ZEMZEM GİBİ ZELAL HİZBULLAHİ HAREKET / CUDİ NUHOĞLU
Bir hareketin berrak olabilmesi ve hakka dayanabilmesi için, o hareketin üç dayanağının saf ve berrak olması gerekir. Eğer o temel dayanaklarda bulanıklık yoksa süt gibi beyaz, zemzem gibi zelal ise, o hareket Allah’ın Kitab-ı Mübin’de müjdelediği bir harekettir.
Bahsi geçen bu üç dayanak nedir ve Hizbullahi harekette bu dayanakların berraklık derecesi nasıldır?
Bunlar; dava, davanın kurucuları ve icraatlar olup, tümü Hizbullahi harekette süt gibi beyaz, zemzem gibi saf ve zelaldır.
Kuruluş amacı peygamberlerin misyonunu takip etmek, Kur’an ve sünnet çizgisinde İslami fert ve toplumu inşa etmek olan Hizbullahi Hareket, maddi ve manevi bütün gücünü ilahi davadan alır. Hizbullahi Hareketin davası ilahi, Kur’an-i ve İslamidir. Dolayısıyla Hizbullah’ın davası Allah’ın davasıdır, peygamberlerin davasıdır. Allah’ın davası kadar da temiz ve berrak hiçbir dava yoktur.
“Allah'a ve ahiret gününe inanan bir milletin, babaları, oğulları, kardeşleri yahut akrabaları da olsa Allah'a ve Resulüne düşman olanlarla dostluk ettiğini görmezsiniz. Onlar o kimselerdir ki Allah kalplerine iman yazmış ve onları kendinden bir ruh ile desteklemiştir. Onları, altlarından ırmaklar akan cennetlere sokacak, orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan razı olmuş, onlar da O'ndan razı olmuşlardır. İşte onlar Hizbullah’tır. İyi bil ki, kurtuluşa ulaşacak olan Hizbullah’tır.” (Mücadele, 22)
Hizbullahi hareket, Allah Teâlâ’nın bu yüce fermanının yansıması olarak ve bu temel felsefe ile tarih sahnesinde yerini aldı. Bütün gayret ve çabalar, verilen bunca maddi ve manevi bedeller, yalnızca Allah’ın fermanında kurtuluşunu müjdelediği ve kendilerinden razı olduğu Allah’ın hizbinden olmak içindir. Her Hizbullahi ferdin gayesi bu yöndedir.
Her hareket insanlarla örüldüğü gibi, Hizbullah Hareketi de insanlarla örülmüştür. Hareketin inşa ve binasında yer alan başta Şehit Rehber olmak üzere hareketin mimarları, çevrelerinde itibarlı, emin, güvenilir bilinirler. İslam’a olan bağlılıkları ve bu yöndeki kararlılıkları belirgin vasıflarındandır. Dünyevi makam ve mevki ihtirasları olmayan, yalnızca Allah’ın Kur’an’da kurtuluşunu müjdelediği topluluktan olmak için Rehberlerinin önderliğinde bir araya gelerek Hizbullahi yapılanmayı meydana getiren şahsiyetlerdir.
Hizbullah mimarlarının toplumun seçkin, dini dert edinen gayretli insanlar olduğunu laf olsun diye söylemiyoruz. Onlar “Zillet bizden uzaktır” şiarını düstur edindikleri, zillet ve teslimiyeti kabul etmedikleri, izzet ve şereften yana tercihte bulundukları için Rehberleri, 17 Ocak 2000 tarihinde Kemalist rejime teslim olmamak için baş eğmezliğini gösterdi. Binlercesi bu uğurda her türlü riski göze alarak mücadele saflarında ağır bedeller ödediler, halen de ödemektedirler. Ancak yılmadılar, yılmadık.
Hizbullah tüm icraatlarını Kur’an, Sünnet, ilim ve aklın ölçü ve prensipleri çerçevesinde yapmaktadır. Yaptığı her işin dayanağı Kur’an ve sünnettir. Delilsiz, dayanaksız ve ölçüsüz hiçbir icraat yapılmamış ve böyle bir girişimde de bulunmamıştır.
Kuruluşundan beri Müslümanlara, Kürtlere ve onların değerleriyle savaş halinde olan Kemalist rejim, Hizbullahi hareketi iki ayrı yönüyle düşman telakki etmektedir. Çünkü Hizbullahi hareket hem Müslüman hem de Kürdistan topraklarında filizlenmiş, elemanlarının çoğunluğu itibariyle Kürtlerden oluşmuştur. Bunlar, Kemalist rejim için düşman olmaya yeter sebeptir.
Kemalist rejim, yıllardır süren bütün çabalarına rağmen, Şex Sait, Said-i Kurdi ve Şehid Rehber’in hareketlerinin ve geliştirdikleri kıyamın İslami olmadığını göstermek için yaptığı bütün gayretlere rağmen, yaşanan gerçekler bunun aksine tezahür etmiştir. Bundan dolayı artık, insafsızca ve gerçek dışı karalama yaptığında da Müslüman halk tarafından itibar görmüyor ve kaale alınmıyor. Çünkü güneş balçıkla sıvanmaz ve okyanuslar çamurla bulanmaz.
Hizbullahi Hareketin davası berrak, davanın inşa ve binasının mimarları kendilerini ispat etmiş ve icraatları berrak olduğundan, Hizbullahi Hareket zemzem gibi zelal, süt gibi bembeyaz bir hareket olup, Allah’ın Kur’an’ında müjdelediği, kurtuluşa ulaşacak ve galip gelecek olan Hizbullah’tır, inşallah.
Bir hareketin berrak olabilmesi ve hakka dayanabilmesi için, o hareketin üç dayanağının saf ve berrak olması gerekir. Eğer o temel dayanaklarda bulanıklık yoksa süt gibi beyaz, zemzem gibi zelal ise, o hareket Allah’ın Kitab-ı Mübin’de müjdelediği bir harekettir.
Kuruluşundan beri Müslümanlara, Kürtlere ve onların değerleriyle savaş halinde olan Kemalist rejim, Hizbullahi hareketi iki ayrı yönüyle düşman telakki etmektedir. Çünkü Hizbullahi hareket hem Müslüman hem de Kürdistan topraklarında filizlenmiş, elemanlarının çoğunluğu itibariyle Kürtlerden oluşmuştur. Bunlar, Kemalist rejim için düşman olmaya yeter sebeptir.
