Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

İSLAM ÂLEMİNİN HİCRİ YILBAŞI MUBAREK OLSUN / KERİM YARARLI

Bismillahirrahmanirrahim!..


“Gökleri ve yeri yarattığı gündeki yazısına göre, Allah katında ayların sayısı on ikidir. Bunlardan dördü haram aylardır. Bu dosdoğru dindir. Artık o aylar içinde nefislerinize zulmetmeyin. Müşrikler sizinle nasıl topyekûn savaşıyorlarsa siz de onlarla topyekûn savaşın. Şunu bilin ki, Allah, takva sahipleriyle beraberdir.” (Tevbe: 36)


Ebu Bekre Nufey b. El-Hâris es-Sakafî (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurdu: "Zaman, döne döne Allah'ın arz ve semâvâtı yarattığı gündeki düzenini tekrar buldu. Sene on iki aydır. Bunlardan dördü haram aydır. Haram aylar da üç tanesi peş peşe gelir: "Zilkade, Zilhicce ve Muharrem. Bir de Cumâdî ve Şaban ayları arasında yer alan Mudarlılar'ın Receb'i." (Buhârî, Müslim, Ebu Dâvud)


Takvim İle İlgili Bazı Bilgiler


İnsanlık tarihi boyunca zaman hesaplamaları için çeşitli yöntemler kullanılmıştır. Takvim hesaplamaları kimi toplumlarda güneş hesabına, kimisine göre de ay hesabına göre yapılmıştır. Yazılı olmasa bile hemen her toplumda tarihte vuku bulan büyük olaylar takvim başlangıcı olarak kabul edilmiştir. Daha önemli olaylar vuku buldukça bu takvim başlangıcı da değişikliğe uğramış ve yeni büyük olaya göre şekil almıştır. Araplar takvimlerini ay hesabına göre yaparlardı.


Güneş hesabına göre yapılan takvimlerde bir güneş yılı 365 gün 6 saat’ten ibarettir. Yine bir güneş yılı 12 aydan ibarettir. Güneş hesabına göre aylar hesaplanırken kimi ay 28/29 gün, kimisi 30 gün, kimisi de 31 gün olarak hesaplanır.


Ay hesabına göre bir yıl 354 günden ibarettir. Bir kameri yıl 12 aydan oluşur. Kameri aylar ya 29 veya 30 gün çeker.


Bir güneş yılı ile bir ay yılı arasındaki fark 11 gündür. Dolayısıyla her 32,5 yılda bir ay yılı güneş yılına bir yıl fazladan fark atar. Güneş takvimlerine göre günler mevsimler içerisinde sabit bir yere sahiptirler. Kameri takvime göre ise bir tarih her yıl 11 gün geriye kayar. Böylece söz konusu bu tarih bütün mevsimleri dolaşıp 32,5 yıl sonra aynı yerine döner. Örneğin, Bir çocuk Haziran ayında oruca (Ramazan ayına) rastlayan bir tarihte doğmuş ise 32,5 yaşına gelinceye kadar bütün mevsimlerde Ramazan orucunu geçirir ve bundan sonra tekrar Haziran ayında Ramazan Orucuna rastlar. Bu değişikliğin sebebi, yukarıda bahsedildiği üzere güneş yılı ile ay yılı arasındaki 11 günlük farktan dolayıdır.


Güneş hesabına göre hesaplanan takvimlerde günün başlangıcı gece yarısı 12’den sonradır. Kameri takvime göre ise günün başlangıcı güneşin batmasıyladır.


İslami Takvim (Hicri Takvim)

Hz. Peygamber (sav)’in Medine’ye hicret etmesiyle birlikte Medine’de İslami idare tesis edildikten sonra da hesaplar kameri aylara göre yapılmıştır. Sistemli bir takvim kullanılmamakla birlikte Müslümanlar Hz. Ömer’in (ra) hilafetine kadar önemli olayları tarih başlangıcı olarak kabul eder ve kullanırlardı (Fil olayı, Ficar Savaşı …). Yıllar geçtikçe İslam yayılıyor ve buna mukabil olarak da idari, hukuki ve sosyal işlemler de bu oranda büyüyordu. Bu yoğunluk içerisinde zamanla takvim konusunda bazı karışıklıklar meydana geldi. Hz. Ömer (ra) başta Hz. Ali (ra) olmak üzere ileri gelen sahabeleri toplayarak kendileriyle bu konuyla ilgili istişare etti. Bu istişare içerisinde Hz. Ali’nin (ra) teklifi en uygunu bulunarak kabul edildi. Hz. Ali’ye (ra) göre yeni takvimin başlangıcı Resulullah’ın (sav) Mekke’den Medine’ye hicreti başlangıç kabul edilerek düzenlenmeliydi. Resulullah’ın (sav) hicreti Rebiülevvel Ayı’nda gerçekleşmişti. Oysa kameri yılın başlangıcı Muharrem Ayı’dır. Bunun üzerine tarih yaklaşık iki buçuk ay geriye kaydırılarak 1 Muharrem (M 622) Hicri Takvim’in başlangıcı olarak kabul edildi. Çağdaş İslam âlimlerinden merhum Muhammed Hamidullah’ın tesbitine göre 1. Hicri yılın 1 Muharrem günü, 21 Mart 622 Milâdî tarihine denk gelmektedir.


Hicri Takvim İslam ülkelerinin çoğunda asırlarca kullanılmış halen de kullanılmaya devam etmektedir. Bazı İslam ülkeleri zamanla güneş hesabına dayanan değişik takvimler kullanmaya başlamışlardır (Miladi/Gregorien, Rumi, Celali…).


Hicrî takvim Resulullah’ın (sav) Mekke’den Medine’ye hicretini esas alarak kameri hesaba göre düzenlenmiştir. Milâdî/Gregorien takvim Hz. İsa'nın (as) doğumunu tarih başlangıcı olarak esas alarak güneş hesabına göre düzenlenmiştir. Celalî Takvim (Hicri-Şemsi) Resulullah’ın (sav) hicretini başlangıç olarak alıp güneş hesabına göre düzenlenmiştir. Bu takvim Hicretin başlangıcını (Miladi 21 Mart/1 Ferverdin ) esas alarak güneş sistemine göre düzenlenmiştir.

Osmanlı Devleti’nde yıllarca Hicri-Kameri takvim kullanıldı. Tanzimat döneminde güneş hesabına dayanan fakat Hicret başlangıcına göre düzenlenen Rumi Takvim kullanılmaya başlandı. İslami değerleri tek tek sahneden kaldırmayı esas alan Cumhuriyet yönetimi 26 Aralık 1925 tarihinde bu takvimi de kaldırarak Miladi/Gregorien takvimini resmen yürürlüğe soktu.


Hicri Kameri takvimimizin ilk ayını oluşturan ‘Muharrem’ ayı farklı bir öneme haizdir. Birçok önemli tarihi hadisenin yaşandığı bu ay, Resulullah (sav) tarafından ‘Şehrullah’ (Allah’ın (cc) ayı) olarak isimlendirilmiştir. İçinde birçok hayır ve bereket bulunduran bu ayın diğer bir hususiyeti içerisinde İslam ümmetini yaslara boğan Peygamber torunu Hz. Hüseyin’in (ra) şehadet olayının yaşanmasıdır. Bu da özel olarak ele alınması gereken bir konudur. Muharrem ayı’nın faziletlerini bildiren bazı hadis-i şerif meallerini hatırlayalım:


Ebu Hüreyre (ra) anlatıyor: "Resûlullah (sav) buyurdular ki: "Ramazan ayından sonra en faziletli oruç (ayı) şehrullah olan Muharrem ayıdır. Farz namazdan sonra en efdal namaz da gece namazıdır." (Müslim, Ebu Davud, Tirmizi, Nesai)


“Hz. Ali’nin (ra) anlattığına göre bir adam ona sorar: "Ramazandan sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Ali (ra) şu cevabı verir: "Ben bu soruyu Resulullah'a soran kimseye rastlamamıştım. Nihayet bir adam sordu. O zaman ben de yanlarında idim. Dedi ki: "Ey Allah'ın Resûlü! Ramazandan sonra hangi ayda oruç tutmamı tavsiye edersiniz?" Şu cevabı lütfettiler: "Ramazan dışında da oruç tutmak istersen Muharrem ayında tut. Çünkü o Şehrullah (Allah'ın ayı)’dır. O ayda bir gün vardır ki, Allah onda bir kavmin günahlarını affetti, bir başka kavmin günahını da affedecek." (Tirmizi)


Asırlarca Müslüman topluluklar tarafından kullanılan ve halen kullanılmaya devam eden ‘Hicri Kameri’ takvim halen Müslümanlar arasında eski tazeliğini korumaktadır. Farklı nedenlerden dolayı değişik takvim kullanan Müslüman devletler istisna edilecek olursa, tüm dünya Müslümanları oruç, hacc, bayram gibi önemli günlerini Hicri Kameri takvime göre tanzim etmektedirler. Hz. Ali’nin (ra) önerisi, zamanın halifesi Hz Ömer’in (ra) tasdikiyle ve dönemin seçkin sahabeleri tarafından kabul gören İslam Takvimi Müslümanlar için bir milât olmuştur. Müslümanlar bu kutsal mirası en güzel bir şekilde sahiplenmeli ve hayat sahnesinde canlı tutmalıdır. Kendi öz malımız ve mirasımız elimizde dururken başka din mensuplarının takvim ölçüleri ile hareket etmek makul bir davranış değildir. Hele hele batı toplumlarının Miladi Yılbaşı kutlamalarına tıpkı onlar gibi eşlik etmek bir Müslüman için akidevi tehlike arz etmekle birlikte bir zül ve meskenettir.


Bu vesileyle siz kardeşlerimin ve tüm İslam âleminin Hicri Yılbaşı’nı tebrik eder, yeni yılın tüm dünya Müslümanları için dünya ve ahiret saadetine vesile olmasını Cenab-ı Allah’tan (cc) niyaz ederim.

Allah’a (cc) emanet olunuz.

KERİM YARARLI

Diger Basliklar
   MÜSLÜMAN KARDEŞİNİN KANINI DÖKEBİLİR Mİ?
   İSLAM KARDEŞLİĞİNİN BİZLERE YÜKLEDİĞİ SORUMLULUKLAR
   İSLAM KARDEŞLİĞİ
   MUHARREM VE AŞÛRA
   KUTSAL ÇAĞRIYA İCABETİN ADI: HAC
   MUBAREK RAMAZAN'IN ZİRVE NOKTASI: KADİR GECESİ
   BİR RAMAZAN'A DAHA KAVUŞTUK ELHAMDULİLLAH!..
   AMELLERİN RABBE YÜKSELDİĞİ AY: ŞABAN
   MİRAC KANDİLİ'NE KAVUŞTURANA HAMD OLSUN...
   MUBAREK ÜÇ AYLARA GİRDİK...
   İMANIN SALTANATA DİRENİŞ GÜNÜ: AŞURA / KERİM YARARLI
   İSLAM ÂLEMİNİN HİCRİ YILBAŞI MUBAREK OLSUN / KERİM YARARLI
   HAC 2 - HAC NASIL YAPILIR / KERİM YARARLI
   HAC 1 - MUBAREK BELDEYE YÖNELİŞ / KERİM YARARLI
   BİN AYDAN HAYIRLI MUBAREK GECE: LEYLE-İ KADR / KERİM YARARLI
   MERHABA RAHMET, MAĞFİRET VE KURTULUŞ AYI RAMAZAN! / KERİM YARARLI
   BERAAT GECESİ / KERİM YARARLI
   ŞEHRULLÂH-İ MUAZZAM: ŞABAN / KERİM YARARLI
   İKİNCİ BİR LEYLE-İ KADİR: MÎRAC… / KERİM YARARLI
   MUBAREK ÜÇ AYLARIN BAŞI RECEB…/ KERİM YARARLI
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git