Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

BİZ Mİ ACINACAK DURUMDAYIZ İRAN MI? / İBRAHİM FIRAT

Ülkemizdeki medya organlarından İran’ı izlediğimiz zaman gerçeğin çok uzağında kurgu filmlerini andıran garip yaklaşım ve değerlendirmelerle karşı karşıyayız. Sanki biz, sömürgeci güçlerin tahakkümünün tamamen uzağında, kendi düşünce ve irademiz çerçevesinde gönlümüze göre yaşayan, kendi isteğimize göre ülkemizin idari yapısını oluşturmuş, yönetim şeklimiz inanç ve düşüncemiz çerçevesine göre şekillendirilmiş, insan hak ve hukukunun tamamen yerleşik olduğu ve özgürlükleri sonuna kadar yaşayan insanlarız da, bir avuç mollanın elinde can çekişen, bütün özgürlüklerden yoksun adeta cehennemi bir hayat yaşayan bir İran’la karşı karşıyayız.

Tam 30 yıldır topraklarından emperyalist güçleri kovan, sömürgecileri ifade eden bütün kalıntıları yok eden, toplumunu emperyalizmin yozlaşmalarından arındırmaya çalışan, toplumda İslami kültürü ikame etmek için çabalayan, emperyalizme baş kaldırdığı günden beri bütün dünya çapında büyük ambargolarla karşı karşıya kaldığı halde sıfırdan başlayıp sanayisini üreten, silah sanayini yeterlilik derecesine ulaştıran, Ortadoğu’da oto sanayinde ilk sözü söyleyen ve birçok alanda büyük ilerlemeler kaydeden bir İran’la karşı karşıyayız.

30 yıldır dünya haritasına baktıklarında kendileri için büyük bir kabusa dönüşen İran topraklarında, birkaç gösterinin molla rejimini(!) yıkacağı heyecanına kapılırken, emperyalizmin ayak seslerinin yeniden duyulacağı onlarca yıllık ümitle yanıp tutuşmaktadırlar. İran halkı sandık başına gittiğinde ya da ülkede herhangi bir olay meydana geldiğinde başta ABD olmak üzere birçok batılı ülke yöneticisinin kalbi atmaya, heyecanı zirveye vurmaktadır.

Son günlerde emperyalist ülkeleri galeyana getiren, heyecanlandıran ve ümitlendiren İran seçimlerinde yarışanlardan hiç biri emperyalizmin savunucusu veya sempatizanı değildi. Adaylardan Batı ülkelerinin savunduğu Mir Hüseyin Musavi, Batı’nın İran’ı ortadan kaldırmak için Irak’ı destekleyerek büyük bir savaşı dayattığı 8 yıllık İran-Irak savaşında, Batı bloğuna karşı İran’ı yöneten ve emperyalizme karşı sert tutum içinde olan tavizsiz bir başbakandı. Hayatının hiçbir döneminde emperyalist güçleri desteklemediği gibi, hiçbir zaman onlara yakınlık beslemedi. Son günlerde Batının demokrasi kahramanı olarak ilan ettiği ve büyük ümitler bağladığı Musavi, seçimde yolsuzluklar olduğunu ileri sürünce de hiçbir zaman emperyalistleri savunur bir eğilim göstermedi. Seçimi kazanması durumunda hiçbir şekilde onlara eğilim göstermeyeceği gibi onlara dostluk elini de uzatmayacaktı. Özellikle seçim propagandalarında İmam Humeyni’nin çizgisini sürdürmeyi vaad eden çerçeveyi özellikle vurguluyordu.

Ancak, İslam dünyasının yeraltı kaynaklarının hayranı batılı güçler, yüzlerce yıldır Müslümanlar için okudukları içi boş özgürlük ve demokrasi gazellerini bugünlerde de sıkça dile getirmeye başladılar. Yine her zaman olduğu gibi insana, özellikle de Müslüman’a bir hayvan kadar değer vermedikleri halde, içi boş insan sevgisi hastalığına yakalandılar. Oysa aynı günlerde Afganistan’da ve Pakistan’da sivil halkın üzerine koca bombalarla saldırmış çocuk-kadın demeden yüzün üzerinde insanı öldürmüş ve yüzlercesini de yaralamışlardı. Afganistan, Pakistan, Irak ve Filistin’de her gün onlarca Nida’yı öldürürken, İran’da kendi destekçileri tarafından öldürülen Nida için timsah gözyaşlarını dökmekten de geri durmamaktadırlar.

İran’dan yedikleri ağır darbenin acısını unutmayan Batı, bu ülkedeki normal bir kıpırdanışı fırsata çevirme amacıyla gençleri terör olaylarına kışkırtırken, diğer yandan her şeyi tersten okumaya alışkın bir kısım Türk medyasının her zamanki gibi emperyalizmin sömürü gazellerini dillendirme çabaları ayrı bir ikilemdir. Bir uçları emperyalizmin kopmaz halatıyla bağlı olduğundan her şeye onların gözlüğüyle bakma alışkanlığı ruhlarında derin izler bırakmış. Dinleri ve imanları ABD ve diğer emperyalist güçlerin emir ve söylemlerinden neşet ederken, kendi hür iradeleriyle en basit bir işi bile yapmaktan yoksundurlar.

Oysa hiçbir sıkıntının bulunmadığı anlayışını taşıdıkları Türkiye’nin son yüz yıllık tarihine göz attıklarında ülkemizin acınacak halde olduğunu rahatlıkla görecekler. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra silah ve süngü zoruyla dayatılan batı kökenli kanunlar, şapka giymedikleri, Türkçe bilmedikleri ve Arapça ezan okudukları için idam sehpalarına çekilenler, her on yılda bir yapılan askeri darbeler sonucu zindanlara doldurulup işkencelerden geçirilenler, Müslüman oldukları için hayatları boyunca Allah’ın emrine uyma uğruna örtünmek zorunda kaldıkları için ilkokuldan üniversiteye kadar eğitim hakları ellerinden alınanlar, ordunun dayatma ve tehditleri karşısında kuklalıktan öteye bir varlık gösteremeyen iktidarsız hükümetler, hiçbir terör hareketine bulaşmadıkları halde kapısına kilit vurulan onca partiler, ülkeyi dış düşmandan koruması gereken ordunun ülkede kanunlar çerçevesinde faaliyet yürüten parti, kurum ve şahısları cezalandırma amacıyla giriştiği karanlık işler, binlerce faili meçhul cinayetler vb… sayılması ciltleri dolduracak kadar çok sayıda çirkin işler bu ülkede sürekli karşılaştığımız sıradan olaylar cümlesindendir. Sözde rejimin yasadışı saydığı birilerini destekledikleri için zindanlara doldurulup küçücük çocukları yıllarca hapisle cezalandıran hukuk sistemi, kendi kumaşlarından olmadığı için bir ajansın muhabirini kışın dondurucu soğuğunda karlı dağların tepesinde terk eden zihniyetin geçerli olduğu, rejimin yasadışı ve karanlık olaylarına ortamın sürekli müsait olduğu bir ülkede her şey güllük gülistanlıkmış düşüncesiyle hareket eden sahte demokratlar, öte yandan kalkıp İran’a yükleniyor, sözde İran halkının özgürleşmesi için kalem oynatıyorlar.

Bu tiplerin, aynanın önüne geçip çehrelerini bir daha gözden geçirmelerini tavsiye ederim. Emperyalistleri topraklarından atan İranlılar, sistemlerini inançları çerçevesinde yapılandırmış, sömürgecileri bir daha topraklarına bırakmama bilinciyle özgür bir hayat sürdürmektedirler. Ne emperyalistlerin ve ne de onların uşaklığını yürütenlerin acımalarına ve tavsiyelerine ihtiyaçları olmadığı gibi, tehditlerinden de korkuları yok. İranlıların ne ABD korkusu ve ne de İMF sıkıntıları var. Her alanda kâmil bir özgürlüğe sahip olup hiç kimseye boyun eğmeme azim ve iradesiyle yeryüzü mazlumlarının kanayan yarasına derman olmaya çalışmaktadırlar. Ülkedeki bunca yolsuzluklar, adaletsizlikler, yangısız infazlar, orduda pişirilip piyasaya sürülen gayr-ı meşru plan ve programlara insaflıca bir bakış atıldığında, üstüne üstlük ABD’nin iradesi olmadan ordu büyüklerinin ve hükümet yetkililerinin hiçbir şeyi yapma azim ve iradesine sahip olmadığı ülkede, hangi insan göğsünü gere gere özgürce bir hayat yaşadığını iddia edebilir? Her türlü etkiden arındırılmış, başkasının tesirinde kalmadan, bize has bir bakış açısıyla kendimize ve komşumuz İran’a bir daha bakmakta fayda var… Acaba hangimiz acınacak durumdayız?

İbrahim FIRAT

Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git