Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
MUSTAZAFLAR İLE DAYANIŞMA DERNEĞİ İSTANBUL ŞUBESİ BASIN AÇIKLAMASI (YORUMSUZ)
13 Nisan 2008 tarihinde Pazar günü 14.00–17.00 saatleri arasında Fatih Vefa (Karagümrük) Stadı’nda gerçekleştirme hususunda haftalar öncesinden tüm hazırlıklarımızı ve umum halka duyurusunu yaptığımız “Kutlu Doğum” etkinliğimiz program gününe iki gün kala haksız bir şekilde iptal edilmiştir. Sadece İstanbul şubemizin değil ülkemizin diğer bölgelerindeki bazı dernek şube ve temsilciliklerimizin etkinliklerine engel olunmuş veya olunmaya çalışılmıştır.
Bizlerin bu tür etkinlikleri yapmasındaki birinci gayesi toplumun içindeki ayrılıkları ve suçları ortadan kaldıracak şekilde İslami ıslah ile dünyevi/uhrevi kurtuluşu ve huzuru sağlamaya çalışmaktır. Amacımız ıslahtır, karışıklık değil. Toplumda karışıklık çıkarmanın taraftarı olmadık ve olmamaya da gayret göstereceğiz. Bir takım çevreler gibi baskılara ve dayatmalara taşkınlık çıkarmak suretiyle karşılık verebilir ve haklarımızı elde etmek için farklı yollara da tevessül edebilirdik. Halkımıza ve gönüldaşlarımıza etkinliğimizin iptalini bildirip sükûnete davet etmeseydik bu dar mekâna ve sokaklara binlerce kalabalık yığılacak ve etkinliğin iptalini gerçekleştirenler çok daha vahim olaylara sebep vereceklerdi. Şunu belirtmekte özellikle fayda görüyoruz: Kanunlar çerçevesinde faaliyet gösteren kuruluşlar ve oluşumların önleri hukuk kisvesi giydirilmiş hukuksuzluklarla tıkanırsa, insanlar daha farklı arayışlar içerisine itilmiş olur ve toplumdaki kanunsuzlukların, ayrılıkların ve çatışmaların müsebbibi olunmuş olur.
Dünya üzerinde olduğu gibi ülkemizde de zaman zaman şeytani evhamlar ve siyasi kazanımlar adına toplumsal korku psikolojisi oluşturulmak suretiyle Müslüman halk ibadetlerini yapmak, dinini yaşamak ve varlıklarını ortaya koymak konusunda ürkütülüp sindirilmeye çalışılıyor. Ortada bir hakikat daha var ki “Yeryüzü Allah’ındır” ve orada yaşamaya Allah’ın mümin kulları daha layık ve hak sahibi iken, maalesef bugün dünyanın dört bir tarafında Müslümanların nefes almaları daraltılmış ve yaşamları tahakküm altına alınmıştır.
Bu ülkenin toplumsal hassasiyetlerine dikkat etmekle beraber, uğruna Allah’ın, Resulü’nün (sav) ve dinin yaşanmasının terk edilmesi gerektiği hiçbir hassasiyet olduğuna inanmıyoruz. Kulları razı etmek adına Allah’ın gazabını çekme hamakatini gösteremeyiz. Bu etkinliği gerçekleştirmek hususunda hayır ve ıslahiyet gözettiğimiz gibi gerçekleşmeyişinde de Rabbimizden hayır ve ıslah umarız. Bununla beraber bazı gerçeklere değinmek istiyoruz.
Şeytanın akıllarını ve fikirlerini çeldiği bir takım insanlar, göklerin ve yerin Rabbi, her şeyin yaratıcısı, idare edicisi, gerçek kuvvet ve kudret sahibi olan Allah’ın emir ve yasaklarına uymayı garip görerek cezalandırıyor, yaratılmış olup da ölümüne dahi çare bulamayan bizim gibi aciz ve zayıf birer insan olan kimselerin emir ve yasaklarına uymayı fazilet biliyorlar. İnsan şeytanı kendinden uzaklaştırır, akıl ve kalb-i selime danışırsa bunun ne büyük bir yanılgı olduğunu anlayacaktır.
Ve buradan geçici şu dünyalarını kaybetme korkusu yaşayanlara sesleniyoruz: Bizim şunu fani muvakkat dünyanızda gözümüz yok. Hatta kendi dünyamızı ve dünya ait geleceğimizi de feda ederek sizlerin de dünya ve ahiretinizi kurtarmaya çalışıyoruz. Her fani gibi ölüm sizleri de yakalayıp Rabbinize götürecektir. Gelin iman edin, toplumları adaletle yönetin, insanları helake götüren gerçek suçlarla mücadele edin; dünyanın idaresi de sarayları da zevk ü sefası da sizin olsun. Bizler de o zaman size muti insanlar olalım. Yok aksine devam ederseniz, üstün olsanız dahi kin ve düşmanlık ateşi ile ölümün bir gün geleceği endişesi bu dünyada içinizi cehenneme çevirdiği gibi ebediyetinizi de cehenneme çevirecektir. Sizlerden önce de birçok kavim ve milletler gelip geçti, hüküm ve saltanat sürdü, şu anda toprak altında yatmakta ve büyük mahkemeyi beklemektedir. Halleri ibret olmalı.
Biz yeryüzündeki tüm Müslümanları dindeki kardeşimiz ve diğer insanları da babamız Hz. Adem’den (as) olmak hasebiyle insanlıktaki kardeşimiz olarak biliyoruz. Ama hangi kardeşlik cihetinden gelirse gelsin zulümlerini kabul etmiyoruz.
Bir “germe” baskısıyla insanlar korkutulup varlıkları ellerinden alınıyor. Birileri malımızı almış götürüyor, hayatımızı keyfine göre şekillendiriyor, üzerimizdeki elbiseyi çekip alıyorken biz de bir taraftan el atıp hakkımız olanı almaya kalkışınca hemen çok sesli gürültü borozanları yaygarayı koparıyorlar: “Geriyorlar!?...” Hatırlatmak gerekmez mi hakkımız olanlara sahip çıkmamız mı suç olan yoksa sizin haklarımızı gasp etmeniz mi?
“KUTLU DOĞUM” etkinliklerimize engel olunmasının asıl nedenine gelince; herkesin malumu, kız çocuklarımızın masumane tesettürleriyle okudukları şiir ve ilahiler ile halkımızın Resulullah’ın (sav) sevgisi etrafında kenetlenme teveccühüdür. Ne yapsınlar, açılıp saçılıp gençlerin şehvetlerini tahrik ederek şehvet esiri, uyuşturucu mübtelası ve zevklerini suçlarla tatmin eden bir gençliğin yetişmesinde mi katkıda bulunsunlar!? Bizler her insanın gönlüne sürekli onunla beraber olacak olan cennet ve cehennem gibi suçlardan uzaklaştırıcı iki polisi yerleştirmekle ıslahiyetin mümkün olacağına inanıyoruz. Yoksa her insanın başına bir değil iki güvenlik görevlisi de dikilse yine de gönlünde şeytanlık yatan suç işlemeye meyli bir kimse yolunu bulup suç işler. Hal-i hazır toplumların içinde bulunduğu durumlar buna şahittir.
Engellemeleri ve baskıları kınıyor, gelişmeleri halkımıza ve kamuoyuna duyurur, üzüntülerimizi bildirerek, bizden kaynaklanmayan gerekçelerle de olsa etkinliğimizin iptali sebebiyle kuruluşumuz adına halkımızdan özür dileriz. Ayrıca etkinliğimize iki gün kala gerekçe olarak gösterilip bu stada aktarılan bir futbol müsabakasını Resulullah’ın (sav) anılmasına ve anlatılmasına tercih edenleri de kınıyor teessüfle karşılıyoruz. Saygılarımızı bildirir teşekkür ederiz.
MUSTAZAF-DER İSTANBUL ŞUBESİ
Yönetim Kurulu Adına Bşk.
Sait ŞAHİN