Kürdler, Mezopotamya’nın eski halklarındandır. Her köşesi tabii birer müzeyi andıran coğrafyada binlerce yıldır hayatlarını sürdürmektedirler.
 

Tevhid dininin ilk tebliğ yıllarında fıtratlarına uygun gördükleri İslam’a gönüllüce iman ettiler. Müslüman olduktan sonra Tevhid dininin ışığında yeryüzünde ilahi adaletin ikamesine çalıştılar.
 

Kürdlerin İslam’ı kabul etmeleriyle rehberlerinin en bariz özelliği, kahramanlıklarıyla birlikte bariz İslami kişiliğe sahip olmalarıydı. Son yıllara kadar bu özelliklerini sürekli korudular.
 

İslam tarihinde nam yapmış önemli rehberlerden biri Selahaddin-i Eyyubi’ydi. Mütevaziliği, erdemi, adaleti, kahramanlığı ve dindarlığıyla meşhurdu. Halkına hiçbir zaman ihanet etmedi. Hedeflerinden geri adım atmadı. Yaşamını son nefesine kadar aynı çizgide sürdürerek tarihe adını yazdırdı.
 

İran’a hükmeden Kerimhané Zend, erdemi, adaleti, dindarlığı ve kahramanlığıyla meşhurdu. Şahlık geleneğiyle meşhur İran’da bu geleneğin önünde duran ilk kişidir. Mütevaziliğinden kendisini “şah” değil “emir” olarak nitelendirdi. Gerek İran Kürdleri ve gerekse de diğer milletler arasında saygıyla yad edilen Kürd rehberlerindendir.
 

Kemalist rejime karşı kıyama duran Şeyh Said’in mütevaziliği, dindarlığı, erdemi ve kahramanlığı özgür vicdanlarda hakkıyla karşılık bulur. İleri yaşına rağmen haksızlık ve zulme karşı ayağa kalktı. Kürdlere hıyanet etmedi. Küçük menfaatler uğruna davasını satmadı. Son nefesine kadar çizgisinde sapma görünmedi. Düşmanına boyun eğmeden davası uğruna canını feda edip şehadete yürüdü.
 

Rejimin kirli propagandalarından dolayı halkın çoğunun tanıyamadığı Hizbullah rehberi Hüseyin Velioğlu mütevaziliği, erdemi, dindarlığı, tavizsizliği ve kahramanlığıyla meşhurdur. Ömrü boyunca zulmedenlere karşı mücadele etti. Kürdlere hıyanet etmedi. Hedeflerini menfaat uğruna satmadı. Teslimiyeti kabul etmedi. Son nefesine kadar direnip hedefleri uğruna şehadete yürüdü.
 

Son yıllarda ortalıkta Kürd halk önderi (!) teraneleri dolaşmaya başladı. PKK’nin Kürd halk önderi (!) Kürd önderleriyle karşılaştırıldığında önlerinde çok küçük kalmakta. Onların taşıdığı özelliklerden hiçbirini taşımamakta. Şahsını kurtarmak için hiçbir şeyi feda etmekten kaçınmamakta. Her mevsimde hedeflerinin üstüne çizgiler çizmekte ve yeni hedefler tayin etmekte. Tamamıyla kibir ruhlu, İslam düşmanı olup hayatı tavizlerle dolu karmaşık bir kişiliğe sahip.
 

Bağımsız Kürdistan söylemleriyle rejimin baskısı altında ezilen Kürdleri harekete geçirip dağlara kaldırttı. TC’nin eline düştükten sonra her şeyden vazgeçti. Kendisinin bile anlamadığı “Demokratik Cumhuriyet” sloganını piyasaya sürdü. Eskiden düşmanı olduğu Atatürk’ün hayranları arasına katıldı. Bunda o kadar ileri gitti ki devletin bazı yetkililerini Atatürk’ü anlamamakla ve ona hıyanet etmekle suçladı.
 

Devleti sürekli övdü. Devlete hizmet etmeye hazır olduğunu her fırsatta dile getirdi. Bağımsız Kürdistan hayali Atatürkçülüğe dönüş yaptı. Federasyona bile ateş püskürdü. Devletin üniter yapısının sağlanması için bir vatandaş olarak her türlü fedakârlığı yapacağını defalarca deklere etti.
 

Kürd halkının dini değerlerine dil uzatmaktan geri durmadı. Bazen kendisini Kürdlerin peygamberi ilan etti.
 

Devleti överken Kürdlere hakaretler yaptı. Yıllardır Kürdlerin canını yakan orduyu övmekten geri durmadı.
 

Kürd halk önderinin (!) hayatı cinayetlerle doludur. Bütün bunlara rağmen PKK’yi ve Kürd halkının geleceğini Apo’nun affedilip zindandan çıkmasına bağlamanın mantığını kavramak oldukça güç. Kürdler, hedeflerini küçük menfaatler uğruna feda edenlerin peşine nasıl takılabilirler? Özgürlük hedefi uğruna binlerce gencini teslim ettikleri birinin hıyanetine nasıl göz yumabilirler?
 

Yakılıp yıkılan binlerce köy, hayatını kaybeden, işkencelere tabi tutulan ve cezaevlerinde ömür çürüten binlere rağmen bu teslimiyet neden? PKK’yi savunanların kendilerini sorgulama zamanı gelmedi mi? Bir halkın hayatını zindana çeviren şahsın Kürd Halk Önderi (!) olarak nitelendirilmesi hangi mantığın ürünü?
 

Halka rağmen din düşmanı politikaları ve defalarca hıyanet etmiş birisini Kürdlerin önderi olarak pazarlamanın hiçbir neticesi olmayacak. Fıtratlarının derinliğine kadar Müslüman olan bu halk hıyanete boyun eğmeyecek. Hıyanet edenler Kürd halkının içerisinde barınamayacak. Ortalıktaki gürültü ve karmaşalar yakınlarda sona erecek. Kürdler, meselelerini akıl ve vicdan gözüyle irdelemeye çalışacaklar. O zaman kimin Kürd halk önderi kimin de hain olduğunu herkese gösterecekler.
 

Selam ve dua ile…
 

İbrahim FIRAT