Vahşet ve zulüm, peygamberlerini dahi katleden Siyonistlerin doğası olarak devam edegelmiştir. 27 Aralık 2008 günü, bu vahşeti bir kez daha yaşadık. Bilindiği gibi Siyonist rejim, uzun zamandır Gazze’ye vahşi ve insanlık dışı bir ambargo uyguluyor. Gazze direnişini açlık, ilaçsızlık ve susuzlukla sindiremeyen katiller, şimdi de uçaklarla tanklarla ve buldozerlerle Gazze’yi topyekün imha etmeye çalışmaktadır. Şu ana kadar yüzlerce Müslüman şehit edildi ve yüzlercesi de yaralandı. Gazze halkının bu zulme uğramasının esas nedeni zilleti, işbirliğini ve boyun eğişi değil de onurlu bir direnişi yani Hamas’ı tercih etmeleridir. Tarih boyu, elinden tutulmadıkça, destekçisi olmadıkça zulmünü devam ettirebilen tek bir zalim bulamazsınız. Filistin topraklarından başlayıp tüm İslam coğrafyasında kandan, işkenceden, katliamdan vahşet duvarlarını ören Yahudi kavmine ve de cani Siyonist liderlerinin ellerinden dostça tutup muhabbetle sarılanlar da pervasızca işlenen bu katliamlarar ortak değiller mi? Bu bakımdan küfür tek millet olduğunu bir kez daha göstermiştir. Başta ABD, Avrupa ve Birleşmiş Milletler destek veriyor olmasalardı, Müslüman ülke yöneticileri göz yummasalardı, katil İsrail katliamlarını bu kadar pervasızca yapabilir miydi? Dün kıyılan canlardan en az onlar kadar, o lain zihniyetin işbirlikçileri de sorumludur. Evet, Ey Müslümanlar; Ortak tarihten düne taşınan bu cinayetlerin verdiği mesajı iyi anlamalıyız. Herkes kendi görevini gayet muntazam bir şekilde yerine getiriyor. Maalesef görevini yapamayan biz Müslümanlarız. Bu sebeple zalimin zulmünü bitirmesini beklemiyor, ondan merhamet dilemiyoruz. Biliyoruz ki, bizim bizden başka kimsemiz yoktur. Ve yine biliyoruz ki, bu vahşet ancak Müslümanların yekvücut halinde karşı duruşlarıyla bitebilir. Ya bir araya gelmeyi öğreneceğiz ya da her gün, her hafta, her ay bir araya gelip kınamalar yapmakla yetineceğiz. Müslümanlar her türlü ayrılığı aşmadıkça, çalışmalarını bir namaz kılar gibi tek hedefte toplamadıkça ne bu vahşetler biter, ne de gözlerde yaş… Bundan ötürü, yaşananların manasını iyi kavrayanlar olarak; tepki, boykot ve de karşı faaliyetlerimizi daha sık, daha organizeli ve daha bir yaptırım gücüne sahip şekillere büründürmek zorundayız. Biz Müslümanlar olarak kınama yapmaktan ziyade, bizleri Yahudi zalimlerini, onların aşağılık işbirlikçilerini ve de Müslümanları idare etmeye talip olup da Müslümanlara karşı duygusuz, bu cinayetlere sessiz ve Yahudilere dost olan Müslüman ülkelerin yöneticilerini Allah’a şikayet ediyoruz. Mustazaflar ile Dayanışma Derneği - Genel Merkezi |