Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
İslam düşmanları, tüm çaba ve gayretlerine rağmen Müslüman Kürdleri din ve kültüründen vazgeçiremiyorlar. Düşman saldırdıkça Kürdler daha çok dini değerlerine sarılıyorlar.
Kemalist Rejim’in Kürdistan’da yapamadığını, PKK yapmaktadır. Kemalistler seksen yılı aşkındır Müslüman ve Kürd değerleri ile savaş halindedir. Müslüman ve Kürdleri Kendine iç tehlike ve düşman olarak gören Kemalist Rejim, muhaliflerini yok etmek için en vahşiyane yöntemlere başvuruyor. Kürd ve Müslümanların en ufak insani ve İslami değerlerine bile tahammül etmemektedir. PKK ve Legal partisi olan DTP’de, Kürdistan’da, Müslüman Kürd halkını maddi ve manevi değerlerinden uzaklaştırmak için en akıl almaz yöntemleri kullanıyor.
İslam’a ve Müslümanlara karşı Kemalistlerle her türlü kirli ittifakı yapmaya hazır ve bu yönde de adım atan PKK ve legal kolu DTP, Müslüman Kürd halkının Kutsal değerlerini hafife alarak, sanki Kürd halkının yegane temsilcisi ve hamisiymiş gibi Kürd halkı adına demeçler vermektedirler.
Uluslar arası gizli servislerin ve MİT’in hizmetinde olan PKK lideri Abdullah Öcalan Kemalizm’e övgüler sıralayarak, Öğrencilik yıllarından beri Mustafa Kemal’e hayran olduğunu, Kemalizm’i bilimsel olarak incelediğini (bu nasıl bir bilimsellikse) İslam ve Müslümanlara karşı Kemalistlerle ittifak kurulması gerektiğini ifade ederek PKK ve DTP’ye talimatlar göndermektedir. Aslında bu ittifak çok eskilere dayanmaktadır. Hatırlarsanız Kemalizm’in ve ulusalcılığın hararetli silahşoru Doğu Perinçek, Ekim 1989 ve 1991 Nisan'ında PKK'nın Beka’daki kampına giderek, Abdullah Öcalan'la görüştü. Öcalan'ın elinden Beka Kampı’nda gül alacak kadar samimi fotoğraflar çektirdi. Demek ki Kemalistler ile Apocular arasındaki şer ittifakı yeni değildir, çok eskilere dayanmaktadır. Asil kanına Kemalizm’i, ruhuna da İslam düşmanlığı işleyen ve Müslümanlara karşı Kemalistlerle ittifak kuran Abdullah Öcalan, Müslüman Kürd halkının temsilcisi olabilir mi?
Diyarbakır eski Belediye Başkanı Mehdi Zana, 2006 yılında Tempo ve Aksiyon dergilerine verdiği mülakatlarda şöyle demişti: “Kürtler, İslamiyet’i kabul ettiklerinde kaybettiler. Kürtler yanlışlıkla Müslüman oldu. Kılıçla, tüfekle üstümüze geldiler, ‘kelime-i şahadet getir’ dediler, dedelerimiz de şahadet getirerek Müslüman oldu. Kürtlerin Müslümanlığı böyledir. Kürtlerin asıl dinleri Zerdüşt’tür.”
DTP Milletvekili Aysel Tuğluk, Kemalist liderleri olan Abdullah Öcalan gibi, Kemalist güçleri, ılımlı İslam’a karşı, demokratik Kürt siyasetiyle dayanışmaya çağırdı.
DTP Genel başkanı, Müslüman Kürd halkından Kurban kesmemelerini istedi.
Kandil dağında bazı gazetecilerle görüşen PKK üst yöneticileri, Kandil dağına başörtüsünü sokmayacaklarını göğüslerini gere gere söylediler. İslami değerlere o kadar tahammülleri yok ki, başörtüsünü dağlara bile sokmayacaklarını Kemalist ortaklarına mesaj olarak gönderdiler.
DTP Genel Başkan Yardımcısı ve Mardin Milletvekili Emine Ayna “Nevruz Bayramı Kürtlerin geleneği ve kültürüdür. Kürtler ne olursa olsun Nevruz bayramından vazgeçmezler. Kurban bayramından vazgeçebilirler, kurban kesmeyebilirler, kutlamayabilirler, bu yıl ise kutlamadılar. Yine Ramazan bayramından vazgeçebilirler, kutlamayabilirler. Ancak Kürtler Nevruz bayramından vazgeçmez, çünkü newruz özgürlük anlamına geliyor.” Şeklinde halka demeçler verdi.
PKK ve legal partisi DTP yetkililerinin demeçlerine baktığımızda; İslam’a ve İslami değerlere ne denli tahammülsüz ve düşman olduğunu her durumda kendini gösteriyor. Her platformda Müslümanlara karşı, Kemalistler ile aynı dili konuşmayı tercih ediyor ve İslam’a karşı düşmanlıkta birleşiyorlar.
Kemalist Apocular şunu çok iyi bilsinler ki; Müslüman Kürtler her şeyinden vazgeçebilirler ama İslami değerlerinden asla vazgeçmezler. Ulus devlet fikrinin revaçta olduğu, Batılı devletlerin Osmanlı’yı parçalamak için birer birer etnik grupları ayaklandırdığı bir dönemde bile Kürdler İslam ve ümmet anlayışından taviz vermemiş ve sürekli İslami vahdet ve kardeşliği savunmuştur. Eğer Kürdler, Kemalistler gibi İslami değerlerinden vazgeçip, batılı değerleri kabul etse idi, belki şimdi onların da despot ve Müslümanlara zulmeden bir devletleri olmuş olacaktı. Ama Zalim olup zulmetmektense, mazlum olmayı tercih ettiler. Allah’ın huzuruna Zalim olarak değil de, mazlum olarak gitmeyi fazilet bildiler. Müslüman Kürt Halkı, tarihte İslam’a hizmet etmiş ve bir çok fetihler gerçekleştirmiştir. Malazgirt savaşında 20 bin Kürt savaşçı Bizans’a karşı savaşmıştır. Selahaddin Eyubi Kudüs’ü haçlılardan kurtararak ümmetin övünç kaynağı olmuştur. Cumhuriyet döneminde tüm İslami değerlerin kaldırıldığı ve hiç kimsenin bu yapılanlara karşı ses çıkarmadığı bir sırada, Merhum Şex Sait, silahlı bir kıyam gerçekleştirmiş ve bu uğurda başını vermiştir. Dinsizlik cereyanının dünyayı sardığı bir dönemde Said-i Kürdi, kale gibi dinsizliğin karşısında durmuş ve bu afete geçit vermemiştir. Rehber Hüseyin bir tarafta Kemalist rejimin Kürdistan’da yaptığı tahribatı ve diğer tarafta Komünist örgütlerin yaptıkları dinsizlik ve İslam düşmanlığını görmüş, Müslüman Kürd halkını bu tehlikelere karşı bilinçlendirip örgütlendirmiştir ve o da, bu uğurda canını feda etmiştir. Şimdi de Müslüman Kürd Halkı, İslam düşmanlarının hiçbir tehdit ve korkutmalarına boyun eğmeyerek İslam’a ve Müslümanlara çok büyük hizmetler yapmaktadır.
En dar ve çetin günlerde İslam’a hizmet etmiş bir Halk, nasıl olur da İslami değerleri olan Kurban ve Ramazan bayramından vazgeçer. İslam’la şereflenmiş ve İslam’ı kendi varlığının sebebi olarak gören Müslüman Kürd Halkı, değil Kurban ve ramazan bayramından vazgeçme, İslam’ın en ufak bir değerine bile dokunulmasına müsaade etmez. Kürd Milleti içinde, olsa olsa dinsiz ve imansız Kemalist Apocular, Kurban ve ramazan bayramı gibi İslami değerlerden vazgeçebilirler. Çünkü onlar için İslami değerlerden ziyade Zerdüşt değerler önemlidir.
PKK ve DTP’nin, İslami değerlerden vazgeçmesi ve düşman olması normaldir. Çünkü bu dersi Kemalist dayılarından almışlardır. Kemalistler, İslami değerlere değil de, Türklerin eski dini Şamanizm’in değerlerine inanıyorlar. Kemalist Apocular da Zerdüşt dinine inanıyor, İslam ve Müslümanları düşman olarak kabul ediyorlar. Şamanist Kemalistler ve Zerdüşt Apocuların, İslam ve Müslümanlara karşı düşmanlıkta aynı tavrı sergilemeleri ve ortak hareket etmelerinin sebebi, Müslümanların, tarihte Şamanistleri ve Zerdüştleri zorla Müslüman yaptıklarının kanısı yatmaktadır.
Son dönemlerde PKK ve DTP’lilerin Müslüman Kürd Halkının İslami değerleri hakkında yaptıkları açıklamaları ve yandaşlarının Mustaz’af-Der’in Yüksekova temsilciliğine saldırarak, Kur’an’ı Kerim’i ve İslami kitapları yere atarak, Kur’an’ı parçalayıp ve üzerine bira şişesini koymaları ile Müslüman Kürd Halkını rencide etmişlerdir. Tarihte Müslüman Kürd Halkı, birçok zulme duçar olmuş, ezilmiş, sürgün edilmiş, muhacereti yaşamış, göçe zorlanmış, vatanı elinden alınmış, cahil bırakılmış…ve tüm bu zorluklara göğüs germiş ve sabretmiştir. Ama dinine ve namusuna gelen en ufak bir saldırıya tahammül etmemiş, din ve namus yolunda en değerli ve vazgeçilmezlerini çekinmeden feda etmiştir. Müslüman Kürdler sağduyulu, metanetli, sabırlı, sıcak kanlı, hoşgörülü, merhametli, asil ve dost bir halktır. Aynı zamanda bu duygularının yanında öfkesi ve gazabı da vardır, unutulmasın. Namus ve Dini değerlerine gelen saldırılara karşı hoşgörü göstermez, öfkesi devreye girerek, volkan gibi patlar ve düşmanı yakar. Yanlış anlaşılmasın bu öfke nefisten gelen ve gelişigüzel de değildir, bu öfke İslam’dan, gayretten ve namustan geliyor. Tüm İslam düşmanları, Müslüman Kürd halkının İslami hassasiyetleri unutmamalı ve bugüne kadar da hiç kimse İslam’a ve Müslümanlara karşı düşmanlıkta da fayda görmemiştir.
Müslümanların dışında, PKK, DTP veya başkası, Müslüman Kürd halkının temsilcisi olamaz. Müslüman Kürd halkının tarihine, kültürüne yabancı ve düşman olanlar, Müslüman Kürd halkının nasıl temsilcisi olabilir. Artık, Mazlum Müslüman Kürd halkının temsilcisi ve yardımcısının kim olduğunu herkes bilmektedir. Müslüman Kürd Halkı bu adresi biliyor ve onlara kucak açmış bulunmaktadır.