Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAHİ HAREKET VE KÜRD TOPLUMU / İBRAHİM FIRAT

Örgütlülük, yaşama yön vermeyi, hayatı başıboşluktan koparıp düzgün zeminde emin adımlarla yürümeyi sağlayabilen bir olgudur. Yanlışlara, bozukluklara ve zorbalıklara karşı omuz omuza duruş örgütlülük sayesinde gerçekleşebilir. Ferdi duruşların devam eden bozuk süreçlerin önündeki duruşa ciddi tesirleri olamaz. Egemenler tarafından doğrudan veya dolaylı olarak hesaba katılan gerçeklik örgütlülükten başkası değildir.

Ülkede, Kemalist rejime rağmen bir araya gelip, müstakil örgütlülüğe gitmek mümkün olmayanı başarmak gibi zor bir iştir. Böyle bir girişimin engellenmesi ve kuruluş aşamasında ruhuna fatiha okunması için rejim tarafından bütün silahlar devreye sokulur. Bu tür çabalara karşı, kurumsallaşmış devlet pozisyonunda bulunan Kemalist rejimin tarihi boyunca gösterdiği acımasız tavırları ülkedeki siyasi yapılanmalardan haberdar olan herkes bilir. Şeyh Said’in kıyamından sonra özellikle de İslami alanda örgütlenmeleri engellemek için en vahşi ve en acımasız yöntemlerden istifade edilmiş, ne pahasına olursa olsun toplumdaki İslami yapılanmaların oluşumu engellenmiştir.

Bütün bunlara rağmen oturup kötü gidişatı seyretmenin bir şeyi değiştirmeyeceğini düşünüp 1970’li yılların sonlarında Kürdistan’da özgün İslami bir yapılanmaya gitmek için kolları sıvayan Müslümanlar, farklı yöntemlerle engelleme ve yok etmeye çalışan rejimin sonu gelmez saldırılarıyla karşılaştılar.

İslami yapılanmanın diğer bir zorluğu da Kürdistan’da yaygın olan Marksist örgütlerin tarifi mümkün olmayan tahammülsüzlükleri ve saldırganlıklarının çıkarttığı engellerdi. İslami yapılanma henüz işin başındayken her iki tarafın acımasız oklarına maruz kalmış, adımını attığı mücadele ortamında defalarca yok olmayla karşı karşıya bırakılmıştı. Bütün bu saldırıları bertaraf etmek için yoğunca çaba harcayan bölge Müslümanları, ciddi bir örgütlülüğe ulaşmak için faaliyetlerini daha çok gizli zeminde yürütmeye çalıştılar.

Faaliyetleri yoğunlaştıkça varlıkları gözle görülür şekilde belirginleşen Hizbullahi Müslümanlar, hem PKK’nin ve hem de Kemalist rejimin yoğun saldırılarıyla karşılaştılar. Bugün değişik şekillerde devam eden saldırganlıklar, yıllardır Kemalist rejim ve PKK tarafından yapılan saldırganlıkların bir sürecini oluşturmaktadır. İslami bir yapılanmaya tahammül edemeyen her iki güç, etkisiz hale getirmek için işin başından beri iftira ve yalan propagandalarını sürdürmeye devam etmektedirler.

Düşmanlıklara ve saldırılara rağmen Müslüman Kürd halkı, İslam düşmanlarının propagandalarına kanmayıp Hizbullahi hareketin arkasında olduğunu her ortamda ortaya koydu. Son yıllarda Kürdistan’daki toplumsal organizasyonlara katılan yüzbinler, bölgedeki Hizbullah gerçeğini anlamak isteyenlere gerekli mesajı açıkça verir niteliktedir. Yani Hizbullah da nereden çıktı? Neden Kürd meselesiyle ilgileniyor? Siyasete girmek için yatırım mı yapıyor? gibi sorular, otuz yıldır Müslüman halkın koynunda varlığını sürdüren İslami bir hareket için oldukça anlamsız bir görüntü vermektedir. Hizbullah’ın Müslüman halkı temsil için davet bekleme gibi bir beklentisi yoktur. Zaten Kürdlerin önemli bir bölümünün sesi olarak arkasındaki Müslüman halkının desteğiyle bir gerçeklik olarak varlığını sürdüregelmektedir.

Karşılaştığı büyük zorluklar, özellikle de 2000 yılında rejimin namertçe ve hukuksuzca saldırılarıyla yok edilmek istenen ve hatta yok edildiği değişik platformlarda dile getirilen Hizbullah’ın, bir daha kendine gelmemesi için söz konusu saldırganlıklar yıllarca devam etti. Allah’ın inayetiyle, güçlü temeller üzerinde bina edilmiş Hizbullahi hareket, yine kendi imkânlarıyla toparlamasını sürdürüp ayağa kalkma iradesini gösterebildi.

Müslüman Kürdlerin bir değeri ve Kürdistan’ın bir gerçeği olan Hizbullah’a karşı bazı Kürdlerin derin nefret ve saldırganlıklarını anlamak oldukça manidar bir görüntü vermektedir. Kendilerinden başka hiç kimsenin varlığına tahammül etmeyen, Hizbullah’ı asli düşmanları olarak görüp zaman zaman kendileri gibi Laik Kemalist rejime şikâyet etmekten çekinmeyen PKK’lilerin düşmanlıkları hiçbir şekilde faydalarına neticelenmemiş. Düşünsel ve zihinsel DNA kodları Kemalist rejimle uyuşuyorsa, bu konudaki diretmelerine bir sözümüz yok. Ancak, faşist rejimlerden beri olduğumuzu, taşıdığımız kimlikle Müslüman Kürd halkının fıtratının ve kalbinin sesi olduğumuzdan dolayı gurur duyduğumuzu da bilmelerini isteriz.

Gerek Kürdistani hareketler ve gerekse de Kemalist rejim tarafından Hizbullah’ı görmeme ve hesaba katmama girişimleri öteden beri izlenen sürecin bir parçasıdır. Hizbullah’i hareket Kürdistan kökenli olup taşıdığı İslami kimlikten dolayı her ikisi tarafından öteki olarak görülmekte ve varlığına tahammül edilememektedir. Ancak, onların inkâra ve düşmanlığa dayanan tavırlarının hakikatin varlığına menfi gölge düşürecek gücü olmayacaktır.

Ancak geçirdiği zorlu aşamalardan dolayı bazı tavır ve davranışlarda geç kalınmışsa, geçirdiği süreçlerin bundaki tesirleri unutulmamalı. Bu durum, bundan sonra gelişmeler karşısında tavır göstermeyeceği şeklinde okunmamalıdır.

Hizbullahi hareket, İslam’ın izin verdiği sınırlar çerçevesinde Kürd meselesiyle ilgili yerini ve tutumunu belirginleştirecek ve kendisine düşen sorumluluğu hakkıyla yerine getirecektir. Bugün geldiği aşama itibariyle sorumluluklarını üstlenip ezilmiş bir toplumun sesi olacak irade ve kararlılığa sahiptir. Zamanı gelince olaylar karşısındaki yerini net olarak belirginleştirecek ve Müslüman halkın içerisinden gelen bir hareket olarak ezilmiş Kürd toplumunun hukukunu sonuna kadar savunacaktır. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın…

İbrahim FIRAT

Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git