Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
Dünya Müslümanlarının inanç ve itikatlarının kalbine uzanmaya çalışan istikbar ve canilerin kirli ve kanlı elleri İslam peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in hürmetini çiğneyip, İslam’ın mukaddesatına zarar vermek ve böylece İslam’a ve Müslümanlara darbeler indirmek için yoğun çaba halindeler. Kirli ve kana bulanmış bu cinayetkâr eller, karanlıktan ve cehaletten kurtaran nur ve rahmet peygamberiyle ilgili hakaret dolu çirkin karikatürler yayınlayarak, dünya Müslümanlarının dini haremlerine tecavüz ettiler.
Alemlerin rahmet peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in hürmetini çiğneyen karikatürlerin Danimarka’nın ve Avrupalı bazı ülkelerin basın organlarında yayınlanmasıyla, Siyonistler ve İslam’ın yeminli düşmanları bu çirkin faaliyetleriyle şeytani hedeflerine ulaşmak istemektedirler. Bu yazıda İslam düşmanlarının çirkin girişimlerini ortaya koyup bu işi yapanların hedeflerini beyan etmeye çalışacağız.
Neşredilen hakaret dolu karikatürlerin arkasındaki gizli hedefler:
Jyllands Posten isimli Danimarka gazetesi, düşünceyi beyan özgürlüğü adı altında çirkin bir girişimde bulunarak Resulullah (sav) ile ilgili karikatür yarışması düzenledi. Bundan sonraki merhalede de rahmet ve nur Peygamberi (sav) ile ilgili 12 karikatürü yayınladı. Daha sonra bu karikatürler Almanya, Fransa, İsviçre, İsveç ve Norveç gazeteleri tarafından da yayınlandı. Danimarka ve Avrupa’nın bazı ülkelerinin gazetelerinde yayınlanan ve İslam’ın mukaddesatına hakaretlerle dolu olan bu çirkin karikatürler, Müslümanlar arasında şiddetli bir tepki dalgasının gelişmesine sebep oldu. Müslümanlar, dünyanın pek çok yerinde sokak gösterileri yapmaya başladılar. İslam düşmanlığına karşı dünyanın farklı ülkelerinden değişik tepkilerin gelmesi dikkat çeken diğer bir noktaydı.
Danimarka’nın Jyllands Posten gazetesinde hakaret dolu karikatürlerin yayınlanmasından kısa bir müddet sonra aynı karikatürlerin Avrupa’nın değişik ülkelerinin gazetelerinde yayınlanması, bunun İslam’ın değerlerine saldırı için önceden planlanmış bir programın icrası olduğunu göstermektedir.
Danimarka’nın Jyllands Posten gazetesinin 12 karikatürü yayınlamasıyla birlikte aynı karikatürler Norveç gazetelerinde yayınlandı. Aşağıdaki isimlerini zikrettiğimiz Bazı Avrupa ülkelerinin gazeteleri de bu çirkin işi tekrarladılar. İtalya’nın Siyonistlere bağlı Lastamya gazetesi hakaret ve tevhin yüklü karikatürleri yayınladı. İtalya’nın diğer bir gazetesi olan İl Foglio’nun müdürü, Siyonistleri savunma maksadıyla Roma’daki İran İslam Cumhuriyeti’nin büyükelçiliğinin önünde bir grupla birlikte gösteri yaptı. Danimarka’yı savunma gayesiyle gazetenin ilk ve son sayfaları kırmızı renkte yayınlandı. Ayrıca Danimarka’yı himaye etmek amacıyla bu ülkenin ürettiği tereyağlarının halk tarafından alınması isteniyordu. İtalya’da yayınlanan Stampa gazetesi de bu karikatürleri yayınlayanların arasındaydı.
Fransa’nın Le Monde ve France Suar gazeteleri, Danimarka gazetesinin girişimini desteklemek için karikatürleri yayınladılar.
Alman Die Welt Gazetesi ise bu karikatürlerden birini ilk sayfada yayınlayıp iftira ve tevhinin insan özgürlüklerinden olduğunu yazıyordu.
İspanya’nın el-Brudiku ve el-Bys gazeteleri bu karikatürleri yayınlayarak Müslümanların öfkelerini kabartanlar arasındaki yerlerini aldılar.
Bulgaristan’ın Nuvinar gazetesi de bu karikatürleri yayınlayanlar arasındaydı. İngiltere’nin The Sun gazetesi ile Fransa’nın France Suar gazetesi, Danimarka’nın Jyllands Posten gazetelerinden bazı sayfalar yayınladılar.
Yemen Abzruz ve er-Rey el-Alem isimli haftalık yayın yapan Yemen gazeteleri bu çirkin iftiraya ortak olup karikatürleri yayınlayarak İslam’ın rahmet peygamberine karşı hıyanetlerini açıkça ortaya koydular.
İşin ilginci, Fransa, Alman, İtalya, Hollanda, İspanya, İsviçre, Macaristan gazetelerine göre basının beyan özgürlüğü her şeyden önemli olup, bunu gerekçe göstererek hakaret dolu karikatürleri yayınlayan Danimarka ve İsveç gazetelerini savunmaya çalışmalarıdır.
CNN televizyonu bu çirkin işe sahip çıkıp Danimarka gazetesini savunmak için yeni bir çirkinliğe el atarak Resulullah (sav) ile ilgili yayınlanan hakaret dolu karikatürleri izleyicilerinin oyuna sundu. Böylece Danimarka ve diğer Avrupa ülkelerinin çirkin saldırılarını desteklemeyi amaçlıyordu. Ama oylama beklenilenin aksine netice verdi. CNN televizyonunun izleyicilerinin % 91’den fazlası bu karikatürlerin yayınlanmasına karşı oy kullandılar.
Bütün gelişmeler bu çirkin saldırıların, Avrupa sınırlarının dışından Washington’a hakim Siyonist güçlerin İslam dünyasına karşı geliştirdikleri önceden programlanmış çirkince saldırılar olduğunu gösteriyor. Bu arada Avrupa’yı kendileri için emniyet siperi tayin eden Siyonist güçler, menfaatleri Siyonistlerle bütünleşen Bazı Avrupa ülkelerini oyuna getirmeye çalışmakta, kendileri ise perdenin arkasından bu çirkin saldırıları planlamaktadırlar. Zamanı gelince de İslam ümmetine karşı içlerinde besledikleri kinlerini izhar edip Müslümanlara gerekli darbeyi vurmayı amaçlamaktadırlar. Konunun daha iyi anlaşılması için bu olayla ilgili İsrail ve Amerika’nın takındığı tavrı görmek yeterli olacaktır.
Amerikalı yetkililer, bir kere daha şeytanlıklarını gösterip iftira dolu karikatürlerle ilgili yaptıkları ilk beyanda Danimarka gazetesinin yaptığı çirkin işi yumuşak bir dille eleştirdiler. Diğer taraftan İslam dünyasında Müslümanların bu çirkin saldırılara karşı yaptıkları gösterilere ise şiddetli tepki gösterdiler. ABD başkanı George Bush, Danimarka başbakanı Anders Fogh Rasmussen ile görüşmesinde, Danimarka’nın bu çirkin işini desteklediğini açıkladı. Bundan bir hafta sonra ABD dışişleri başkan yardımcısı, Avrupa ve Asya masalarının şefi Daniel Freid, Danimarka televizyonunda yayınlanan röportajında, Danimarka bayrağının yakılmasından rahatsız olduğuna dikkat çekerek: “Bayrağın yakılmasını kabul etmek mümkün olabilir ama saldırgan hareketler, büyükelçiliklerin yakılması ve yapılan tehditler kabul edilemediği gibi bunların bir bahanesi de yoktur” dedi.
ABD dışişleri başkanı Rice, İslam devletlerinin gösterileri durdurup İslam ümmetinin öfkesini dindirmeleri gerektiğini dile getirip bu ülkeleri sert bir dille uyararak Danimarka’ya desteğini ifade etti.
Batılı gazetelerin çirkin karikatürleri yayınlamasından sonra İslam’ın mukaddesatına saldırma sırası Siyonistlere gelmişti. Bunlardan biri, Danimarka’daki bir mezarlıkta Müslümanlara ait kabirlere yapılan saldırı, diğeri de Batı Şeria’da bir mescidin duvarlarına İslam’a hakaretler yağdıran yazıların yazılmasıydı. Batı Şeria’da İlyas Peygamber isimli köyde bulunan caminin duvarlarına Siyonistler tarafından Resulullah (sav)’a hakaret ve iftiralar içerikli yazılar yazılmıştı.
İslam’ın mukaddesatına karşı gerçekleştirilen bu saldırılar, seçimlerde Hamas’ın Filistin halkının büyük bölümünün oyunu almasından sonraya denk gelmektedir. Hamas’ın zaferi Siyonistler için kabul edilmesi mümkün olmayan bir gelişmeydi. Bu gelişme onların bütün hesaplarını altüst etmişti. Diğer taraftan İran’ın atom enerjisinde elde ettiği başarılar ve bazı devletlerin bu alanda İran’ı desteklemeleri İslam düşmanlarını İslam’ın mukaddesatına saldırmaya sevk etmişti.
Bu arada ABD büyük bir sorunla karşı karşıyadır. Kendisini Irak’ta başarısız ve yenilmiş görmektedir. Bu ülkenin Irak’taki ordusunun başarısızlığı gün geçtikçe daha da belirginleşmektedir. ABD’nin siyasi damarına hükmeden Siyonistler, yeni bir girişimle desiselerini ortaya koyarak, Danimarka ve Avrupa’nın bazı gazetelerinde çirkin karikatürleri yayınlayıp programlarının birinci aşamasını devreye sokarak Müslümanların hassasiyetlerini ölçmeye çalıştılar. Birinci aşamadaki desiseler problemsiz bir şekilde başarılsaydı, yani İslam’ın mukaddesatına yapılan saldırılara Müslümanlardan ciddi bir tepki gelmeseydi, bu desise ve senaryoların ikinci aşaması devreye sokulacaktı.
Yazarın kanaatlerine göre, eğer İslam ümmetinin yükselen itiraz dalgaları olmasaydı bugün İslam’a ve İslam ümmetine daha büyük darbelerin indirileceğine şahit olacaktık. Dünya Müslümanlarının her taraftan yükselen öfkelerinin meydanlarda boy göstermesi, Siyonistleri ve bu çirkin iftiraları yapan ülkeleri şiddetli bir korkuya sürükledi. Danimarka’nın Jyllands Posten gazetesinin müdürü bunu açıklıkla itiraf ediyor; “Müslümanların itiraz dalgaları bize o kadar korku verdi ki, bir sonraki nesle kadar hiç kimsenin böyle bir girişimde bulunabileceğini düşünmüyorum”
Müslümanların tepkilerinin yoğunluğundan dolayı bu çirkin işe bulaşan ülkeler ya elçiliklerini kapatmak zorunda kaldılar ya da elçilikleri ateşe verildi. Bu arada Siyonistler, Müslümanların mukaddesatıyla ve itikadıyla savaşmalarının mümkün olmadığını anladılar. Bu arada İslam ülkeleri, Danimarka’nın mallarını boykot etmekle bu ülkenin ekonomisine büyük darbeler indirdiler.
Bu desiseler, baştan başa bütün dünya Müslümanlarının uyanışına sebep olduğu gibi, Müslümanların öfkelerini ortaya koymalarıyla, bu işe öncülük yapanların hedefleri tutmadı. Daha doğrusu uluslararası arenada Amerika’nın ve Siyonistlerin boş hayalleri yenilgiye uğradı. ABD ve Siyonistler, zannediyorlardı ki bu desise ve senaryolar, Irak’ta içine girdikleri çıkmaza ve her gün yenilen darbelerle ABD’nin gerçek yüzünü dünya insanlığına aşikar eden Irak yengilisine karşı bir cevaba dönüşecek. Ama onların Irak’ta devreye soktukları desiselerle başka yerlerde devreye soktukları desiseler birbirleriyle uyuşmuyordu.
İftira yüklü karikatür senaryosu Müslümanların yoğun öfke ve tepkileri sonucu başarısızlıkla neticelenince, ABD ve Siyonistler, Müslümanları birbirlerine düşürmek ve Irak’ta Müslümanlar arasında mezhep savaşı çıkarmak için yeni bir girişim başlattılar. Irak’ta Şii imamlarının kabirlerini bombalarla havaya uçurup harabeye çevirdiler. Bu olaydan sonra da kimlikleri meçhul bazı kişiler Sünnileri katletmeye başladılar.
İnsanlığa sığmayan bu hareketle Irak’ta işgalcilerin daha fazla kalmalarına yol açıp, Irak halkının maneviyatını zayıflatarak İslam ümmeti arasında fitne ateşini yakıp Irak toplumu içerisinde mezhepsel ve kavimsel çatışmaların yolunu açmaya çalışıyorlardı. Böylece Siyonistler ve ABD, Müslümanları birbirine kırdırmayı amaçlayan bu fitneyi geliştirerek Iraklıların mezhebi duygularını kabartmaya ve bunu iç savaşa dönüştürüp, kendilerini de bu ülkenin emniyet ve siyasetinin garantörü olarak göstererek işgali devam ettirmeye çalışmaktadırlar.
Görünüyor ki bütün bu çirkin işlerin mesuliyeti işgalci ABD’ye aittir. Aşağıdaki bazı kaynaklar ABD’nin bu işlerin faili olduğunu açıkça ortaya koymaktadırlar.
Türkiye’den Cumhuriyet gazetesi’nin Irak’tan sağlam bir kaynağa dayanarak verdiği habere göre İsrail’in istihbarat teşkilatı Mossad ve ABD’nin istihbarat teşkilatı CIA’in Irak’ta bulunan imamların kabirlerini havaya uçurduğunu ortaya koyuyordu.
el-Vatan gazetesi ise, ABD, Samerra’da bulunan imamların kabirlerini havaya uçurduğunu inkar ettiği halde, bu ülke Irak’da mezhep savaşı çıkarmak için silahlı bir grup oluşturmuş, böylece hem kendi ordusuna karşı saldırıların azalmasına yol açabilecek ve hem de Irak’ın işgalini devam ettirebilecek. ABD’nin oluşturduğu bu silahlı grup “Fitne çıkarma grubu” ismiyle anılmakta olup tamamen gizli çalışmaktadır. Bu grup Irak’ta kavmi ve mezhebi çarpışmaların önünü açmak için çabalamaktadır. Irak’ta emniyetin olmadığı, Irak güvenlik güçlerinin de bunu sağlayamadığını ortaya koyup ABD’nin varlığının daha uzun süre devam etmesinin yolunu açmaya çalışmaktadır.
Yukarıda açıkladığımız gibi İslam’ın mukaddesatına yapılan saldırıların failleri Siyonistler ve ABD’dir. Washington’un Siyonistleri ve cinayetkâr Amerika büyük bir yanlışın içerisindedirler. İslam’ın mukaddesatına el uzatan bu güçler hiçbir zaman Müslümanların değerleri, itikatları ve mukaddesatlarına zarar veremeyeceklerdir.