Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

Çıkmaz Sokak / İbrahim Fırat
Eski zamanlarda Ortadoğu, dünya siyasi coğrafyasının en hassas ve en çok kargaşa üreten bir bölgesiydi. Farklı devirlerde bu bölgenin yatağında değişik din ve medeniyetler ve çok sayıda hükümetler ortaya çıkmış, sonraları tarih sahnesinden silinmişlerdir. Son yıllarda bölgede yaşayan milletler arasında İslami uyanışın ciddi bir şekilde artması, İran’da İslam inkılâbının gerçekleşmesi, İslam’ın zengin ve asil medeniyetinin yeniden ihyası, vahiy ve nebevi kelamın öğretisinin ağırlıkla gündemi teşkil etmesi ve ayrıca Hizbullah ve Hamas gibi cihadı esas alan hareketlerin ortaya çıkması, bunların ilhad ve küfür cephesine karşı zafer elde etmesi, bu bölgenin hassasiyetini günden güne arttırmaktadır. Dünya enerji kaynaklarından % 67’den daha fazlasının Fars körfezinde bulunması, -her ne kadar gizli tutulsa da- eski günlerde bile dünya güçlerinin bu mıntıkada kalmasının bahanesini oluşturuyordu.

Bugün ortaya çıkan ve gelişen İslamcılık düşüncesi, Ortadoğu’nun eski çehresine İslami bir şekil vermekte, bu da Amerika, İsrail ve onların müttefiklerinin hassasiyetlerini harekete geçirmekte, daha fazla sömürünün peşinde olan, modern globalizmi ikame etmeye ve günümüz dünyasında menfaatlerini yaygınlaştırmaya çalışan bu güçler, İslam’ı bütün bu hesaplarına engel görmektedirler. Bugün dünyanın süper güçlerini korkutan, başka ülkelerin ekonomik ve askeri güç olarak güçlenmeleri değil, aksine birçok ülkede, özellikle de stratejik bölge olan Ortadoğu’da İslami nüfuzun gözle görülür şekilde artış göstermesidir. Yıllarca süren baskı ve sindirmelere rağmen Türkiye’de de diğer ülkeler gibi İslam’ın revaçta olduğu ve Müslüman halkın asıl kimliğine dönüş yaptığı görünmektedir.

Başını Amerika’nın çektiği farklı ülkelerden oluşan orduların Ortadoğu’yu -Afganistan ve Irak- işgalinin sebebi, bu ülkelerin büyük enerji kaynaklarını yağmalamadan çok, gelişmekte olan İslamcılığın önüne geçip nüfuzunu kırmak ve Müslüman milletler arasında düşmanlık ve kin tohumları ekmektir. Onlar, Müslümanların farklı kavimleri ve mezhepleri arasında ihtilaf çıkararak ve nüfuz ederek, İslam ümmetinin vahdet ve birliğini engellemeye, kendilerinin çıkarttığı ihtilafları ve huzursuzlukları bahane edip bölgede kalmaya devam ederler.
Bütün bunlardan dolayı Irak’ta karışıklıklara, huzursuzluklara ve iç savaşa tanık olmaktayız. Son günlerde bu ülkedeki emniyetsizliklerin ve karışıklıkların yeni bir merhaleye girdiği görünmektedir. Son haftalarda Bağdat’ta ve diğer şehirlerde korkunç patlamalar meydana gelmekte, iç savaş bu ülkeyi ölümün eşiğine getirmektedir.

Amerikalı yetkililer ve Irak’ta bulunan askeri güçler, ülkedeki huzursuzluğun sebebi olarak terörist grupları göstermektedirler. Ülkedeki gelişmeleri yakından inceleyen herkes, huzursuzlukların ve halk arasındaki şiddetli ihtilafın sebebinin Amerika ve diğer işgal güçler olduğunu rahatlıkla kavrayacaktır.

ABD ve diğer işgalciler, “Irak insanına özgürlük ve emniyet” şiarıyla bu ülkeye girdiler. Bugüne kadar Irak’ın zengin petrol ve enerji kaynaklarını talan etmekten, mazlum halkı, kadın ve çocukları öldürmekten, ülkeyi yakıp yıkmaktan ve savunmasız halka hayatı zehir et metken başka bir şey yapmadılar. Bütün bu çatışmalardan, yıkıntılardan ve dökülen kanlardan faydalanan sadece Amerika ve diğer işgalci güçlerdir.

Irak’ta birbirlerine düşman ve kavgalı olan gruplar, kavmiyetlerinden ve mezheplerinden öte düşünüp bilmelidirler ki bu ülkedeki iç savaşlar, Irak insanının perişanlığını ve yoksulluğunu arttırdığı gibi işgalcilerin ülkede daha fazla kalmasının bahanesini doğuracaktır. Bugün Irak, Amerika’nın Ortadoğu siyasetinin karargahı ve bölgenin kriz ve emniyetsizlik merkezi olmuştur. Irak’ta bugün yaşananlar, Ortadoğu’da uzun süre etkisini gösterecektir.

Diğer taraftan Irak’taki emniyetsizlikler Amerika ve Avrupalı müttefikleri için yeni bazı menfaatler doğurmaktadır. Bunlardan en önemlisi, Amerika, İngiltere, Fransa ve diğer bazı ülkelerin Irak’taki gelişmeleri kullanarak iç kamuoylarını yönlendirmeye çalışmalarıdır. Siyasi, sosyal ve hatta ekonomik vaziyetleri kriz sınırına dayanmış olan bu ülkeler, her an patlamaya hazır barut fıçısına dönmüşlerdir. Bu ülkelerdeki büyük çaplı grev ve gösterilerin yöneticiler için müspet birer mesaj olmayacağı kesindir.

Avrupa’daki en önemli gelişmelerden biri de İslam ve Müslümanlara karşı gelişen muhalefet ve düşmanlıklardır. Şimdiye kadar Fransa, Almanya ve İngiltere’de onlarca Müslüman sınır dışı edilmiş ve çok sayıda mescidin kapısına kilit vurulmuştur. Irak’taki son karışıklık ve emniyetsizlik dalgasıyla Amerika ve müttefiklerinin barış ve emniyet jesti, tabii olarak kamuoyu fikirlerinin terazisinin kefesini onların lehine ağırlaştırmaktadır.

Irak’ın yöneticilerinden önemli biri; idarecilerin, milletvekillerinin ve ordu komutanlarının toplu olarak bulunduğu bir ortamda yaptığı konuşmada, Irak’ın büyük bir uçurumun kenarında bulunduğu ve düşmek üzere olduğu uyarısında bulundu. Bugün muhalif gruplar isteseler de istemeseler de düşmanın değirmenine su taşımaktadırlar. Bu emniyetsizlikler, işgalci güçlerin ülkede daha fazla kalmalarına yol açtığı gibi, savunmasız ve masum binlerce insanının öldürülmesine de sebep olacaktır. Irak, tarihten devraldığı hassas dengeler üzerinde ve tehlikeli noktada bulunmakla beraber, her zamankinden daha fazla halkın vahdetine, Irak’lı kavim ve grupların ve mesuliyet hissi taşıyan herkesin bu vahdet ve birliği oluşturmalarına şiddetli ihtiyaç duymaktadır. Amerika ve bu ülkede ordusu bulunan müttefikler işgallerine devam ettikçe, Irak’a huzur ve sükunet gelmeyecektir. Irak’ın kurtuluş yolu işgalcilerin ülkeyi terk etmelerinden geçer.

Diğer yollar çıkmazdır.

Yazan: Hamit Ümidi
Kaynak: Keyhan Gazetesi
Çeviren: Farsça’dan çeviren İbrahim Fırat
Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git