Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -5
Kur'an-ı Kerim'in Özgürlük Yorumu

Özgürlük genel olarak üç ana kısma ayrılır. Bunlar, düşünce ve inanç özgürlüğü, ifade özgürlüğü ve davranış özgürlüğüdür. Kur'an toplumunun özgürlük anlayışı Kur'an-ı Kerim'de açıkça ifade edilmiştir. Özgürlük çeşitlerine ve Kur'an-ı Kerim'deki dayanaklarına kısaca değinelim:

a- Düşünce Ve İnanç Özgürlüğü

Kur'an-ı Kerim, düşünce ve inanç noktasında bütün insanları özgür kabul eder. Düşünce ve inancı başkalarına dayatma ve zorlama gibi seçeneklere asla yer vermez.

Efendimiz Hz. Peygamber(sav) mücadelesinde hiç kimseye düşünce ve inanç konusunda herhangi bir dayatmada bulunduğuna rastlanmamış. Mekke'de tebliğin başladığı günlerde inanç bakımından insanlar özgür bırakıldığı gibi Medine'de İslami devletin kurulduğu günlerde de aynı anlayış değişmedi. Yani İslam güçlenip devlet halini alırken bile insanların düşünce ve inanç özgürlüğü noktasındaki tutumunda hiçbir değişikliğe gitmedi. Örneğin Allah Resulü (sav) Medine'de yaşayan insanlarla birlikte yaşama mutabakatı olan Medine Vesikasını imzaladığında, Medine'de yaşayan diğer din ve düşünce sahibi insanları oldukları şekliyle kabul edip onlarla aynı mekânda birçok sorumluluğu paylaşma anlaşması imzalıyordu. İslam güçlenip Arabistan'ın büyük bölümünü etkisi altına alınca da Hz. Peygamber (sav) Medine anlaşmasına sadık kalmıştı. Ancak, İslam'a duydukları kin ve nefretten dolayı Yahudiler anlaşmaya sadık kalmamış, tek taraflı olarak anlaşmayı bozmuş ve Müslümanlara hıyanet etmişlerdi.

Allah Resulü tebliğini yapıyor, delillerini ileri sürüyor, insanlara nasihat ediyor ve hak olan Allah'ın dinine çağırıyordu. İnsanları ilahi terbiye çerçevesinde eğiterek ilahi temellere dayalı bir topluluk inşa etmeye çalışıyordu.

Allah Teala, Resulü (sav)'nün vazifesinin sadece tebliğ etme ve duyurma olduğunu, kimsenin vekili olmadığını ve inanç konusunda kimseyi zorlamadığını açıkça ortaya koymaktadır.

“Allah'a itaat edin, Resûle de itaat edin ve (kötülüklerden) sakının. Eğer (itaatten) yüz çevirirseniz bilin ki Resulümüzün vazifesi apaçık duyurmak ve bildirmektir.” (Maide 92)

Peygamber (sav) insanların anladıkları dilden tebliğini sunarak ve onları hak ile batıldan haberdar ederek görevini tamamlıyordu. Muhataplar kendi hür iradeleriyle baş başa bırakılıyordu. İnanç konusunda hiçbir baskı ve zorlamaya asla yer verilmiyordu.

Muhatap İslam'ı kabul ederse ve Kur'an toplumunun ferdi olmaya karar verirse İslam ümmetinin uzuvlarından biridir artık. Budan sonra aksatmaksızın yerine getirmesi gereken yükümlülükleri vardır. Rabbine karşı yükümlülüklere, kendisine karşı yükümlülüklere, ailesine karşı yükümlülüklere, insanlığa ilahi mesajı ve onlara doğru yolu göstermesi açısından yükümlülüklere sahiptir.

İslam'ı kabul etmişse, her şeyin yoktan var edicisi olan ve kaza ile kaderi tayin eden din gününün sahibi Allah Teala'ya sırtını dayamıştır. Dünyalıkların, servetin, kadının, makam ve mevkinin, kısaca şehvetin emrinde değil Allah Teala'nın emrindedir. Kimseye minneti yoktur. Tamamıyla özgürdür. Hiçbir kınayıcının kınamasından, hiçbir tehditten ve hiçbir düşmandan çekinmemektedir. Kendisi irade sahibi olsa da takdirin tamamıyla Allah Teala'nın elinde olduğunu, O'nun da yapacağı her şeyde hikmetler bulunduğuna imanı tamdır.

“(Doğrusu) size Rabbiniz tarafından basiretler (idrak kabiliyeti) verilmiştir. Artık kim hakkı görürse faydası kendisine, kim de kör olursa zararı kendinedir. Ben sizin üzerinize bekçi değilim” (Enam Suresi 104)

Ayet­i Kerime'de bildirildiği gibi Allah Resulü (sav)'in görevi tebliğ ve uyarmaktır. Onun daveti zorlama, baskı al­tında tutma ve mecbur bırakma gibi dayatmaları kabul etmez. Hakkı kabul edip Kur'an-ı Kerim'in çağrısına iman edenlerin kendi lehlerine bir tercihte bulundukları ve güzel bir iş yaptıkları bildirilir. Kur'an-ı Kerim'e karşı kör, sağır ve dilsiz rolünü oynayanların veballerinin de kendilerine ait olduğu, tercihlerinin kendilerinden başkasına zarar vermeyeceği bildirilir.

Allah Resulü (sav)'nün tebliğ vazifesini icra ettikten sonra müşriklerden yüz çevirmesi emredilmektedir. Artık onlarla ilgili vazifesini yerine getirmiştir. Onların amellerini gözetleme zorunda olmayan Allah Resulü (sav), din ve dünya işlerinde onların faydasına olanları gerçekleştirmeye vekil değildir. O, insanlara hakikati bildirmekle mükelleftir. İman edip etmemeyi onların tercihine bırakmakta; dini inanç, düşünce ve seçmede onları serbest bırakmaktadır.

İnsanların düşünce ve inançlarında özgür oldukları İslam'ın onları zorla ve dayatmayla karşı karşıya bırakmadığı ayet-i kerimelerde de açıkça beyan edilmiştir.

“(Resûlüm!) Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzündekilerin hepsi elbette iman ederlerdi. O halde sen, inanmaları için insanları zorlayacak mısın?” (Yunus Suresi 99)

“(Resûlüm!) Sen, Rabbinin yoluna hikmet ve güzel öğütle çağır ve onlarla en güzel şekilde mücadele et! Rabbin, kendi yolundan sapanları en iyi bilendir ve O, hidayete erenleri de çok iyi bilir.” (Nahl Suresi 125)

“O halde (Resûlüm), öğüt ver. Çünkü sen ancak öğüt vericisin. Onların üzerinde bir zorba değilsin.” (Ğaşiye Suresi 21-22)

Peygamberlerin Özgür Toplum İnşası

“Andolsun biz peygamberlerimizi açık delillerle gönderdik ve insanların adaleti yerine getirmeleri için beraberlerinde kitabı ve mizanı indirdik. Biz demiri de indirdik ki onda büyük bir kuvvet ve insanlar için faydalar vardır. Bu, Allah'ın, dinine ve peygamberlerine gayba inanarak yardım edenleri belirlemesi içindir. Şüphesiz Allah kuvvetlidir, daima üstündür.” (Hadid Suresi 25)

Ayet-i Kerime, peygamberlerin toplumu adalet ve özgürlük payeleri üzerine inşa ettiğini bildirmektedir. Allah Teala peygamberleri açık delillerle gönderdiğini bildirdikten sonra “insanların adaleti yerine getirmeleri için kitabı ve mizanı” indirdiğini açıklar. Yani yeryüzünde insanlar kendi hür iradeleriyle ve özgürce ayağa kalkıp adalet temeli üzerine bina edilmiş özgürce bir sistemin oluşmasına önayak olurlar. İşte kitap ve mizan bunun kaynağı ve temelini teşkil eder. Allah Teala'nın peygamberlerinin davetinin temeli de buna dayanır.

Allah Teala peygamberlerin adaleti ikam etmeleri ve insanları buna zorlamalarına dair herhangi bir ifade kullanmamaktadır. Peygamberlerin terbiyesinden ve tedrisinden geçen insanların, elçilerin getirdikleri kitap ve mizan sayesinde hür iradeleriyle adaleti ikame etmelerini zikretmektedir.

Burada dikkat çeken nokta, Allah Teala, adaletin ikame edilmesini sadece peygamberlerin sorumluluğu olarak değil de insanların sorumluluğu olarak zikretmektedir. İşte bu Kur'an toplumunun Allah katındaki yüksek makamını ortaya koyduğu gibi bu toplumun özgürlüğüne işaret etmektedir. Ayet, kısaca Kur'an toplumunun iki önemli özelliğini ortaya koyar:

a) Adalet

b) İnsanların isteği, iradesi ve yardımıyla adaleti özgürce ikame etme

Toplumsal adaletin toplumun içerisinde ikamesi insanların iradesine bağlı kılınmıştır. İşte bu irade, Kur'an'a dayanan toplumun özgür bir topluluk olduğunu açıkça ortaya koymaktadır.

İbrahim FIRAT
Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git