Amerika, İngiltere ve Filistin'den bir grup haham, Hizbullah lideri Seyyid Hasan Nasrallah'a bir mektup yazarak, kendilerinin de Siyonist İsrail rejiminin yok olmasını istediklerini belirtti.
Hahamların El Menar'da yayınlanan "Aziz Nasrallah Hazretlerine" başlıklı bu mektubunu Ozan Kemal SARIALİOĞLU’ NUN çevirisiyle sunuyoruz.
Selamun Aleykum
Allah`in inayeti size, ailenize ve Lübnan`daki kardeşlerimizin üzerine olsun...
Biz size gerçek Yahudiliğin elçileri, Tevrat`ın gerçek inananları olarak, dünyanın her yerinde bizim gibi düşünenlerin sözcüsü olarak sesleniyoruz.
Dr. Mahmurd ez Zehar'a ve Gazze halkına açık mektup göndermemizin üzerinden bir aydan az bir zaman geçti. Biz bu mektupta Tevrat'ın hükümlerine göre gayri meşru olan Siyonist İsrail devletinin işlediği cinayetler yüzünden duyduğumuz üzüntüyü ve öfkemizi dile getirmiştik. Yine o mektupta Dr. Zehar'a şahsi başsağlığımızı sunmuş ve acısını paylaştığımızı arz etmiştik.
Şimdilerde de trajik olarak bu kurbanların sürekli sayısının arttığını görüyoruz. Ayrıca şahsi olarak Gazze'de ve tüm Filistin'de yaşayan herkesi ziyaret edebileceğimizi, kalbimiz ve tüm varlığımızla duyduğumuz üzüntüyü ve bu masum halkın, kutsal otoritelerimizce gayri meşruluğu tescil edilmiş olan İsrail rejiminin elinden gördüğü eziyetler dolayısıyla hissettiğimiz kederi arzetmiştik. Yeryüzünün dört bir köşesine dağılmış tüm Filistinlilerin ve onların akrabalarının ve nesillerinin onlar için hissettiğimiz bu duyguları ve ve empatimizi duymalarını ve onlar için Kadir-i Mutlak'ın dergâhına yaptığımız duaları bilmelerini istiyoruz.
NASRALLAH HAZRETLERİ,
Sizinle Lübnan hakkında aynı duyguları paylaşıyoruz. Sizin geçenlerde İmad Muğniye'nin cenazesinde ve daha öncesinde yaptığınız konuşmalarınızda işitmiştik. Bu yüzden sizin ve hareketinizin Yahudilik ve siyonizmin aynı şey olmadığını, dünyanın pek çok yerinde ve işgal edilmiş Filistin'de pek çok yahudinin İsrail karşıtı olduğunu bildiğinizin farkındayız. Ayrıca bizim hahamlardan bir grubun oluşturduğu delegasyon da sizin muhteşem ülkenizin konuğu olarak Hizbullah tarafından ağırlanmıştı.
Bizler Filistin'i savunma amaçlı Dünya Parlamenterler Birliği'nin toplantılarına da iştirak etmiştik. Topluluğumuza gösterilen saygı ve ilgi tüm tariflerin ötesindeydi. Yüce Allah'a da Filistinlilerin ve diğer Müslümanların Siyonistlerin ellerinden çektikleri onca şeye rağmen hala şeytanın iğvalarına kapılmamış olmalarını bire bir görmüş olma lütfuna eriştiğimizden dolayı da şükrediyoruz. Yüzümüzü çevirdiğimiz her yerde dostluk ve arkadaşlıktan başka bir şey görmedik. Lübnan'da ziyaret ettiğimiz her yerde rahatımızı sağlamak başlıca endişeleri oldu hep. Hatta Siyonistlerin saldırıları sonucu uğradıkları yıkımları bile gösterirken bizlere Yahudi milletini ve haham arkadaşlarımızı suçlayıcı bir söylemle karşılaşmadık hiç.
Tüm Müslüman ve Arap halkları şunu çok iyi bilmekteler ki bizim Müslümanlarla yüzlerce yıldır dini bir mesele yüzünden hiç çatışmamız olmadı. Hep uyum içinde yaşadık. Pek çok kişi Siyonizm ile Yahudilik arasındaki ayrımın farkında. Sadece şuna işaret edebiliriz ki Lübnan ziyaretimiz kalplerimizde silinmeyecek izler bıraktı. Bizleri Khiam adlı polis merkezine götürdüler. Orada Lübnanlıların maruz kaldıkları ve tüm dünyanın görmezden geldiği o korkunç işkenceleri anlattılar bize. Sabra ve Şatilla kamplarını ziyaret ettik, şehidler meydanında ruhları için mum yaktık. Ki bu meydanda ünlü olmayan başka bir katliama uğramıştı Filistinliler. Burada hala süre giden bu trajik acılar için bu akıl dışı ve bizim aynı zamanda ilahi haklar addettiğimiz insan haklarına da aykırı olan bu eziyetler için gözyaşı döktük. Burada Lübnan ile Siyonist işgal rejimi arasındaki sınır bölgesini Fatıma kapısında da Siyonizm ve İsrail aleyhine bir gösteri düzenleme şansına nail olduk.
Elbette Siyonist işgal altında yaşayan pek çok kardeşimizin tutuklanma, dövülme gibi ağır bedeller ödeme pahasına bu gösterilere katıldıklarını da belirtmeliyiz. Yine siz Lübnanlı kardeşlerimize hatırlatmalıyız ki, İsrail'in son Lübnan saldırısında dünyanın pek çok yerindeki Yahudi, Lübnan halkını destekleme yürüyüşlerine katılmıştı. Kanada, Britanya ve ABD'deki pek çok haham kardeşimiz bu gösterilerde konuşmalar yaptılar. Bu saydıklarım sadece Yahudilerin düzenledikleri yürüyüşlerden ayrı yürüyüşlerdi.
Şimdi bizler alçak gönüllülükle size döndürüyoruz yüzümüzü. Sizden bu sözlerimizi kabul etmenizi ve mesajımızı Lübnan ve Filistin halkına iletmenizi diliyoruz. Her ne kadar düşüncelerimizi ve duygularımızı ifadede kelimeler kifayetsiz kalsa da sizden Filistin ve Lübnan halkına desteğimizi derin üzüntülerimizi ve size duyduğumuz kalpten sempatiyi de ulaştırmanızı diliyoruz.
Dünyanın dört bir yanındaki ve Filistin'deki gerçek Yahudiler Allah'ın izniyle Siyonizm ideolojisini ve siyonizmin şeytani planlarını kabul etmeyeceklerdir. Bizim yegâne bağlılığımız Allah'a ve Tevrat'adır ve bir bilgemizin de dediği gibi "Allah rahim olduğu için bizler de şefkatli olmalıyız"
Sizlere, Allah'ın biz Yahudilerden Tapınağın yıkılışından sonraki 2000 yıl geçti üzerinden alçak gönüllü ve tüm hükümetlerin saygılı yurttaşları olmamız yönünde bizlerden açıkça söz aldığını hatırlatmalıyım. Bu yüzden milletler karşısında isyan etmemiz ve kendi devletimizi kurmak için çalışmamız haramdır. Bizler yüce Allah'ın nihai zaferinin tüm dünyada tahakkuk etmesi için sabretmeli ve çokça dua etmeliyiz. O zaman geldiğinde tüm insanlık kutsal topraklarda barış ve kardeşlik içinde birlikte yaşayacaklardır.
Yaklaşık 100 yıl önce Siyonistler bir din olan Yahudiliği bir milliyetçi ideolojiye dönüştürme rüyalarını gerçekleştirmek için Filistin'e göçe başladılar. Ve böylece Allah'a isyan yolunu açmış oldular. Bu İsrail devletinin kurulmasıyla birlikte Filistinliler, sonra da Lübnanlılar çok acı çektiler. Ezildiler, dövüldüler, aşağılandılar ve yurtlarından çıkarıldılar.
Bilgelerimiz paylaşılan acının kederli yürekleri rahatlatacağını söylerler. Ayrıca Arap halkları şunu da bilmeliler ki şu anda sözde İsrail milletinin içerisindeki samimi muhalefetin varlığı da mevuttur.
Bu ateist ve günahkâr Theodor Herzl ve avenelerinin siyonizmi icat etmekle büyük bir sapkınlığa imza atmakla kalmadıklarını, ayrıca pek çok yahudinin çektiği maddi ve manevi sıkıntının da müsebbibi olduklarını bu yüzden rahatlılıkla söyleyebiliyoruz. Herkes şunu da bilmeli ki bizim gerçek liderlerimiz olan Filistin'deki, Ortadoğu'daki ve Avrupa'daki hahamlarımız Siyonizm karşısında muhalefetlerini İsrail devletinin kuruluşundan bu güne izahat etmekten geri durmamışlardır. Pek çok yerde İsrail'in Filistinlilere ve Lübnanlılara yaptıklarını, bedeli ne olursa olsun İsrail devletinin ilahi olan herhangi bir yeri yıkma kararlarına itiraz ede gelmişlerdir.
Ayrıca, bu âlimlerimiz dünyanın tüm Yahudilerini sürekli olarak İsrail'e destek vermekten uzak durmaya çağırmışlardır. Binlere Yahudi şimdiye kadar onların bu çağrılarına olumlu cevap verdi. Bu sayı her geçen gün daha da artmaktadır. Siyonist medya bu belgelendirilmiş gerçekleri örtmek için elinden geleni yapmasına rağmen bazı cesur kişilerin gayretleri yapılan bu perdeleme girişimlerini Allah'a şükürler olsun ki boşa çıkarabilmektedir
Bizler dinimizin ve Tevrat'ın açık buyruklarına ilaveten kendimizin Avrupalıların toplama kamplarında çektiklerimiz şeyler yüzünden de Filistin ve Lübnan halkının çektiklerine karşı duyarlıyız.
Her ne kadar bu şeytani İsrail devletinin masum insanlara karşı işlediği suçları sürdüreceğine inansak da Lübnan'daki ve Filistin'deki kardeşlerimiz unutmamalılar ki evrenin bir Rabbi var ve evren O'nun kontrolündedir; Tevrat'a göre de bu şeytani devlet eninde sonunda ortadan kalkacaktır. Hep birlikte Allah'a dua edelim de bu devletin sonunu yakında bizim günlerimizde bize göstersin.
Lütfen bu mesajı siyonizmin pençesinde eziyet gören herkese, özellikle de şehid yakınlarına ve zindanlardaki esir kardeşlerimize ulaştırın.
Sizlerin hepiniz için dua ediyoruz. İnşallah yakında İsrail devletinin yıkılışına tanık oluruz.
Esselamun Aleykum
Haham Mose Dov Beck, AMERİKA
Haham Meir Hirsh, FİLİSTİN
Haham ahron Cohen, İNGİLTERE |