YARARLI
   BİN AYDAN HAYIRLI MUBAREK GECE: LEYLE-İ KADR / KERİM YARARLI
   MERHABA RAHMET, MAĞFİRET VE KURTULUŞ AYI RAMAZAN! / KERİM YARARLI
   BERAAT GECESİ / KERİM YARARLI
   ŞEHRULLÂH-İ MUAZZAM: ŞABAN / KERİM YARARLI
   İKİNCİ BİR LEYLE-İ KADİR: MÎRAC… / KERİM YARARLI
   MUBAREK ÜÇ AYLARIN BAŞI RECEB…/ KERİM YARARLI
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git