Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
MUZTAZAF-DER GENEL BAŞKANI VAKİT GAZETESİNE KONUŞTU (YORUMSUZ)
Güneydoğu’da halk, bilinçli bir şekilde dinden uzaklaştırıldı 15.03.2008 VAKİT GAZETESİ
“PEYGAMBER’E SAYGI” MİTİNGİYLE ADINI DUYURAN MUSTAZAF DER GENEL BAŞKANI AVUKAT HÜSEYİN YILMAZ:
Adları ilk defa Diyarbakır’da düzenledikleri ‘Peygamber’e Saygı’ mitingi ve ‘Kutlu Doğum’ programlarıyla duyuldu. Diyarbakır’da ‘Peygamber’e Saygı’ mitingiyle yüz binlerce insanı bir araya getirerek dikkatleri üzerine çeken Mustazaf-Der’in, özellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde ciddi bir etkiye sahip olduğu ifade ediliyor. Mustazaf-Der Şanlıurfa Şubesi’nin düzenlediği Kutlu Doğum programında kız çocuklarının ilahi okuması ve ardından Genelkurmay’ın bunu bahane ederek 27 Nisan muhtırası yayınlaması ile gündeme gelen Derneğin Genel Başkanı Av. Hüseyin Yılmaz, ilk defa Vakit’e konuştu. Bugüne kadar konuşmayan dernek yönetimi, haklarında bilinmeyenleri anlattı ve kamuoyunda merak edilen tüm sorulara net cevaplar verdi.
Son dönemlerde faaliyetleriyle sık sık gündeme gelen bir dernek oldunuz. Hakkınızda çeşitli spekülasyonlar yapılıyor… Buradan başlayalım isterseniz….
Yoksullukla mücadelede zengin ile fakir arasında kurulmuş bir köprü olma gayesiyle, 2004 yılında çalışmalarımıza başladık. Kuruluşundan bu yana halkımızın büyük teveccühünü gördük. Bu ilgi sayesinde kısa bir zaman içinde, Diyarbakır’daki genel merkezimiz haricinde birçok ilimizde şubeler ile temsilcilik açtık.
Böyle bir derneği kurmanızdaki temel sebepler nelerdir?
Birçok neden sayabiliriz, ama temel amacımız; halkımızın içinde bulunduğu fakirlik, cehalet ve ihtilaflarla mücadeledir. Toplumun müptela olduğu bu üç hastalığı tedavi etmek istiyoruz. Bütün enerjimizi ve gayretimizi buna yöneltmişiz. Çünkü bu üç hastalık, halkımızın geri kalmasına, ezilmesine, en önemlisi de İslam’dan uzaklaşmasına neden olmuştur.
Birçok yardım kuruluşu, dernek, vakıf bu görevi yerine getirmiyor mu? Sizce bu alanda bir boşluk mu var?
Hayır! Bir boşluk olduğunu düşündüğümüzden dolayı bunu yapmadık. İşsizlik had safhada. İş bulup çalışan da genellikle asgari ücretle ve sosyal hizmetlerden yoksun olarak çalışıyor. Aç olan insan, sağlıklı düşünemez, çünkü duygular, aklın önüne geçer. Nafakasını nasıl temin edeceği, evde aç olan çocuğunun maişetini nasıl kazanacağı endişesi içinde olup hal çaresi bulamayan bir insanın toplumun sağlıklı bir bireyi olacağını düşünmek, fazla iyimser bir durum olur. Bu gerçeği unutmamak gerek. Fakirlik ile iman arasında çok ince bir çizgi olduğu düşünüldüğünde; fakirlik ile suça bulaşma; farklı mecralara dalma ve farklı arayışlar içine girme arasında neredeyse çizgi olmadığını söylemek yanlış olmayacaktır. Müslüman halkımızın fakirlik ve yoksulluk nedeniyle İslam’dan, İslami ahlak, gelenek ve göreneklerinden uzaklaşmasına/uzaklaştırılmasına seyirci kalamazdık.
Bölgedeki işsizlik ve fakirlik hallolunca diğer sorunların da ortadan kalkacağını mı düşünüyorsunuz?
Elbette fakirlik ve yoksulluğun kalkması, tek başına sorunları halletmeyecektir. Ancak; fakir ve yoksul insan sağlıklı düşünemediği için, cehalet batağına düşebiliyor. Dışlanmışlık ve geri bırakılmışlığın beraberinde getirdiği yığınla sosyal, psikolojik ve toplumsal sorun var. Bunların tamamının yoksulluk ve fakirliğin ortadan kalkmasıyla ortadan kalkacağını söylemek tabii ki yanlış olacaktır. Birinci derecede muhtaç olarak tespitini yaptığımız ailelere her ay düzenli olarak kira ve gıda yardımı yapıyoruz. Bunun yanı sıra, sağlık hizmetlerimiz kapsamında gönüllü doktorlarımızdan oluşan sağlık ekipleri ile sağlık ocağı bulunmayan köylerimizde sağlık taraması yaptırıyoruz. Bilgisizlikle mücadeleyi de temel amaçlarımızdan biri olarak görüyor ve buna göre strateji belirliyoruz. Çünkü İnsanlarımız, bilinçli bir şekilde İslam’dan uzaklaştırıldı. Bölgenin eğitim ve din hizmetlerini birlikte veren ve kendi çapında üniversite görevini gören medreseler ya kapatıldı veya eski işlevinden uzaklaştırıldı. Bölgeye yeterli ve alanında uzman eğitim elemanı gelmemesi halkı cehalete maruz bıraktı. Eğitimle insanlarımızın farklı mecralara ve maceralara sürüklenmesinin önüne geçmek istiyoruz.
Bunun için ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?
Dershane imkânı bulamayan öğrencilerimize okuma salonlarımızda okul derslerine yardımcı olmanın yanı sıra, onların üniversite ve OKS’ye hazırlanmalarını sağlamaya çalışıyoruz. Yine toplumu özüne döndürme ve toplumsal bilgisizliği ortadan kaldırmak için ciddi çalışmalarımız var. Ancak bazen keyfi engellemelerle karşılaşıyoruz. Mesela okuma salonlarına Diyarbakır’da izin alamadık. Oysa başka dernekler çok rahat bir şekilde bu izni alabiliyor.
Söz konusu engellemeler, çalışmalarınızı sekteye uğratıyor mu?
Bürokratik engelleri aşabilmek için yine yasalarca belirlenmiş başka çıkış yollarına yöneliyoruz. Okuma salonlarına izin verilmeyen yerlerde temsilcilikler açtık. Şimdi aynı hizmeti bu temsilciliklerimiz aracılığıyla veriyoruz. Polisiye soruşturmalarda derneğimiz illegal bir kuruluş gibi gösterilip karalanmaktadır. Filistin’e destek için başlattığımız yardım kampanyası boyunca sürekli engellemeyle karşılaştık. Yine bazı legal ve illegal yapılar da çalışmalarımızdan rahatsız oluyor.
Peki, herhangi bir fiili müdahale ile karşılaşıyor musunuz?
Diyarbakır’da düzenlediğimiz ‘Peygamber’e saygı’ mitingi ile ‘Kutlu Doğum’ mitingleri sonrası hem resmi yetkililerin, hem de bölgesel güçlerin hedefi haline geldik. Bir yandan sistemin, diğer yandan İslam’a muhalif legal ve illegal örgütlerin baskısına ve tacizine maruz kalıyoruz. Her iki kesim de hizmetlerimize engel olabilmek için bizleri illegaliteye çekmek istiyor.
Bu çirkin oyunun farkındayız ve bu oyuna gelmeyeceğiz. Saldırıların temel sebebi derneğimizin çalışmalarında İslam’ı referans almasıdır.
Taraftar kaybetmeye başlayan PKK ile DTP yetkilileri derneğimize yönelik yoğun bir karalama ve iftira kampanyası başlattı. Sorumsuzca yapılan açıklamalar sonucu, Diyarbakır merkez binamız başta olmak üzere Mersin ve Yüksekova temsilciliklerimiz kundaklandı.
BİZİ KİMLİĞİMİZLE KABUL EDECEKLER
Yasalar; belirli şahıs, kuruluş ve oluşumlara farklı davranma, farklı prosedür uygulama imkânı vermeden herkese eşit davranma kriterleri getiren hukuki normlardır. Madem ki mevcut yasalar, herkese kendi inandığı değerler ve farklı kimlikleriyle legal örgütlenme hakkı vermiş, o halde herkes bizi bu kimlikle kabul etmelidir. Aksi halde ortada adalet ve eşitlik denen bir şey kalmayacak.
-------
YOLU DGM’DEN GEÇMEYEN İNSAN SAYISI AZDIR
Derneğinizin ismi zaman zaman spekülasyonlara konu oluyor, bunlara ne diyorsunuz?
Biz yasalar çerçevesinde faaliyetlerini sürdüren bir sivil toplum kuruluşuyuz, bütün çalışmalarımız da legaldir. Ancak onlara şunu açıkça ifade ediyoruz. Halkımızın maddi ve manevi ihtiyaçlarını gidermeye çalışan bir kuruluşuz. Hiç kimse hizmetlerimizin arkasında başka bir niyet aramasın. Hiçbir gizli-saklı faaliyetimizin olmadığını, en çok da bizi töhmet altında bırakmak isteyenler bilmektedir. Kim ne yaparsa yapsın biz ‘Selam’ deyip yolumuza devam edeceğiz. Kimse bazı üyelerimizin siyasi tercihlerini öne çıkarıp çalışmalarımızı sekteye uğratmak gibi bir düşünce içine girmesin.
Derneğinizin illegal örgütlerle bağlantısı olduğu yönündeki iddialara ne diyeceksiniz?
Daha önce de dediğim gibi yasaların belirlediği şartlar çerçevesinde kurulan bir derneğiz. Dernekler mevzuatına göre bütün faaliyetlerimiz inceleme ve takip altındadır. Bugüne kadar derneğimizin yasadışı birtakım faaliyetlere karıştığı yönünde hiçbir rapor verilmemiş, bu yönde uyarı, ikaz veya soruşturmaya tabi tutulmamıştır. Bize “Üyelerinizin bir kısmının geçmişte Hizbullah ile bağlantısı olmuş veya bir kısmı bu örgüte üyelikten ceza almışlar” diyorlar. Onlara şunu söylüyoruz: “Birincisi bölgemizde yaşayan ve toplumsal sorunlar konusunda duyarlı insanların hemen hepsinin yolu TEM’den ve DGM’den geçmiştir. Bölgemizde Hizbullah’a veya diğer örgütlere yakınlığı iddiasıyla fişlenmeyen çok az sayıda insan vardır. İkincisi; böyle olsa dahi, bizim için esas hizmettir.” Yani birileri onun hakkında olumsuz düşüncelere sahip diye, hiç kimseyi dışlamayız.
ORTAK DEĞERLERİMİZDE UZLAŞIYORUZ
Toplumsal ihtilaflar ile mücadeleden bahsettiniz, bunu yok etmek için ne yapıyorsunuz?
Halkımız arasında kin ve nefret tohumlarının ekilmemesi, ideolojik saplantılar içine girilmemesini önemsiyor, bunun için elimizden geleni yapıyoruz. Kan davalarının çözümü için bize başvuran taraflara yardımcı oluyoruz. Böylece kan dökülmesinin önüne geçmeye çalışıyoruz. Hatta aile içi ihtilafların çözümü için dahi derneğimiz aracı olmaktadır. Ebeveynler ile çocuklar, komşular arasında, esnaflar arasında, kabile ve büyük aileler arasında vuku bulan ihtilaflarda tarafları sulha davet ediyor ve muhtemel nahoş hadiselerin önüne geçmeye çalışıyoruz. Her Müslüman’ın kabul edeceği gibi, İslam kardeşliğinin tesisi için ihtilafların muhakkak bitmesi lazım. Bölgedeki dernek ve STK’lar ile bu yönde ortak faaliyetlerimiz oluyor. Ortak değerlerimizi ön plana çıkarıyor ve bu ortak değerler çerçevesinde kenetlenmeye çalışıyoruz. Herkes bir yönüyle bir boşluğu dolduruyor. Biz bunu hizmet yolunda bir zenginlik olarak görüyoruz. Bugün insanlar İslam’a yönelmişse, bu, bölgedeki STK’ların hayırlı hizmetleri vesilesiyle olmuştur.