Tarih boyunca zalim egemen güçler, kendi varlıklarını sürdürebilmek için kendileri gibi düşünüp inanmayan, kendilerine boyun eğmeyenleri yok etmek ile varlıklarını sürdürme yoluna gitmişlerdir. Yaptıkları bu zulümler, kendileri için sonun başlangıcı olunduğunu galiba hesaba katmıyorlar. Bu güne kadar zulüm ile iktidarlarını sağlamlaştırma yoluna gidenlerin, bu yaptıklarının kendileri açısından sonun başlangıcı olduğunu bilmek için tarihin derin sayfalarını karıştırmaya gerek yoktur. Bu zulüm, bu gün de devam etmektedir. Allah (cc), kâfirleri icraatlarından dolayı genellikle hemen cezalandırmıyor. Belki yaptıklarının cezasını bu dünyada almaları, icraatlarına karşılık az ve hafif kalacağından dolayı ebedi âleme kadar onlara mühlet veriyor.
Zulümde aşırı gidenler bu güne kadar iflah olmadığı gibi, bu gün de olmaz. Kahhar olan Allah (cc) mazlumun intikamını bir şekilde zalimden alır. Bunu, bazen bir zalimi başka bir zalime musallat ederek ortadan kaldırdığı gibi, bazen de mazluma imkân verir ve mazlumun eli ile zalimi ortadan kaldırır.
İnsanlar acze düştüğü durumlarda da hiç umulmayan bir yerden zalimi ortadan kaldırdığı görülmektedir. Firavun ve ordusunu denizde boğması, Nemrut’u topal bir sivrisineği vesile ederek ortadan kaldırması, Allah’ın mümin kullarına olan yardımlarındandır.
Küfrün zifiri karanlığı ile mücadele ederken elbette şehitler verilir, esir düşülür, mal, mevki gibi dünyalıklardan mahrum olunur. Bu durumlar hiçbir zaman Müslümanlar için yenilgi değildir. Onun için hiçbir zaman Allah yolunda mücadele edenler yılmamışlar/yılmamalıdırlar. Ancak sıcak mücadele içinde olmayan Müslümanlar, kendi kardeşlerinin başına gelenleri seyretmekle yetinmemeli, ellerinden gelen tüm gayreti ortaya koyarak küfrün karşısında durabilen Müslümanların safında yer almalıdırlar. Allah korusun, Müslümanların kendi vurdum duymazlıklarından dolayı bu dünyada Allah’ın şefkat tokatlarına maruz kalmaları halinde bir çok fırsat ve imkânın elden gitmesine neden olabilmekle birlikte meydan da zalimlere ve dostlarına kalmaktadır. Onun için her an teyakkuzda olunması gerekir…
Bu gün dünyanın gözleri önünde üzerlerine bombalar yağdırılan Filistinli kardeşlerimizin durumuna seyirci kalmak kadar üzücü bir durum olmasa gerek. Siyonistler hiç bir şeyden çekinmeden gün geçtikçe zulümlerini artırmaktadırlar. Dünya Müslümanlarının ciddi bir tepki göstermemeleri Siyonistlerin iştahını kabartmakta, gerektiği gibi birlik ve beraberliğimizi korumamamızdan kaynaklanan zaaflardan dolayı kâfirlerin zulümlerini artırmalarına da sebep olmaktadır. Gelinen aşamada bazen Müslümanları ortadan kaldırmak için beraber karar verenler bile bir birlerini kamuoyunda –sözde- kınamaktadırlar. Bu taktik ile akılları gözlerinde olanları uyutma yoluna gitmektedirler. Sözde İslami devletler kendi dünyalık çıkarları zedelenmesin diye seslerini çıkarma cesaretinde bile bulunmamaktadırlar. Zillet içinde kalmayı kendilerine daha faydalı görmektedirler. Bununla da yetinmeyip hüküm sürdükleri İslam diyarlarında yaşayan Müslümanların direnişlerine de ellerinden geldiğince engel olmaktadırlar…
Durum bu olunca Siyonistler ve uşakları dünyanın her yerinde istedikleri gibi at koşturuyorlar. Gün geçmiyor ki dünyanın bir yerinde katliam haberleri gelmesin, İslam’a ve mukaddesatlarımıza hakaretler yapılmasın.
Hiçbir zaman unutulmamalı ki: “Küfür devam eder, zulüm asla devam etmez”. Bu zulmün bir an önce kalkması için her Müslüman’ın çaba içinde olması gerekmektedir. Zulmün karanlığını ve çirkefliğini ortadan kaldırmak için mücadele eden birilerinin olması, Allah’ın huzurunda ferdi bazda mesuliyetini ortadan kaldırmamaktadır. Belki daha da kenetlenip bir birimize destek olmamızı gerektirmektedir. Allah’u Teâlâ İslam dini için yapılanları hiçbir zaman boşa çıkarmamış, Müslümanları yalnız ve yardımsız bırakmamıştır.
Nefsin, şeytanın ve şeytan dostlarına karşı uyanık olalım. Müslümanlar birlik ve beraberlik içinde hareket ettikleri müddetçe onları Allah’ın izni ile hiçbir maddi güç yenmemiş ve yenemeyecektir. Gücünü Allah’tan alan birini kim yenebilir ki? Üstadın deyimiyle; ‘Hakiki imanı elde eden kâinata meydan okur’.
Endişe duyması gerekenler İslam ve Müslümanlara karşı mücadele eden ve dünyalıklarının ellerinden gitmesinden korkanlar olmalı. Onlar dökülen kan ve gözyaşları içinde boğulmaya mahkûmdurlar. Zulümlerini artırdıkları oranda sonlarına yaklaşmaktadırlar. Bu bağlamda özellikle İsrail’in son zamanlardaki katliamlarının kendisinin sonunu tüm ümmete müjdelediği görülmektedir İnşallah.
Allah (cc) İslam için mücadele eden Müslümanları muzaffer etsin, zalimleri kahr-u perişan etsin. Âmin.
M.Celal Mücahid
|