Bir Ayet:
Insanlara bir rahmet tattirdigimizda ona sevinirler. Sayet yaptiklarindan ötürü baslarina bir fenalik gelse hemen ümitsizlige düsüverirler. (Rum/36)
Bir Hadis: Binekli yürüyene, yürüyen durana, az olanlar çok olanlara, küçük büyü?e selâm verir.
GERÇEKTEN DE YAPABİLECEĞİMİZ BİR ŞEY YOK MU? / MEDENİ (HUSEYNİ SEVDA OKURU)
Siyonist rejim İsrail’in, Buş’un Ortadoğu’ya yaptığı ziyaretten sonra mazlum Filistin halkına özellikle halkın oylarıyla iş başına gelen İslami Hareketi yani HAMAS’I ortadan kaldırmak için yoğun bir saldırı kampanyası başlattığını görüyoruz. Arap ülkelerin bu konuda sessiz kalmalarını Buş tarafında kendilerine sus payının verildiğini, bir şekilde ikna edildikleri kanaatine varmaktan insan kendini alamıyor. Başta Mısır olmak özere Arap ülkelerinin pek çoğu, kendi ülkelerinde HAMAS tipi İslami yapılanmalarla uzun yıllardır mücadele etmektedirler. Bu nedenle İslam’ın yeminli düşmanı, Haçlı saldırılarının son komutanı Buş ile elbirliği edip İsrail’in saldırılarına göz yummaktadırlar.
Filistin’de HAMAS’IN alaşağı edilmesi Buş’un Amerika’sının hazırladıkları BOP’UN ulaşmak istedikleri hedeflerin başında gelir. Hal böyle olunca kendini bir nebze de olsa bilinçli Müslüman bilen bizlerin ne yapmamız gerektiğine düşüyor. Eminim ki televizyon başlarında, Filistin mezalimini izleyince özgür her bir Müslüman’ın içi sızlamakta İsrail’e bir şekilde haddinin bildirilmesi kanısı ve isteği oluşmaktadır.
Niye Allah yolunda ve `Ey rabbimiz, bizi şu zalimlerin yaşadığı beldeden çıkar, bize katından bir kurtarıcı, kendi katından bir destekçi gönder' diye yalvaran ezilmiş erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşmıyorsunuz. NİSA 75
Peki ne yapacağız? Elimiz kolumuz bağlı yaptıkları bu zulümleri seyredip hep hayıflanacak mıyız? Arap ülkeleri konferanslarının, İslam ülkeleri konferanslarının beyhude bir oraya bir buraya gitmelerine daha ne kadar belki bu sefer adam akıllı bir şeyler yaparlar ümidiyle bakacağız.
Biz de Eflatun gibi deriz: Karanlığa küfredeceğine kalk da bir mum yak!
Benim meramım şudur ki belki çok istediğimize rağmen Amerika’yı Irak’tan, Afganistan’dan çıkartamıyoruz. Veyahut (İslam ümmetinin özerinde ittifak ettiği bir birlik olmadığımız için) İsrail’i, yaptığı bu zulümlerden men edemiyoruz. Her geçen gün İslam Peygamberine yaptıkları hakarete karşı belki somut bir adım atamıyoruz.
Amerika ve yandaşlarını yaptıkları işten alıkoymak elimizden gelmiyorsa lakin onların mallarını almamak elimizden gelen bir iştir. Ariel, coca cola, Nestle ürünlerini, Dowe, Nivea gibi İsrail’e ve onların destekçileri olan ülkelere vergileri dışında karlarından oluşan gelirlerini bağışlayan ürünleri boykot etmek elimizden gelen bir iştir.
Etkili olur mu derseniz; size teminat veriyorum ki yüksek bir duyarlılık ve katılım olması şartıyla bin topun yapamayacağı bir etkiyi yapacaktır. Onların bütün değerlerinin en ulvisi bir tabakta kapışan köpeklerin değer yargısı gibidir. İkinci dünya savaşında biraz daha pazar payı kapayım diye birbirlerinden elli milyon insan öldürmediler mi? Birinci dünya savaşında dünyanın altını üstüne getirmediler mi? Onların bütün dünyaları biraz daha kazanmak biraz daha fazla yemektir. Ülkelerinde bir fabrikanın; mallarını satamadığından dolayı kapanması, emin olunuz ki onlar için yüzlerce askerlerinin öldürülmesinden daha fazla acı bir olaydır. Onların bu mantıklarından dolayıdır ki bir ülkeyi dize getirmek istediklerinde ilk yaptıkları iş ekonomik boykottur. İkinci yaptıkları iş ise ekonomik boykotu daha fazla sıkıştırmak, üçüncü iş; çok fazla ekonomik baskı yapmak ve ondan sonra savaş seçeneğini masaya yatırmaktır. Ki genellikle iş savaş boyutuna varmadan boykotlar tesirini gösterip savaşa gerek kalmıyor.
Bu bağlamda başta İran olmak özere birkaç petrol ülkeleri, çok yerinde bir karar alarak petrol alışverişlerini Dolar yerine Euro çevirdiler. Ve hemen gördük ki Doların değeri büyük bir hızla düşüşe geçti ve daha da düşmektedir.
Karınca kararınca kendi kendimize alacağımız bu karar, emin olunuz ki İslam Ülkeleri Konferansı Ülkelerinin yada Arap Ülkeleri Konferansı Ülkelerinin bir araya gelerek yaptıkları oturumdan ve aldıkları kararlardan - ki şu ana kadar somut bir kararın alındığını (cahilliğime bağışlayın) duymadım - daha etkili olacaktır. Ve size bir müjde de vermek istiyorum ki Müslümanların vicdanlarında oluşan Yüksek Güvenlik Konseyinin bu kararını ne Amerika veto edebilir ve ne de başka hiçbir ülke.
Tek yapmamız gereken kararımızda samimi olmak. Eğer denilse şu yada şu neden dolayı bazı ürünlerden vazgeçemiyorum, biz de deriz ki bir hayrın tümünü yapamıyorsak en azından hepsinden de mahrum kalmayalım. Danimarka bu endişelerden dolayı kendi mallarının üzerinden Made İn Danimarka etiketini kaldırmıştır.
Hamiyet ve gayret sahibi bütün Müslümanları bu boykot kampanyasına çağırıyoruz. Bu ürün listelerini duvarımıza takvim yaprağı asar gibi asıp hassasiyetin oluşturmalarını sağlayalım. Akrabalarımıza, sözümüzün geçtiğini hissettiğimiz dostlarımıza tavsiye edelim. Varsın aldığımız mal en kalitelisi olmasın. Varsın dostlarımız içinde en şık giyinen birinci adam olmayalım. Görenek belasıyla kendimize zaruri bildiğimiz ürünlerden feragat edelim. İnşallah Allah bu cihadımızı bizden kabul eder de hayır kapılarını üzerimize açar.