“Apaçık olan Kitab'a andolsun ki, Biz onu (Kur'an'ı) mübarek bir gecede indirdik. Kuşkusuz biz uyarıcıyızdır. ( Duhan; 2-3 ) “Biz onu (Kur'an'ı) Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir gecesi, bin aydan hayırlıdır. O gecede, Rablerinin izniyle melekler ve Ruh (Cebrail), her iş için iner dururlar. O gece, esenlik doludur. Ta fecrin doğuşuna kadar.”(Kadir süresi) Zaman ve mekânlar tüm önem, kıymet ve kutsiyetini, hakikatte Allah'ın dilemesinden alırlar. Bu ilâhî dileme ise insan için birçok hikmetler içerir. Ayrıca o zaman dilimlerinde gerçekleşen mühim olaylar ve o mekânları dolduran kıymettar sakinler de, içinde bulundukları zaman ve mekâna önem ve değer kazandırmışlardır. İslâm'da mübarek zaman dilimlerinin kutsiyeti de Allah’tan geldiği için, Müslümanlara sonsuz bereketin nüzulü için birer vesile olmaktadırlar. Mübarek ay, gün ve geceler, İslâm'ın nişanelerindendir; özel kıymetleri vardır. Âyet veya hadîslerin, kutsallığını tespit ettiği ve Müslümanların da yüzyıllardan beridir kutladığı bu mübarek ay, gün ve geceler, senenin içine dağılmış vaziyette bulunmaktadır. İşte bu gecelerden bir tanesi de bizzat Allah’ın dilemesi ile kutsiyet kazanmış Kadir gecesidir. Allah, bu gecede Kur’an’ı kâinatın efendisi Hz. Muhammed’e (sav) vahiy etmek için Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına toptan indirmiştir. Olayların akışına göre Hz. Muhammed’e (sav) indirilen Allah’ın yüce kelamı 23 yılda tamamlanmıştır. İnsanlık, vahyin inmeye başladığı Kadir gecesiyle karanlıklardan aydınlıklara adım atarak dünya ve ahiret mutluluğuna erme imkânına kavuşmuştur. Dolayısıyla bu mübarek gece, kutsiyet kazanmış kandillerin en üstünü ve en bereketlisidir. İslam âlimleri Kadir gecesini üç şekilde yorumlamışlardır: Bazıları, Kadir gecesinin hüküm gecesi anlamına geldiğini, ilahi taktirde hükmolunmuş işlerin, yahut birçok işlere hükmeden muhkem emirlerin ayırt edildiği gece anlamına geldiğini ileri sürmüşlerdir. Bazılarına ise, bu gecenin şeref, değer ve azamet gecesi olduğunu belirtmişlerdir. İslam âlimlerinden diğer bir grup ise, bu gecenin tazyik (sıkıştırma, daraltma) gecesi anlamına geldiğini ileri sürmüşlerdir. Zira o gece inen meleklere yeryüzü dar gelir. Allah Teala, Kadir gecesinin bin aydan daha hayırlı olduğunu buyurmaktadır; “Bin ay" seksen üç sene dört aylık bir süreye tekabül eder. Bu, Allah Teala’nın salih kullarının bir ömür boyu kazandıkları manevi mertebeyi bir gece içinde elde etme fırsatıdır. Resulullah (sav) sahabilere İsrailoğullarından bir kimsenin Allah yolunda bin ay boyunca silâhlı olarak cihat ettiğini anlatmıştı. Sahabiler bunu duyunca şaşırdılar ve kendi amellerini az gördüler. Bunun üzerine, onlara kılavuzluk yapan ve aynı amelleri kolayca işleyebileceklerini bildiren Kadir Suresi indirildi. Başka bir rivayette Peygamberimiz (sav) ashabına İsrailoğullarından dört kişinin seksen sene boyunca hiç günah işlemeden ibadet ettiklerini anlatınca, bu durum ashabın hayretini celbetti. Bunun üzerine Cebrail Aleyhisselâm Allahın Resulüne (sav) gelerek, "Yâ Muhammed, ümmetin o birkaç kişinin seksen sene ibadetinde hayrete düştü. Allah sana ondan daha hayırlısını indirmiştir" diyerek Kadir Suresini okudu. Ardından, "İşte bu senin ve ümmetinin hayran kalışından daha hayırlıdır" buyurdu. Diğer bir rivayette ise, Resulullah’a (sav) bütün ümmetlerin ömürleri gösterildi. Kendi ümmetinin ömrünü kısa görünce, ömrü uzun olan ümmetlerin amellerini düşündü. Kendi ümmetinin bu kısa ömürlerinde yaptıkları amellerle onlara ulaşamayacakları endişesi için de üzüldü. Allah Teala da Habibine, bu üzüntüsüne mukabil Kadir Gecesini vererek, bu geceyi diğer ümmetlerin bin aylık ibadetinden daha hayırlı kıldı. Kadir Suresi bu hadiseler üzerine nazil olmuştur. Bütün Ramazan geceleri ibadet şuuru içinde geçirilip ihya edilsin diye bu gecenin Ramazanın hangi gecesi olduğu kesin olarak belirtilmemiştir Allah Teala bir takım hikmetlere dayanarak Kadir gecesini ve onun dışında başka şeyleri de gizli tutmuştur. İnsanın ecelini ömrü içinde, makbul veli kullarını insanlar içerisinde ve ism-i azamı esma-i hüsna içinde gizlemiştir. Aynı şekilde Cuma günü içinde icabet saati, beş vakit namaz içinde salât-ı vustâ, bütün ibadetler içinde rızayı ilahî, zaman içinde kıyamet, hayat içinde ölüm ve Ramazan günleri içinde Kadir gecesi gizlenmiştir. Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak bilinmemekle beraber genellikle Ramazan’ın yirmi yedinci gecesinde olduğu kanaati hâkimdir. Oysa Hz. Peygamber (sav) bunun kesinlikle hangi gece olduğunu belirtmemiş, ancak; “Siz Kadir gecesini Ramazan’ın son on günü içerisindeki tek rakamlı gecelerde arayınız” buyurmuşlardır (Buhari, Müslim). Peygamberimiz (sav) : "Allah, Kadir gecesini ümmetime hediye etmiş, ondan önce hiçbir ümmete vermemiştir." Bir başka hâdislerinde ise : "Her kim Kadir gecesini, sevabını Allah'tan umarak ihlâslı bir biçimde ibadetle ihya ederse, geçmiş günahları affolunur." buyurmuşlardır. Hz. Ayşe (radıyallâhu anhâ) anlatıyor: "Ey Allah'ın Resulü, dedim, şâyet Kadir gecesine tevâfuk edersem nasıl dua edeyim?" Şu duayı okumamı söyledi: “Allahım! Sen affedicisin, affı seversin, beni affet." Kadir gecesine ait özel bir ibadet olmamakla beraber bu gecede şu ibadetlerin yapılması tavsiye edilebilir: 1- Kur'ân-ı Kerim okunmalı; üzerinde bolca düşünülmeli; uygun yerlerde Kur'ân ziyafetleri verilmeli; Kur’an’a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli, Kur’an’ın hâkimiyeti için verilen yeminler tekrar tekrar tazelenmeli ve pekiştirilmelidir. 2- Peygamber Efendimize salât ü selâm getirilmeli; O'nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli ve tevhit mücadelesinde onun mücadele yöntem ve metodundan asla ayrılmayacağına söz verilmeli. 3- Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah'ın benden istekleri nelerdir, mücadele sürecinde Müslümanlar ve cemaat neler yaşadı ve bu süreçte kendi durumumuz ne idi?” gibi konular başta olmak üzere cemaatsel meselelerde derin düşüncelere dalmalı. 4- Geçmişin muhasebesi yapılmalı; şimdinin ve geleceğin plân ve programı çizilmeli, Kadir gececisi Müslümanlar için değişimin başlangıcı olmalı. 5- Günahlara samimi olarak tövbe ve istiğfar edilmeli; Kadir gecesini son fırsat bilerek pişmanlık ve nedamette bulunarak hata ve yanlışlıklardan dönülmeli. 6- Allah Teala çokça zikredilmeli. 7- Müslümanlarla helalleşmeli. 8- Herhangi bir sebeple küs ve dargın olanlar barışmalı, Müslümanlara karşı kin ve nefret kalplerde taşınmamalı, kalpler Müslümanların sevgi, muhabbet ve şefkatiyle dolmalıdır. 9- Müslüman kendine ve diğer Müslüman kardeşlerine bizzat isim zikrederek dua etmeli. 10- Bize hakkı geçmiş olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli. 11- Kadir gecesi ile ilgili âyetler, hadîsler ve bunların yorumları ilgili kitaplar ferdi olarak ya da toplu olarak okunmalı. 12- Cevşen ferdi veya toplu olarak okunmalı. 13- Tevhit mücadelesinin şehitleri, özellikle de şehit Rehberi’nin mezarı ziyaret edilmeli, onların yolunun terk edilmeyeceği, nihai hedefe ulaşıncaya kadar bu yolda mücadelenin en iyi şekilde verileceği sözü verilmelidir. Kıyamete kadar milyarlarca insana dünya ve ahirette rehberlik edecek olan Kur’an’ı Kerim’in yeryüzüne iniş gecesi, müstesna bir gecedir. Kur’an’ın yeryüzüne inişi ve Hz Muhammed’in (sav) vahyi omuzlamasının hatıratını canlı tutarak bu kutsal gecenin feyzu bereketinden gerekli payı almak için vahiy yeniden iniyormuş bilinciyle merasimlerle bu gece kutlanmalı ve yad edilmelidir. Bu mübarek geceyi en güzel şekilde geçirmekle, ilahi davayı omuzlayan, tevhit mücadelesinin temsilcisi olarak kendilerini gören ve bu yolda eziyet, çile, zindan, muhaceret ve her türlü maddi ve manevi bedel ödeyenler, herkesten farklı olarak bu mübarek günde vahyin ve Hz Peygamberin kokusunu teneffüs etmelidirler. Bu yazıyı okuyanları; duaların kabul edildiği bu mübarek gecede; Kadir gecesini, Kur’an-ı Kerimi ve kâinatın efendisi ve iki gözümüzün nuru Hz. Muhammed’i (sav) vesile ederek, tağutun zindanlarında çile çeken ve muhacerette hasrettin, ayrılığın ve özlemin en yakıcısını hisseden Müslümanların kurtuluşa ve özgürlüğe kavuşmaları için Allah katında en makbul duayı yapmaya davet ediyorum. Selam ve muhabbetle... M. CUDİ NUHOĞLU |