Amerikalı asker ve sivil güvenlikçilerin Irak’ta kalmalarıyla ilgili anlaşmanın Nuri Maliki hükümetinin 38 kişilik kabinesinin 28 üyesi tarafından kabul edilip tasarı olarak Irak millet meclisine sunulmasıyla içte ve dışta yoğun tartışmaların yaşanmasına sebep oldu. İran’ın ve bölgenin birçok haber kaynağı ve siyasi yorumcular, anlaşmayı “Amerika’nın büyük zaferi” olarak niteleyip, bunun Irak halkı ve devleti için siyasi bir bozgun ve yenilgi olduğunu açıkladılar. Amerika ordu komutanlarından Maykıl Molen’nin açıklamaları ve Maliki hükümetinin onayından dolayı hissedilen ciddi rahatsızlıklar Amerikalıların, hükümetin onayladığı anlaşma şeklinden razı olmadığını göstermektedir. Maliki hükümetinin onayından geçen anlaşmayla ilgili birkaç öncelikli noktaya işaret edilirse durumun ciddiyeti daha iyi anlaşılacak: 1- Amerika makamlarıyla imzalanan bütün anlaşmalar Irak’ın zararıyla sonuçlanır. Tecrübeler, Amerikalıların menfaatleriyle uyuşan konuları ciddiyetle takip ettiklerini, herhangi bir yerde onları bağlayan anlaşmalar olursa bunu istedikleri gibi çiğnediklerini göstermektedir. Anlaşma maddelerini istedikleri şekilde yorumlama ve çarpıtmada oldukça ustadırlar. Durum böyle olunca birkaç gün önce Irak hükümeti tarafından kabul edilen anlaşma, Amerikan zulmünün, tecavüzünün ve işgalinin sürdürülmesinin kanuni hale getirildiğini göstermektedir. 2- Irak hükümeti, ülkenin Amerika işgalinde bulunmasından dolayı irade ve kudret bakımından oldukça zayıf durumdadır. Böyle bir hükümetten, coğrafi sınırları içerisinde gücünü ortaya koyması ve iradeyi elinde bulundurması beklenemez. Hükümetin imzasından geçen anlaşma maddelerini, işgal altında devleti idare etmeye çalışan hükümetin gücünün sınırlılığına bakarak değerlendirmek gerekir. 3- Irak hükümetinin tasvip ettiği anlaşma bir yıldır hükümete dayatılıyordu. Amerikalılar, geçen yılın kışından itibaren Irak halkını ve hükümetini, bu ülkede sınırsız kalmaları ve bunun karşılığında hiçbir bedel ödememeleri konusunda yoğun baskı altında tutmaktaydılar. Bir yıllık direniş gösteren Nuri Maliki hükümeti nihayetinde anlaşmayı imzalamak zorunda kaldı. Anlaşmanın tasvip edilen maddeleri Amerikalılar tarafından defalarca değişikliğe uğratılan şekilden de farklılık arz etmektedir. Bazı değişikliklerin yapıldığı anlaşmanın taslağının bir kısmının içeriğine göz atalım: 1- Amerikalılar bu güne kadar hiçbir yerde işgal edilmiş ülkelerin bağlayıcı hiçbir kanun ve yönetmeliğine bağlı kalmamış, kendi şartlarına göre vaziyetlerini tayin etmiş, bunu da tabii hakları olarak nitelendirmişler. Amerika ordularının Almanya, Güney Kore ve Japonya’da 60 yıldan fazla tecavüzlerini sürdürmeleri bunun göstergesidir. Bugün Iraklılar, Amerikalıların –resmi de olsa- bu ülkede kalma şeklini, zamanını ve ülkeyi terk etmeleriyle ilgili özel kanun ve kaideleri imzalayıp şekli de olsa ABD’yi bunları kabule mecbur bırakmaya çalışmaktadırlar. 2- Amerikalıların hazırladıkları anlaşmayla Irak hükümetinin kabul ettiği anlaşmanın en önemli maddesi Amerika askerlerinin ve sivil güvenlikçilerinin bu ülkede kalış süresiyle ilgiliydi. Amerikalıların hazırladığı anlaşma taslağında Irak’ı terk etmeyle ilgili net bir tarih belirtilmemiş, bununla ilgili yoruma açık bir açıklamayla yetinilmişti. Onların amacı “Irak’ta güvenlik tamamıyla sağlanamadı” bahanesiyle bu ülkede onlarca yıl kalmaktı. Maliki hükümetinin tasvip ettiği anlaşmanın birinci bendinin 24. maddesine göre Amerika güçlerinin bütünüyle ülkeyi terk etmeleri için belirtilen tarih 31 Aralık 2011’dir. Bu üç yıllık dönemde Amerikalıların Irak’ın iç işlerine karışmaları da sınırlandırılmıştır. Hükümetin onayladığı anlaşmanın 28. maddesine göre Amerika askerlerinin gelecek 35 gün içinde, yani bu yılın bitimiyle önemli ve stratejik el-Hadra bölgesini terk etmeleri, buranın idaresini tamamıyla Irak hükümetine bırakmaları gerekiyor. 2. bendin 24. maddesine göre Amerika’nın bütün savaşçı güçlerinin en çok 30 Haziran 2008’a kadar Irak’ın köy ve şehirlerinden çekilmeleri ve buraların idaresini hükümete terk etmeleri öngörülmektedir. 3- Anlaşmanın Amerika’ca en önemli, Irak hükümetince en çok tartışmalara yol açan, Amerika askerlerinin hukuki dokunulmazlıklarıyla ilgili maddedir. Bu arada Amerikalılar kendi kanunlarına göre Amerika güçlerinin hukuki işlerde özgürlüğünde –Kapitülasyon- diretiyorlardı. Irak hükümeti, Amerikalıların şiddetli direnişi ve tehditleri üzerine en önemli iki maddeden biri olan dokunulmazlık maddesini tamamıyla ret etmeyi ve bunun karşısında durmayı başaramadı. Bu sitem edilecek bir durumdur. Hükümetin kabul ettiği son şekle göre Amerikalıların yapacakları operasyonlar Irak hükümetinin tasvibine bağlanıyor ve sınırlama getiriliyor. Bununla beraber görünüyor ki, bu menfezde Amerikalılar Irak’ın bütün işlerinde hukuksal sultalarını yürütecek ve istedikleri işleri çevirebilecekler. Çünkü onların dokunulmazlıkları var. 4- Birinci bendin 22. maddesine göre Amerikalılar, Irak hükümeti tarafından yakalanma kararı çıkarılmayan hiçbir Irak’lıyı gözaltına alma hakkına sahip değiller. Hükümetin isteğiyle yakalananlar 24 saat içerisinde Irak hükümetine teslim edilmelidirler. 5- Üçüncü bendin 27. maddesine göre Amerikalılar, Irak’ın kara, deniz ve hava sahasını kullanıp üçüncü bir ülkeye saldıramazlar. Ancak işin üzücü yanı, anlaşmanın diğer maddelerinde Amerika’nın Irak’a sefer yapan gemi ve uçaklarıyla ilgili kayıtlarda Irak hükümetinin tasvip ettiği bu maddeyle çelişen yönlere rastlamak mümkündür. Nuri Maliki hükümetinin onayından geçen anlaşmada siyasi ve hukuki olarak üzerinde durulması gereken başka önemli maddeler de bulunmaktadır. Aynı şekilde Irak hükümetinin tasvip ettiği anlaşmada Amerika güçlerinin bu ülkede kalışının kanuni hale getirilmesi, ABD askerlerine resmi dokunulmazlık kazandırılması, Amerikalıların ülkeye soktukları veya ülkeden çıkaracakları askeri malzeme yüklerine Irak hükümetine karışma hakkının tanınmaması gibi maddeler Irak’ın geleceğini müphem bir hale dönüştürmektedir. Bundan dolayı şunlar söylenebilir: 1-Irak hükümeti, Amerika’nın Irak’ta kalması ve bunun da meşru hale getirmesiyle ilgili bir anlaşmayı kabul etme ve imzalama mecburiyetinde değildir. Bu Iraklıların değil, Amerikalıların sorunudur. Amerikalılar Irak’tan çekilmeyle ilgili zaman istiyorlarsa bu isteklerini en kısa zaman dilimini kapsayacak şekilde Irak hükümetine bildirmelidirler. Bu durumda Irak hükümeti kendi ülkesinin menfaatleri çerçevesinde durum değerlendirmesi yapıp bu teklif için bir zaman dilimini öngörebilir. 2- Irak hükümetinin kabul ettiği anlaşma mecliste kabul edilse dahi Amerikalıların bununla yetineceğini düşünmek saflıktır. Amerikalılar, Irak hükümeti için hukuki ve siyasi ehemmiyeti olan şartları ve anlaşma maddelerini kabul ederler. Ancak, bütün bunlar Amerikalıların kalış zamanıyla ilgili bu tür anlaşmalara uyacağını garanti etmez. 3- Nuhi Maliki hükümeti, Amerikalıların dokunulmazlıkları ve Amerika askerlerinin yüklerine karışmamayla ilgili maddeleri görüşülmek üzere meclise sevk etti. Irak’taki mevcut kanunlara göre meclis, hükümetin tasarılarının asıllarına ve hatta fer’lerine bile dokunamamaktadır. Meclisin anlaşmanın tümüne muhalefetinin dışında hiçbir yolu kalmamaktadır. Elbette bu, meclisin anlaşmayla ilgili en uygun tutumudur. Ancak meclisteki farklı grup ve partilerin bu anlaşmayı ret çerçevesinde bir araya gelip gelmemeleri belli değil. 4- En önemli nokta ise, Irak hükümetinin sunduğu tasarı mecliste kabul edilse dahi Amerikaların Irak’ta kalmaları (her ne kadar hukuki ve şekli olarak mümkün olsa da) ameli olarak mümkün görünmemektedir. Irak hükümet yetkililerince anlaşmayla tehlikenin bertaraf edildiği söylense de burada ciddi bir başarısızlık içinde oldukları görülmektedir. Amerika askerlerinin kalmaya devam etmeleri, özellikle de kapitülasyonlardan istifade etmeye çalışmaları Irak ulemasının, farklı grupların, hükümet güçlerinin, aşiretlerin ve diğer halk birimlerinin şiddetli direnişiyle karşılaşacak. Irak’ın son 90 yıllık tarihi bu ülkenin halkının işgalcilere karşı nasıl bir karşılık verdiğini ve işgalcilerin sonunun ne olduğunu bütün açıklığıyla ortaya koymaktadır.
Süleyman Güneş, İrna haber ajansından sitemiz için farsçadan çevirmiştir |