“Allah’ın mescitlerinde O’nun anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışandan daha zalim kim vardır...” (Bakara–114) Bu gün; 25 Haziran 1992’de mülhid örgüt tarafından Silvan’ın Susa (Yolaç) köyü camisinde ibadet eden 10 Hizbullah’i Müslüman’ın şehid edilmelerinin 17. yıl dönümüdür. “…O Ashâb-ı Uhdûd, çırayla tutuşturulmuş o ateş (hendeklerin sahipleri) kahrolsun!... Ve onlardan (o müminlerden) sâdece, Azîz, Hamîd olan Allah’a îmân ettikleri için, intikám aldılar.” (Bürûc süresinden) Kendilerini İslam davasına adayarak Hizbullah’i çizgide mücadele eden; Hüseyin Çetinkaya, Hacı Ahmet Kantar, M. Emin Kantar, Adnan Kantar, Medeni Fidancı, M. Said Fidancı, M. Mekki Fidancı, M. Zeki Fidancı, Ali Uslu ve Abdulhalık Oğuz’u minnet ve hasretle anıyor, Allah’tan kendilerini katında mükâfatlandırmasını diliyorum. Dost, akraba ve dava arkadaşlarına taziyelerimi sunuyorum. “Onlar ki iman etmişlerdir ve kalpleri Allah’ın zikri ile huzura kavuşur. İyi bilin ki kalpler, ancak Allah’ı anmakla huzur ve kuvvet bulur” (Ra-d - 28) Günlerden Perşembeydi! Susalı gençler her Perşembe olduğu gibi yatsı namazını cemaatle kıldıktan sonra Hüseyin’lerinin etrafında halka olmuşlardı. Rehberleri Hüseyin’in emri ile camileri asıl fonksiyonuna kavuşturmak, burada ibadet etmek ve ilim öğrenerek bu güzel mekânları imara çalışıyorlardı. Resulullah (sav)’ın hayatını öğrenip hayatlarını ona göre yeniden şekillendiriyor, İslami görev ve sorumluluklarının bilincini kavrıyorlardı. Küçücük camilerinde kalpleri huzur buluyor, gün geçtikçe daha bir dinlerini öğreniyor ve öğrendiklerini etraflarında bulunan insanlara da öğreterek ilahi sorumluluklarını yerine getirmek için çabalıyorlardı. İslam’ı öğrenerek yaşamanın lezzetine varan Susa’nın aziz gençleri ateş çukurları etrafında dolaşan veya o tarafa çekilen akraba ve arkadaşlarının da ellerinden tutarak onları fıtratlarına uygun manevi ortama yönlendirmeye çalışıyorlardı. İnsanların hak ve hakikati öğrenmelerinden korkan İslam düşmanları gidişattan rahatsız olmuşlardı. Tehdit, iftira ve şantajlarla hak yolcularının önünü alamayan zalim mülhidler, camilere karşı tahammülsüz, kendileri gibi laik ve bir o kadar da zalim olan ve yıllarca camileri harap edip ahıra çeviren, ilim ve irfan medreselerinin kapılarına kilit vurduran, pis potinleri ile camileri kirleten laik rejimin askerlerinin taktiklerini uygulayarak, camiye saldırıp ilim ve ibadetle meşgul olan gencecik yürekleri kurşun yağmuruna tutarak Kur’an üzerinde şehid ettiler. Mürtetler bunu yapmakla Müslümanları korkutup sindireceklerini zannediyorlardı. Ancak birçok hesaplarında olduğu gibi bunda da yanıldılar… “Allah’ın mescitlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olmasına çalışanlara…” karşı inatla ve kararlılıkla İslami değerlerden taviz vermeden şehidlerin yolundan yürüyerek mücadelemize devam edeceğimize dair verdiğimiz sözümüzde duruyor ve onların yolunu aşk ve şevkle sürdürüyoruz. Müslüman Kürt halkını laikleştirmeye çalışan, namus ve iffetlerini ayaklar altına alan mülhid örgütün ve laik rejimin kirli oyun ve tezgâhlarına Müslüman halkın düşmemesi için şehadet, zindan ve işkencelerden çekinmeden, azizlerin dava uğruna döktükleri kan ve gözyaşlarına hıyanet etmeden bu aziz ve büyük dava yolunda azimle yürümeye devam edeceğiz. “Allah'ın mescidlerini, ancak Allah'a ve ahiret gününe iman eden, namazı kılan, zekatı veren ve Allah'dan başka kimseden korkmayanlar onarır. İşte hidayete ermişlerden olması ümit edilenler bunlardır.” (Tevbe–18) Ayetinin muhatabı olmaya adayız ve bu vesile ile Allah’ın razı olduğu kullarından olmayı umuyoruz. Allah (cc) kendi davası uğruna mücadele edenleri, bu uğurda sıkıntı ve çile çekenleri, sabredenleri, hicrete zorlananları, işkencelerden geçirilenleri, zindanlara atılanları, şehid olanları, yetim ve dulları biliyor ve görüyordur. Balığın yuttuğunu, ateşe atılanı yalnız ve yardımsız bırakmayan Allah hâşâ uğrunda çekilenleri hiç yalnız ve yardımsız bırakır mı? Allah bizleri davası için mücadele eden kullarından eylesin. Allah’a emanet olunuz. Vesselam. Hacı Salim Yaşasın |