Bismillahirrahmanirrahim

“And olsun ki, içinizden size: sıkıntıya uğramanız kendisine ağır gelen, size düşkün, inananlara şefkatli ve merhametli bir peygamber gelmiştir.” (Tevbe: 128)

“Andolsun ki, Allah'ın elçisinde sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmaya inanan ve Allah'ı çok anan kimseler için en güzel bir örnek vardır.” (Ahzab: 21)

“Biz, seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” (Enbiya: 107)

“O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz. Onun konuşması ancak, bildirilen bir vahiy iledir.” (Necm: 3-4)

 “De ki, siz gerçekten Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve suçlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok esirgeyici ve bağışlayıcıdır.” (Ali İmran: 31)

“Ve sen elbette yüce bir ahlak üzeresin” (Kalem: 4)

Peygamberimiz Hz. Muhammed’in (sav) doğum tarihi ile ilgili birçok rivayet vardır. Bunlardan birkaçına değinelim:

“İbn Ebi Şeybe'de "Musannef' adlı eserinde naklettiği bir rivayette Cabir ile İbn-i Abbas'ın şöyle dediklerini söylemiştir: ‘Rasûlullah (sav) fil senesinde, Rebiyülevvel ayının on ikisinde, pazartesi günü doğmuştur. Pazartesi günü peygamber olmuş, pazartesi günü miraca çıkmış, pazartesi günü hicret etmiş ve pazartesi günü vefat etmiştir.’ Cumhur-u ulema nazarında meşhur olan görüş budur. Doğruyu, en iyi bilen Allah'tır.” (İbn-i Kesir- El Bidaye Ve’n Nihaye)

“Peygamberimiz (sav); Fil yılında, Rebiyülevvel ayının 12’sinde Pazartesi günü, tanyeri ağarırken, Şı'b'daki evlerinde doğdu.

Riyaziyecilere göre; doğum tarihi şemsî aylardan Nisan ayının yirmisine rastlamış, Mısırlı Mahmud Felekî Paşa da, bunun Milâdî 571 yılı 20 Nisan Pazartesi gününe rastladığını hesapla doğrulamıştır.”  (İslam Tarihi – M. Asım Köksal)

“Müstakbel İslâm Peygamberi Muhammed (sav), Hicretten önce 53 yılında (M. 569), Mekke’de, Abdullah bin Abdulmuttalib’den ve Âmine binti Vehb’den dünyaya geldi.” (İslam Peygamberi – Muhammed Hamidullah)

Bu rivayetlerden anlaşıldığına göre Peygamber Efendimiz (sav); Ebrehe’nin Beytullah’ı yıkmak amacıyla ordusuyla ve büyük fillerle Mekke’ye saldırmış olduğu meşhur “Fil Yılı”nda doğmuştur. Gün olarak da kutlu doğumun; Fil olayı günü, Fil olayından otuz gün sonra, Fil olayından kırk gün sonra gerçekleştiği şeklinde farklı rivayetler vardır. Mübarek veladetin Rebiyülevvel Ayının 12’sinde bir Pazartesi günü gerçekleştiğinde İslam ulemasının ekser çoğunluğu müttefiktirler. Dolayısıyla hemen bütün İslam âleminde Hicri Kameri takvime göre bu gün (12 Rebiyülevvel) Resulullha’ın (sav) veladet günü olarak kabul edilir. Miladi takvime göre ise en güçlü rivayetler 20 Nisan’ı işaret etmektedir.

Resulullah’ın (sav) dünyaya teşrifiyle veladetinden vefatına kadar büyük değişimler ve inkılâplar vuku bulmuştur. O’nun (sav) doğumuyla dünya üzerinde şu hadiselerin vuku bulduğu rivayet edilir:

“Save gölünün suyu çekilmiştir.

Semave vadisini su basmıştır.

Kisra'nın sarayından 14 şerefe yıkılmıştır.

İranlıların 1000 yıldan beri hiç sönmeden yanan ateşgedeleri sönüvermiştir!”  (İslam Tarihi – M. Asım Köksal)

Hz. Peygamber (sav) anne karnında iken babasını, altı yaşında iken annesini, sekiz yaşında da himayesinde bulunduğu dedesini kaybetmiştir.

Peygamber Efendimiz (sav) Kur’an-ı Kerim’de dört kere ‘Muhammed’ ismi ile (Al-i İmran: 144, Ahzab: 40, Muhammed: 2, Fetih: 29) bir kere de ‘Ahmed’ ismi ile (Saf: 6) zikredilir.

Peygamber Efendimiz (sav) küçük yaştan itibaren ilahi bir korumaya alınmış, hayatı boyunca hiçbir kötülüğe bulaşmamıştır.  Gençliği döneminde iki defa cahiliye şenliklerini izlemeye teşebbüs etmişse de İlahi Kudret kendisini uykuya daldırarak onu bundan korumuştur. Yine çocukluğunda ve gençliğinde iki defa, oyuna ve çalışmaya dalmış durumda iken avret yeri görününce hemen İlahi müdahale ile bundan alıkonulmuştur. Rivayetlerde Peygamberliği Hz. Âdem’e henüz ruh üflenmeden tayin edilen Muhammed Mustafa (sav), tüm İlahi koruma ve terbiyenin akabinde 40 yaşına bastıktan sonra kendisine fiili olarak vahiy gelmeye başlar. Vahiy ile şereflendikten sonra insanları küfür ve şirk bataklığından kurtarıp İslam’ın hidayet güneşiyle aydınlatmak için 23 yıl boyunca geceli gündüzlü bir ceht ve gayretin içine girmiştir.

Muhatap olduğu insanların çoğundan kötü muamele görmüş, özellikle kavmin ileri gelen şımarık kesimi tarafından hakarete uğramış, rüşvet teklifleri yapılmış, tehdit edilmiş, işkence görmüş, taşlanmış, alay edilmiş, iftiraya uğramış, yabancı ziyaretçilerin gözünden düşürülmeye çalışılmış, dışlanmış, sosyal ve ekonomik ambargoya tabi tutulmuş…  Bütün bu tedbirlerin Resulullah’ı (sav) davasından alıkoyamadığını gören müşrikler son olarak kendisini öldürme kararı çıkarmışlardır. Rabbi tarafından koruma çemberine alınan Hz. Peygamber için bu kez, hidayet bulan bazı Müslümanlar aracılığıyla Medine şehrinde bir ortam hazırlandı. Ashabının ardından Medine’ye hicret eden Peygamberimiz (sav) bu yeni ikametgâhında İslami yönetimin temellerini atmış ve İslam’ın tüm dünyaya yayılmasını sağlamıştır.

Yukarıya meallerini aldığım ve alamadığım birçok ayet-i kerimede Resulullah’ın (sav) vasıfları özetle şöyle sıralanabilir:

-Mü’minlere ziyadesiyle şefkatli ve merhametli

-En güzel örnek

-Âlemlere rahmet

-Konuşmaları vahiy kontrolünde

-Kendisine itaatin Allah’a (c.c) itaat sayıldığı

-Kendisine itaat edilmesi için gönderilen

-Duası ve şefaati Allah (c.c) katında makbul olan

-Allah’ı (cc) sevmenin kendisine itaat etmekten geçen

-Kendisine itaatin Allah (c.c) katında rahmet vesilesi olan

-Kendisine itaatin kişiyi cennete götüren

-Kendisine isyanın kişiyi cehenneme sürüklediği

-Yüce ahlak sahibi … olan müstesna bir insan.

 Resulullah (sav) için söylenecek çok şey var. Fakat yerimiz buna müsait olmadığı için çok özet bir şekilde vermek zorunda kaldım.

İster Rebiyülevvel Ayı’nın 12’sinde, ister Nisan’ın 20’sinde, ister bir başka tarihte Resulullah (sav) için düzenlenecek mevlid törenlerini ve bu törenleri düzenleyenleri buradan can-ı gönülden selamlıyorum. Resulullah (sav) için ne kadar şey yapılırsa azdır. O Hidayet Güneşine bütün Müslümanlar kıyamete kadar muhtaçtır ve minnettardır. Rabbimizin, bizleri onun sünnetiyle ihya olmuş salih kullarından kılmasını ümit ediyorum. Bizi Peygamber Efendimize (sav) salat ve selam’a çağıran ayet-i kerimenin mealini vererek ve salat getirerek yazıma son veriyorum:

“Hiç şüphesiz, Allah ve melekleri peygambere salât etmektedirler. Ey iman edenler, siz de ona salât edin ve tam bir teslimiyetle ona selam verin.” (Ahzab: 56)

Allahumme Salli Ala Seyyidina Muhammmedin We Ala Âli Seyyidina Muhammed…

Sana binler selam olsun Ya Habiballah…

Allah’a (cc) emanet olunuz. Resulullah’ın şefaatine nail olasınız…

Kerim Yararlı