Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Gözleri horluktan asagi düsmüs bir halde kendilerini zillet bürür. Halbuki onlar, sapasaglam iken de secdeye davet ediliyorlardi (fakat yine secde etmiyorlardi). Kalem/43

Bir Hadis:
Müslüman, dilinden ve elinden diğer müslümanların güvende olduğu, mü’min de insanların malları ve canları hususunda kendisine güvendiği kişidir. (Tirmizi, İman 12)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

ŞEHADETİNİN 18. Y...

HİÇ KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR

İslami mücadelede en yüksek paye üyelik ve mensubiyettir. Mensubiyetin dışındaki görev ve sorumluluklar geçicidir, kalıcı değildir. Mücadelenin şart ve koşullarına göre görev ve sorumluluklar değiştiği gibi görev ve sorumlulukları uhdesine alan kişiler de değişebilir, başkası o görev ve sorumlulukları devralarak yola devam edilir.

Mücadelenin tabiatı gereği anın gereklerine göre hareket etme icap ettiğinden mücadele, sürekli olarak bir devinim içinde kendini yenileyerek ileriye dönük plan ve stratejiler geliştirir. Bu nedenle mücadele hep canlı ve hareket halinde olduğundan, statik ve hareketsizliği asla kabul etmez.

Mücadele, strateji ve halin gereklerine göre şekil aldığından bu şekillenmeye paralel olarak görev ve sorumluluklar da el değişerek şekil alır. Zamana ve durumlara göre strateji ve yöntemler geliştiremeyen, değişim ve gelişime ayak uyduramayan, canlılık ve hareketliliğini muhafaza edemeyen hareketler zamanla statükocu bir vaziyete girer.

Hiç kimse bir görev ve sorumlulukta daimi olarak kalamayacağı gibi vazgeçilmez de değildir. Vazgeçilmez olan davadır, mücadeledir ve mücadelenin değerleridir. Her şeyden vazgeçilebilir fakat mücadeleden, bu mücadelenin değerlerinden, istikamet, tecrübe, birikim ve kazanımlarından asla. Mücadele pratiğinin, tecrübe, birikim ve kazanımlarının hakkı verilirse, Müslümanların heybetine heybet katmakla kalmaz, ulaşılmak istenen hedefleri de yakınlaştırır.

Bu günlere kolay gelinmemiştir. Cemaatsel değerler, tecrübe, birikim ve kazanımlar; kan, gözyaşı, çile, mazlumların feryat ve duaları ile yoğrulmuştur. Mücadele süreçlerini yaşayanlar, bu değerlerin ne paha biçilmez değerler olduğunun idrakinde olup bunları canlarından da kıymetli bilirler.

Ben şahsen cemaatsel süreçleri özellikle 17 Ocak’ta Aziz Rehber’in şehit olmasıyla başlayan 2000 sürecini her hatırladığımda o günleri tekrar yaşar gibi oluyorum. Laik Kemalist rejimin zulmü, ihaneti ve kalleşliğini hissettiğim gibi Hizbullahilerin direnişlerini, cesaret ve başeğmezliklerini, vefa ve fedakârlıklarını, Cemaatin değer ve prensiplerine bağlılıklarını hep görüyorum. Geçmişi hatırladıkça ruhuma bir hüzün kaplar. Çünkü en sevdiklerimiz ya şehit oldular, ya zindandadırlar veya ülkeden uzak muhacereti yaşamaktadırlar.

Kendini vazgeçilmez ve eksen olarak gören kişi, sürekli şahsi hesaplar peşinde koşar ki gerçek anlamda mücadeleye katkı sağlamayacağı gibi uhdesinde olan sorumluluk makamına da zarar verecektir.

Mücadeleyi geleceğe taşıma ve en zor şartlarda dahi mücadeleden vazgeçmeme esas olduğundan, sorumluluğu olan veya talip olanlar kendilerini kalıcı olarak değil, geçici olarak görmeli, uhdesine aldıkları sorumluluğu bir emanet olarak telaki etmeli, sorumluluğu da bir cemaat makamı olduğu idrakiyle temsiliyetin hakkını verme telaşı ve endişesi içerisinde olmalıdırlar.

Kişiler geçici, dava kalıcıdır. Dava sahibi olan biri için; dava ve mücadelesini yüceltmek ve öncelikli tutmak esastır. Sorumluluk sahibi kimse kendi şahsında cemaat makamını temsil ettiğinden, o kişinin müspet tarafları Cemaat’e mal olduğu gibi menfi tarafları da mal olmaktadır. Bu baptan mesuliyet taşıyanlar, Hizbullah’ın şahsi manevisi ve görkemine leke getirebilecek her türlü menfi hareketlerden kaçınmaları elzemdir.

Her durumda; ‘kişiler fanidir, vazgeçilir fakat dava ve mücadelesi asıldır, vazgeçilmez’ ilkesi ölçü olmalıdır.

CUDİ NUHOĞLU

Diger Basliklar
   UNUTMAK MI? ASLA!..
   DAVA ÖNCELİKLİDİR
   ÇİYAYÊ CUDİ VEYA ÇİYAYÊ BÊXÊR OLMAK
   2011 DİKTATÖRLERİN DÜŞÜŞ YILI
   TC VE PKK'NIN KUYRUK ACISI
   HİZBULLAH'A DÜŞMANLIK KİMSEYE FAYDA GETİRMEMİŞTİR
   TC MAHKMELERİNE GÖRE SEVİNMEK BİLE SUÇ
   GELECEK RAHATINI TERK EDENLERİNDİR
   ŞEHİT REHBER HÜSEYİN'İ ANLAMAK
   BU CEMAATİN KÜLLERİNDEN ON CEMAAT ÇIKAR
   ÇÖZÜM ODAKLI ANLAYIŞIN ÖNÜ DAİMA AÇIKTIR
   HİÇ KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR
   MÜSLÜMAN KÜRD HALKININ MUHKEM KALELERİNİ YIKMAK İSTİYORLAR
   MÜCADELE AŞKI
   HİZBULLAH'IN İFTİHARI / CUDİ NUHOĞLU
   HİZBULLAH KÜRDİSTAN'IN GERÇEĞİDİR / CUDİ NUHOĞLU
   KÜRD MESELESİ / CUDİ NUHOĞLU
   MÜCADELEDE TEŞKİLATIN VAZGEÇİLMEZLİĞİ / CUDİ NUHOĞLU
   MÜSLÜMAN KÜRD HALKININ İFTİHARI ŞEYH SAİD / CUDİ NUHOĞLU
   KENDİNİ DAVANIN SAHİBİ OLARAK GÖRMEK / CUDİ NUHOĞLU
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git