Newyork’ta Birleşmiş Milletlerin görkemli olmayan büyük apartmanında Güvenlik konseyinin odasına girmek istediğiniz zaman, güvenlik konseyinin duvarına siyah beyaz büyük bir tablonun asıldığını görürsünüz. O tablo günümüze kadar ki 20. Yüzyılın en meşhur tablosudur. Meşhur ve etkili! Acı ve korkunç! Tablo Picasso tarafından çizilmiş. Gernika şehrinin bombardıman hatırası bu tabloda nakşedilerek süreklileştirilmiş. Alman Nazi ordusunun bombardıman uçakları şehri bombaladılar. Bombalama ve yıkım; insanların öldürülmesi! Oysa bugün Gernika şehrinin ve orada hayatını kaybeden insanların isimleri ve hatıraları Picasso’nun tablosuyla tarihi ve kalıcı hale getirilmiş. Tablo, bombalanan insanların korunmadan yoksun oluşlarını ve mazlumiyetlerini göstermektedir. Acaba Emniyet Konseyinin üyeleri bu tablodakileri biliyorlar mı? Bilseler dahi sürekli karşılaştıkları tablo onların gözünde duvar gibi olmuş. Muhammed İkbal, Birleşmiş Milletler teşkilatının kuruluş aşamasında sürpriz bir şekilde hakemliği ileri sürer. Bu hakemlik, İkbal’ın Şark mesajında zikredilmektedir: Bundan fazla kefen hırsızlığının ne olduğunu bilmiyorum / Oysa her kabir için bir meclis kurdular! 30 Temmuz 1937’de Farco Herisson’a yazdığı mektubunda, Birleşmiş Milletler teşkilatının kuruluş amacının Müslümanların bölünmesi ve topraklarının parçalanması olduğunu ifade eder. Bu mektubun o hakemlikle de irtibatı var. Müslümanlar ölüm uykusuna dalmış, cansız durumdaydılar. Hareket etmez ve soluk almaz... Mezarlık tabiri bunu en güzel şekilde ifade ediyordu. Onun acısı göğüsten ayrıldı gitti! / Aynanın ruhu aynadan ayrıldı gitti! Governika’nın ismi, İsrail ordusunun Lübnan halkı ve Hizbullah’la yaptığı savaşta yeniden ortaya çıktı. Filistinli sanatçı, yönetmen ve tiyatro yazarı Colliano Ker Khamis yayınladığı bir mektupta dünya sanatçılarından ve yazarlarından şunları soruyordu: Lübnan’ın ve Filistin’in şehirleri bombalanmaktadır. Gernika’yı kim çizecek? Son derece etkin ve sarsıcı olan bu mesajın üzerinden birkaç gün geçmeden Harold Pinter, Hevze Saramaco ve Noam Chomesky ve diğerleri ona cevap verdiler. Saramaco Ramallah’a gidip şunları dillendirdi: İsraillilerin Filistinlilere yönelik tutumlarının Nazilerin Ashvites’teki tutumlarından hiç bir farkı yok. Saramaco’nun sözleri beni şu soruyla karşı karşıya getirdi. Kurbanın vahşi bir canavara dönüşü niye? Yerini tamamen değiştiriyor. Birkaç gündür Gazze’de gerçekleşen olaylar gibi. Bir buçuk milyondan fazla bir topluluğun yaşadığı bir şehri, elektrik, ilaç, ekmek... olmaksızın koca bir zindana dönüştürdüler. Bir Keşiş şunları dile getiriyordu: Gazze’de bizim için hayat yok, yavaş yavaş ölüyoruz. Gözlerimizin önünde çocuklar ve hastalar ölüyor. Dünyanın gözleri önünde hepimiz ölüyoruz. İsrailliler, Almanlar tarafından öldürülen Yahudilerin macerasını edebiyata ve kültüre dönüştürdüler. En güçlü ve en tesirli metinler öldürülen ve yakılan Yahudilerin yaşadığı kamplardan geri kalanların hatıraları ünvanıyla neşredildi. Onlardan bazıları o kadar etkiliydi ki okuyanları huzursuz ve uykusuz bırakıyordu. Elseh Wisel’in garip kitabı olan Gece, Sabah Beyazlığı ve Gündüz bu alanda ilginç bir kitaptır. Ashwites toplama kampının gecelerinin rivayetlerini anlatır. Yahudilerin ağır ve ezilen çehrelerini anlatırken, sabah beyazlığı ile İsrail’in kuruluş rivayetlerinden bahseder. Kurbanların nasıl da eli kanlı canilere dönüştüğünün ibretengiz bir tablosu ortaya çıkmaktadır. İlkokul çocuklarının, kadınların, kısaca insanların katilleri... Senin nasıl da bir katile dönüştüğünü bilmek istiyoruz. Önümüze çıkan gerçeklik, güvenlik ve askeri bir kurum olan İsrail’in Yahudi milletini mazlumiyetten çıkarıp tamamen zalim ve eli kanlı bir topluluk haline getirdiğidir. Bir rüya koca bir kâbusa dönüştürüldü. Tam da Hitler ve Nazizm’in Yahudilere yaptığı iş tekrar edilmektedir. Filistinlilerin millet olduğunu inkâr etmek istiyorlar. Shimon Peres, yazılarında ve konuşmalarında Filistinlilerin hiçbir zaman bir millet olmadığını sık sık dile getirip şunları söylüyor: “Tarihte Filistin milleti ismiyle hiçbir şeye rastlamıyoruz!” Sözlerle Filistinlilerin inkârı mümkün olsaydı, bu günlerde bu işler bombalamalarla daha kolay olurdu. Oysa bir milleti inkâr etmekle ve bombalarla yok etmek mümkün değildir. Bunu herkesin bilmesi gerekir. Picasso Gernika tablosuyla Nazilerin cinayetlerini ebedileştirdi. Oysa Gazze’yi insanlığa kimler gösterecek? Yazan: Ataullah Muhacirani Kaynak: Farhangetowsee Çeviren: Süleyman Güneş |