Bismillahirrahmanirrahim

Bizleri Receb ve Şaban’ın akabinde Ramazan’a kavuşturan Rabbimize (cc) nihayetsiz hamd-u senalar olsun. On bir ayın sultanı olan Ramazan-ı şerifi hakkıyla değerlendirmeyi ve onun feyz-u bereketinden gereğince faydalanmayı nasip etmesini Cenabı Allah’tan (cc) niyaz ediyoruz. Ayet-i kerime ve hadis-i şerifler ışığında Ramazan Ayı’nın bazı özelliklerini şöyle sıralayabiliriz:

-Kendisinde (29 veya 30 gün) oruç tutulması farz olan bir aydır:

“Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki korunursunuz.” (Bakara: 183)

-Kendisinde Kur’an-ı Kerim’in indirildiği ve bin aydan daha hayırlı olan Kadir Gecesini barındıran bir aydır.

“Biz onu (Kur’an’ı) Kadir Gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, tanyerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.” (Kadir: 1-5)

-Gündüzlerinde oruç tutan ve gecelerinde de teravih namazı kılan ve ibadetle meşgul olanların geçmiş küçük günahlarının af olunduğu bir aydır:

Ebû Hureyre’den (ra): Allah Resulü (sav) buyurdu: "Her kim inanarak ve karşılığını sırf Al­lah'tan bekleyerek Ramazan orucunu tutarsa, onun geçmiş günahları bağışlanır."  (Buhârî, Müslim, Ebû Dâvud, Tirmizî, Nesâî)

Ebû Hüreyre’den (ra) şöyle rivayet edilmiştir: Resulullah’ın (sav) Ramazan hakkında şöyle buyurduğunu işittim: “Kim inanarak ve sevabını umarak Allah rızası için teravih namazı kılarsa geçmiş günahları bağışlanır" (Buhârî)

-Cennet kapılarının sonuna kadar açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı ve şeytanların zincire vurulduğu bir aydır:

Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Ramazan ayı girdiği zaman cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapanır ve şeytanlar da zincire vurulur." (Buhari, Müslim)

-Oruçluya iftar yemeği veren kişinin aynen oruçlu gibi sevap kazandığı bir aydır:

Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Kim bir oruçluya iftar ettirirse, kendisine onun sevabı kadar sevap yazılır. Üstelik bu sebeple oruçlunun sevabından hiçbir eksiltme olmaz." (Tirmizî, İbn-i Mâce)

-Kendisinde sadaka verilmesinin en faziletli olduğu aydır:

Enes’den (r.a) rivayet edildiğine göre Hz. Peygamber’e (sav); "Hangi sadaka daha faziletlidir?" diye sorulunca, "Ramazan ayında verilen sadaka" buyurmuştur (Tirmizi)

-Evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluş olan bir aydır:

İbn Hüzeyme'nin naklettiğine göre Selman (ra) şöyle anlatmıştır; Resulullah (sav) bir Şaban ayının son gününde bize şöyle hitab etti: “… O öyle bir aydır ki; evveli rahmet, ortası mağfiret ve sonu da Cehennem ateşinden kurtuluştur…” (et-Terğib)

-Resulullah’ın (sav) son on gününü itikâfta ibadetle geçirdiği bir aydır:

Hz. Âişe (r. anha) validemizden şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah (sav) Ramazan ayının son on günü girince elini eteğini toplar, geceyi ihya eder ve ev halkını uyandırırdı" (Buhari). Yine Hz. Âişe’den (r. anha) şöyle rivayet edilmiştir: "Hz. Peygamber (sav) Ramazan'ın son on gününde vefatına kadar itikâfa girdi. İrtihalinden sonra da zevceleri itikâfa devam ettiler" (Buhari)

-İnsanların en cömerti olan İslam Peygamberinin (sav) cömertliğinin daha da arttığı ve her gece Cebrail (as) huzurunda bir miktar Kur’an okuyarak Kur’an-ı Kerimi hatmettiği bir aydır:

İbn Abbas’dan (ra) şöyle rivayet edilmiştir: "Resulullah (sav) insanların en cömerdi idi. Onun bu cömertliği Ramazan Ay'ı girip de kendisiyle Cebrail (as) karşılaştığı zaman daha da artardı. Cebrail (as) Ramazan Ay'ı çıkıncaya kadar her gece Resulullah (sav) ile buluşur, Resulullah (sav) kendisine Kur'an'ı arzederdi (okurdu). Resulullah (sav) Cebrail (as) ile buluştuğunda insanlara rahmet getiren rüzgârdan daha cömert, daha faydalı olurdu" (Buhari)

Bu rahmet ve mağfiret ayını fırsat bilerek en iyi bir şekilde değerlendirmeye çalışmalıyız. Ramazan boyunca yapabileceklerimizi özetle şöyle sıralayabiliriz:

-Mazeret dışında Ramazan orucunu tam olarak tutalım ve orucu aile fertlerinden tutabilecek yaşta olanlara da tavsiye edelim, onlara oruç tutmayı sevdirelim.

-İftar sofralarımıza akraba, komşu,  arkadaş ve dostlarımızı davet edelim, onların davetlerine icabet edelim.

-Teravih namazlarımızı ailece mümkün mertebe camide cemaatle kılalım.

-Kur’an-ı Kerim’i günde en az bir cüz ailece veya camilerde mukabele şeklinde okuyalım.

-Kur’an-ı Kerim’i okumasını bilmeyen aile fertlerine, akraba ve komşularımıza Kur’an’ı öğretelim.

-Kendimize belirlediğimiz zikir ve salavat virdlerimizi düzenli olarak çekelim.

-Kadir Gecesini Ramazanın son on gününde arayarak o geceyi namaz, Kur’an tilaveti, dua, istiğfar ve zikirle ihya edelim.

-Ramazanın son on gününü imkânımız varsa camide itikâfla geçirelim. Bunu yapamayanlarımız da en azından camiye her girişimizde itikâf niyeti getirelim.

-Oruçlu iken boş konuşma ve tartışmalardan uzak duralım. Bir rivayette şöyle buyrulmuştur: "Oruç perdedir. Biriniz bir gün oruç tutacak olursa kötü söz sarf etmesin, bağırıp çağırmasın. Birisi kendisine yakışıksız laf edecek veya kavga edecek olursa ‘ben oruçluyum!’ desin (ve ona bulaşmasın)." (Buhari, Müslim, Ebu Dâvud, Tirmizî, Nesâî, İbn-i Mâce)

-Oruç ayını fırsat bilerek tüm haram ve kötü amellerden arınmaya çalışalım:

Ebû Hureyre (ra) şöyle demiştir: Rasûlullah (sav) şöyle buyurdu: “Her kim yalan söylemeyi ve yalanla amel etmeyi bırakmazsa, o kimsenin yemesini içmesini bırakmasına Allah için hiçbir ihtiyaç yoktur” (Buhari)

-Fakir, yaşlı, kimsesiz, düşkün, bakıma muhtaç, ihtiyaç sahiplerine el uzatarak kendilerine her türlü maddi ve manevi yardımı ulaştırmaya çalışalım.

-Bulunduğumuz mekânlarda ve dünyanın diğer yerlerinde İslam için mücadele veren, bu uğurda zindana düşen, hicret eden kardeşlerimize bol bol dua edelim, İslam’ın gerçek manada yaşanması için elimizden gelen bütün çabayı sarf edelim.

Bu vesile ile siz kardeşlerimin ve tüm İslam âleminin Mubarek Ramazan Ayını tebrik eder, bu ayın tüm dünya Müslümanlarının kurtuluş ve selametine vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan (cc) niyaz ederim.