Tarihe baktığımızda zalimlerin kurduğu düzenlere karşı çıkan veya o düzenleri çeşitli vesilelerle yıkanların o düzenin normal bir hayat süren vatandaşları olmadıklarını görürüz. Onlar diğer insanlardan gerek kişisel özellikleri ile ve gerekse düşünsel yapıları ile farklılık arz eder ki normal insanlar olarak nitelendirilemez. Hizbullah Hareketi’nin Rehberi Şehit Hüseyin bu konuyu şu şekilde dile getirmiştir: “Dünya tarihine baktığımızda zalimlerin kurduğu düzenleri yıkanların o düzenin alelade sade vatandaşları olmadıklarını görürsünüz.” Bu vecih ile Çeçen tarihine baktığımızda; İmam Hamzat’tan özgürlük mücadelesi bayrağını devralan Şeyh Şamil’den bu yana asırlardır süren Çeçen özgürlük savaşını sürdürenlerin normal o toplumun alelade sade vatandaşları olmadıklarını görürüz. Bağımsızlık ve özgürlük yolunda birçok lider ve devlet başkanını şehit veren Çeçenlerin en önemli liderlerinden birisi de 400 yıllık hürriyet mücadelesinin 1991’den 1996’a kadarki sürecin liderliğini yapmış Cevher Dudayev’dir. 1944 yılının şubat ayında Çeçenistan’ın Yalho köyünde doğan Cevher Dudayev, dünyaya gözlerini açar açmaz Rus zulmü ile karşılaştı. 21 Şubat 1944 yılında Ruslar tarafından Çeçen halkı top yekûn olarak Sibirya’ya sürgün edildiğinde, bu sürgünün belki en küçük bebeği Cevher Dudayev’di. Sürgün edilen 850 bin Çeçen’in yarıya yakını yollarda ve elverişsiz şartlardan dolayı hayatını kaybetti. Çocukluk yıllarını Sibirya’nın amansız bozkırlarında geçiren Cevher Dudayev, 13 yıl Kazakiztan’ın Çimkent şehrinde yaşadı ve orta öğretimini burada tamamladı. O, anne ve babasının anlattığı Rus zulmünü dinleyerek ve özgür Çeçenistan düşünü görerek büyüdü. Stalin'in ölümünden sonra Rusya, Çeçenlerin geri dönüşlerini serbest bıraktı. 1957 yılında gerçekleşen Sibirya’dan Çeçenistan’a geri dönüş kervanın içinde Dudayev ve ailesi de vardı. Çok zeki ve atik olan Cevher Dudayev, 1962 yılında Tambov Askeri Pilot Yüksek okulunu, 1966 yılında da Uzak Mesafe Uçakları Pilot ve Mühendis Yetiştirme Yüksek Okulunu başarı ile bitirdi. 1974 yılında Gagarin Hava Harp Akademisi’ni de bitiren Dudayev, birinci sınıf pilot ve mühendis unvanını kazandı. Mesleğinde hızla yükselen Cevher Dudayev, kendisi gibi havacı bir Rus subayının kızı Alla ile hayatını birleştirdi. 1989 yıllarında Gorbaçov'un uyguladığı Glasnost ve Prestroyka politikaları ile Sovyet sistemi çatırdamaya başlamış ve Komünizm gün sayıyordu. 1991 yılına gelindiğinde ise beklenen son gerçekleşti ve Komünizm çökerek tarihin çöplüğünde yerini aldı. Komünizm’in çökmesiyle Orta Asya halkları birer birer özgürlüklerini kazanarak Rusya’dan ayrılmak istedikleri günlerin arifesinde, Cevher Dudayev Estonya’da Stratejik Hava Kuvvetleri Filoları Komutanlığı'nda görev yapıyordu. Rusya, Baltık ülkelerinde başlayan bağımsızlık hareketlerinin kuvvet kullanılarak bastırılması için Cevher Dudayev’e emir gönderdi. Ancak Cevher Dudayev “yurdunun bağımsızlığı için mücadele eden bir halkın üstüne bomba atmam” diyerek bu emri yerine getirmedi. Estonya'da başlayan bağımsızlık yanlısı gösterilere müdahale etmesi talimatını dinlemeyen Cevher Dudayev, “Asi General” adını aldı. Komünizmin çökmesiyle Orta Asya’da başlayan ve halka halka yayılan halkların bağımsızlık ve hürriyet kazanma dalgası Çeçenistan’ı da sarmıştı. Zelimhan Yandarbiyev önderliğinde kurulan Çeçen Halk Kongresi hareketi Çeçenistan’da mücadeleye başlamış ve Sovyet yanlısı yönetimi sarsıyordu. Zelimhan Yandarbiyev’in davetine icabet eden Cevher Dudayev, Rus ordusundan istifa etti. Çeçen Halk Kongresi 6 Eylül 1991 yılında Dudayev'in başkanlığında Çeçenistan'ın bağımsızlığını ilan etti. 27 Kasım 1991 yılında yapılan seçimde de halkın ezici çoğunluğun oyunu alan Dudayev, Çeçenistan'ın devlet başkanlığına seçildi. Daha birkaç günlük bebek iken Rus zulmünü ve sürgünü yaşayan Cevher Dudayev, o sürgün günlerini ve neden savaştıklarını şöyle anlatmıştı: “Ben o acı dolu günlerin, o insanlık faciası sürgünün çocuğuyum. Milletime yapılanları hiç mi hiç unutmadım ve unutmayacağım. Savaşa karşıyım ancak haksızlığa karşı savaşmak karakterimdir. Bana göre haksız güç zulümdür, güçsüz hak ise mağdurdur. Haksız gücün karşısında, güçsüz hakkın yanında olmak benim imanımdır. 13 yılım sürgünde geçti. Baskılar, açlık ve sefaletin yanında sürgünde vatandan ayrı kalmanın verdiği ızdırabı hep içimde hissettim. Ben o ruhla yetiştim ve hayatımın her anında milletime yapılan bu zulmü hep hatırladım” diyerek “yüz yıl köle olarak yaşamaktansa, bir gün şerefli ve başı dik durmayı tercih ederim” şeklindeki dik duruşunu ve mücadelesine olan bağlılığını her şeyden üstün tuttu. Komünizm ve ateist eğitimin verildiği okullarda yetişmesine rağmen dini inancını ve Çeçen kültürünü gizlemesini ve korumasını bilen Cevher Dudayev “Ben dinimi annemin koynunda öğrendim. Ben ateist bir eğitim aldım ve ateist bir ordu olan Kızılordu'da generalliğe kadar yükseldim. Burada size bir tarihi hakikati nakledeyim. Okul öncesi çok iyi bir terbiye aldım. Sürgünde olduğumuz o yıllarda neden anavatandan çok uzaklarda olduğumuzu, sürgün edilişimizi ve halkımıza yapılan zulmü rahmetli anam başta olmak üzere büyüklerimden öğrendim. Çocukluğumda arkadaşlarımla oyun aralarında hep bunları konuşurduk. Aramızda hep anavatanı hayal eder, mutlaka bir gün kendi vatanımızda özgür olacağımıza olan inancımızı söyleşirdik. Bugün o çocukluk yıllarımı hatırladığımda düşünüyorum... Bugün Çeçenistan'da olanları, geleceğin büyükleri olacak çocuklarımız nasıl değerlendirecek acaba? Bu işgali ve zulmü unutmayacakları bir gerçek! Ben Müslüman olduğumu hiçbir zaman unutmadım.” Cevher Dudayev başkanlığında Çeçenistan’ın bağımsızlığı ilan edilince, Rusya Kafkasya’nın kalbinde gelişen bu olaylara karşı iyi niyet beslemiyordu. Çünkü Çeçenistan’ın bağımsızlığı demek tüm Kafkasların elden gitmesi demekti ki Rusların Kafkasları kaybetmeye tahammülleri yoktu. Çeçenistan’ın bağımsızlığı için kesin kararlı olan Cevher Dudayev, bu işi kan dökülmeden barışçı yollarla çözmek istiyordu. Ama Çeçenistan’a girmeye çoktan karar alan Rusya, 11 Aralık 1994 günü Çeçenistan’a saldırdı. “Bizi öldürebilir, ezebilir, üstümüzde tanklarla dans edebilir, vücudumuzu parçalayabilirler. Fakat özgürlük ve bağımsızlık ruhumuzu asla yok edemezler” diyen Cevher Dudayev, çok iyi tanıdığı Rus ordusuna asla unutamayacağı bir direnişle cevap verdi. Cevher Dudayev, Çeçenistan sorununun barışçıl yollarla çözülmesi ve bağımsızlık haklarını gerek Rusya’ya gerekse dünyaya anlatması için uydu telefonunu kullanıyordu. Dudayev, 21 Nisan 1996 günü bir Duma milletvekili ile telefonla görüşürken güdümlü bir füze saldırısı sonucunda şahadet mertebesine ulaşarak “Üzerimdeki üniformam kefenim, şehadete talibim. Şehitliği rütbe ve şeref kabul ediyorum. Kanımın son damlasına kadar ülkemin bağımsızlığı ve milletimin hürriyeti için savaşmaya hazırım.” şeklindeki Sözüne sadık kaldı. Şehadetinin on üçüncü yılında Çeçenlerin özgürlük savaşçısı Cevher Dudayev’i rahmetle anıyorum. Selam ve muhabbetle…. CUDİ NUHOĞLU |