Doğunun Büyük Filozofu ve Düşünce Adamı Muhammed İkbal Muhammed İkbal’i tanımayan, onun gönüllere hitap eden şiirlerini duymayan veya okumayan insan belki de çok azdır. İkbal, dünyanın özgür insanları tarafından filozof, arif ve özgür bir insan olarak yad edilmektedir. O, bilinçli, salih, Kuran, İslam ve peygamber aşığıydı. İslami değerlere büyük bir temayülü ve teveccühü vardı. Hindistan yarımadasından Pakistan şairi olan İkbal, ana dili Urduca olmasına rağmen şiirlerinin çoğunu Farsça yazmıştır. Farsça’yı bütün zenginlikleriyle öğrenmiş, altı binden fazla beyitlik şiirini Farsça kaleme almıştır. Bu makalede, kısa da İkbal’in hayatını anlatacağız. Babanın Arzusu: Allame Muhammed İkbal 22 Şubat 1873’de Hindistan’a bağlı Pakistan’ın Siyalkut kentinde dünyaya geldi. Babası Muhammed Refik, Keşmir’e bağlı Lahor kentinden olup üç çocuğunun muvafakatiyle Siyalkut şehrine taşındı. 6 yaşında mahalle mektebine başlayan Muhammed, burada Kuran öğrendi. Babası oğlunun Kuran’ı iyice öğrenmesini ve bu alanda yetişmesini istiyordu. Muhammed, Kuran eğitiminden sonra ilkokula başladı. Liseyi okumak için gittiği Hindistan’ın Skac Meşn kentinde bir kolejde okumaya başladı. Bu arada şiirle de meşgul oluyordu. İlk makalesi Delhi’nin Dili dergisinde yayınlandı. 1895 yılında liseyi bitirdikten sonra Lahor Üniversitesine girdi. Lahor’da Ser Thomas Arnold’la tanıştı. Bu şahıs, genç öğrencinin üzerine büyük tesir bırakmıştı. Ser Thomas Arnold’un eğitimi ve irşadıyla 1897’de felsefe dalında doktora yapıp en üst dereceyi yakaladı. Tahsilinin yanında Farsça ve İngilizce’sini gelişmeye çalıştı. 1899 yılında “Yetimin Feryadı” adlı şiirini dile getirince Hindistan’ın edebiyat büyükleri tarafından büyük bir beğeni topladı. Doğu’nun Büyük Filozofu ve Düşünce Adamı Muhammed İkbal İkbal, hayatının bu devresinde insan sağlığına verdiği önemle birlikte, adalet ve özgürlüğe muhabbetini herkese gösterdi. Bir yıl sonra dile getirdiği “Yetimin Hitabı” isimli şiiri şöhret kazanmasına sebep oldu. 1901 yılında ekonomi alanında ilk kitabını yazdı. 1905 yılında arkadaşı Ser Thomas Arnold’un tavsiyesi üzerine tahsilini devam ettirmek için Avrupa’ya gitti. Kambriç Üniversitesi hukuk bölümünde okumaya başladı. Aynı zamanda Oryantal Üniversitesinde de Felsefe bölümüne devam ediyordu. Bu arada Himalaya isimli ilk şiir kitabını Hindistan’da Mahzen isimli gazeteye bastırttı. Felsefe Öğrencisi Felsefe bölümünde eğitime devam eden İkbal, hukuk ilmini arttırmak için Nikolon Alen Üniversitesinde okumaya başladı. “İran’da Tabiatüstü Tekamül ve Gelişim” konusunda tezini yazdı. Aynı zamanda Münih Üniversitesinin kütüphanesinde bulunan felsefe kitaplarından istifade etmek için Alman dilini geliştirmeye çalışıyordu. Londra’da Öğrenim 1908 yılında Londra Üniversitesinde okumaya başladı. Bir müddet sonra düşüncesinde ve fikirlerinde büyük değişiklikler oluştuğu halde ülkesine dönmek üzere Avrupa’yı terk etti. Ülkesine döndükten sonra Lahor devlet kolejinde felsefe bölümü başkanlığına seçildi. Okulun İngilizce ve felsefe derslerini okutmaya başladı. Avukatlık mesleğini de yürüten İkbal, Müslümanların uyanması, bilinçlenmesi ve asıl kimliklerine dönmeleri için ciddi çalışmalar başlattı. 1927 yılına kadar avukatlığına ve üniversitedeki görevine devam etti. Dostlarının tavsiyesi üzerine, aynı yıl Pencap meclisi üyeliğine seçildi. Bu arada Doğu Hindistan, içi boş demokrasi vaatleriyle ilgili kampanyalar yürüterek insanların zihnini, çirkin plan ve programlarından başka yöne çevirmeye çalışıyordu. Tehlikeleri gören İkbal, şiirlerinde Batı’nın bozguncu medeniyetinden kaynaklanan sahte özgürlüklerin gerçek yüzünü dile getirmeye başladı. Hindistan Müslümanlarının parçalanmasına sebep olan problemlerin üzerine gidip bunların Doğu Hindistan’dan kaynaklandığını haykırıyordu. Batının sömürgeci saldırıları karşısında İslam’ın yüksek kültürünü korumak için İslam tebliği ve öğretim üzerine yoğun çalışmalar başlattı. 1930 yılında Müslüman Lig Partisinin yıllık başkanlığına seçildi. Müslüman Lig partisinde inkılap niteliğinde büyük değişiklikler yapıp Müslümanları, İslam düşmanları karşısında direnmeleri için harekete geçirmeye çalıştı. Bu hareketten korkmaya başlayan Doğu Hint Birliği, İkbal ve arkadaşları aleyhinde bir dizi propaganda başlattı. Doğu Hint Birliğinden çok sayıda kişi İkbal’in Allah’ın dinine düşman olduğu iftirasını dile getirdi. Bu birliğin taraftarları Müslümanların uyandığını, bundan sonra hilelerinin işe yaramayacağını bilmiyorlardı. Hindistan’ın bağımsızlığı için faaliyetlerini hızlandıran İkbal, halkı Britanya ve diğer emperyalistlere karşı mücadeleye çağırıyordu. İkbal, kavmi ayrılıkların ve mezhebi taassubun daha fazla bölünmeye yol açacağına inanıyordu. Müslümanların gerçek kimliklerini elde etmeleri için vahdet oluşturmaları ve tek parça haline gelmeleri gerektiğini savunuyordu. Bu düşüncelerini birçok şiirinde dile getirdi: Hain ve uşağı, Lenin ve Kayser, zalimler ve takipçileri Mahrumların bütün bela ve elemlerinin müsebbipleri Teknolojiden Yararlanma İkbal, Batı teknolojisinden en iyi şekilde yararlanılmasını, ancak onların boyunduruğu altına girilmemesini savunur. 1931 yılında Hint yarımadasının siyasi haritasının oluşması planıyla ilgili konferanslara katılıp, Hindistan cumhuriyeti teklifini ileri sürdü. Müslümanların bu cumhuriyet içerisinde milli, kültürel, siyasi ve ekonomik açılardan özerk olmasını savunuyordu. Yolcu Kitabı İkbal, 1932 yılında Müslüman Lig Partisinin yıllık başkanlığına yeniden seçilip İslam konferansına katıldı. Bir yıl sonra Afganistan hükümeti, Kabil üniversitesi vasıtasıyla İkbal’i ülkesine davet etti. Şair, bu seyahatte Yolcu Kitabı’nı yazdı 1924 yılında böbrek hastalığına yakalandı. 1934 yılında hastalığı iyileşmeye yüz tutmuştu. Üç yıl sonra yeni hastalıkların hücumuna uğradı. Göz hastalığına yakalanmakla beraber, kulaklarında ağırlık oluşmuştu. 1938 yılında hastalık bütün bedenini kaplamıştı. İslam mütefekkiri ve bilgini Muhammed İkbalin nur saçan kandili 21 Nisan 1938’de sabah namazında söndü. Naşı, Lahor’da Kral camiinde toprağa verildi. Muhammed İkbal’in Kitap ve Makaleleri İkbal, makalelerinin ve kitaplarının çoğunu Farsça ve Urduca dillerinde kaleme almıştır. Cavidname, Doğunun Mesajı, Hicaz Armağanı, Acem Kitabı, Sırlar ve İşaretler… bunlardan bazılarıdır. Muhammed İkbal Hakkında Önemli Şahısların Görüşleri İkbal’in ölümü, öldürücü yaraya sahip olup bundan kurtulmak için zamana ihtiyacı olan edebiyatta önemli bir kırılmaya sebep oldu. Rabindrant Tagor Hiç şüphesiz İkbal, ilginç bir düşünceye sahipti. O, şiirin hedefinin insana şekil vermesi gerektiğine inanıyordu. An Mary Shymel İkbal öyle bir düşünürdü ki, onun ıslaha yönelik düşünceleri ülke sınırlarının dışına taşmıştı. O, İslam dünyasını ıslah kahramanıydı. Şehid Mutahhari Muhammed İkbal’den Bazı Sözler Hayat nedir? Hayat akan ırmaktır, akıp gidecek. Bu aradaki şeylerin yok olmaması gerekir. Allah neyi isterse o olacak. Doğunun tek kurtuluş yolu, toplumun kültürel seviyesinin yükselmesidir. Müslüman ülkelerde düşünce inkılabı gerçekleşmeden Batı’nın sultasına karşı mücadele etmenin bir etkisi olmayacak. Kaynak: İ’caz İlmi Çeviren: A. Hikmet Akdeniz |