Fesat Grubunun tepesindekiler, özellikle de elebaşları F. Gülen, Hizbullahi cemaatin rabbani bir hareket olduğunu, içte ve dışta hiçbir güçle ilişkisinin bulunmadığını, Kürt illerinden ortaya çıkıp bütün ülkeye yayılan bu hareketin ırkçı olmadığını, tamamıyla İslam’a dayandığını ve hiçbir aşırılık taşımadığını çok iyi bilir. Fesat Grubunun elebaşları, Hizbullah’i hareketin geçmişinden, mücadele ortamından ve beslendiği kaynaklardan bunu anladıkları gibi, boğazına kadar içine gömüldükleri rejimin Fesat Grubuna bağlı işkenceci polislerinin sorgusundan geçmiş binlerce Cemaat elemanından hiçbirinin İslam dışı bir tutumunun olmadığı, bu güne kadar hiçbirisinin hiçbir şekilde rejimle hiçbir ilişki içerisinde bulunmadığını sorgulayan polislerin raporlarından öğrenmişlerdir. Jitem’e bağlı Fesat Grubu üyesi işkenceci polislerin onlarca gün işkence ettikleri Cemaat üyelerinin tabiatı, felsefesi ve İslam’a bağlılığını bildiren raporlarının defalarca Fesat Grubunun elebaşına iletildiği inkâr edilemez. Bütün bunlara rağmen İslami çizgisinden taviz vermeyen Hizbullahi Cemaate karşı Fesat Grubunun bu kini nereden kaynaklanmaktadır?

Öncelikle Hizbullahi Cemaatin İslami çizgisinden taviz vermemesi, canları pahasına da olsa İslam’a sahip çıkan Cemaat gençlerinin İslam dışı rejimlere karşı tutum ve tepkileri Fesat Grubunu can evinden vurmaktadır. Fesatçılar, herkesin İslam düşmanı rejimi meşru görmesini ve ona itaat etmesini istemekte, aksi tutumlarla karşılaşınca cin çarpmışa dönüp hezeyana kapılmaya başlamaktadırlar.

Fesat Grubunun diğer bir sıkıntısı, halkın Hizbullahi cemaate karşı beslediği yoğun sempatidir. Son iki üç yılda Mevlid kandillerinde ve Peygambere (sav) saygı mitinglerinde yüz binlerin toplanışı Fesat Grubunu çılgına çevirmiştir. Yüz binlerin mitinglerde boy göstermesinden sonra saldırganlaşan Fesatçılar, bu rabbani hareketi durdurmalarının mümkün olmadığını anlayınca iftira kampanyalarına sarıldılar. Elebaşları olan FG’nin başını çektiği Fesat Grubunun iftira kampanyaları aylardır gruba ait basın organlarında ısıtılıp ısıtılıp piyasaya sürülmektedir. Onlar bunu yaparken, küfür ve şirk dünyasının içinde bir gül gibi açıp, yalan, iftira, işkence ve en aşağılık zulme rağmen bıkmadan ve usanmadan vazifesini icra eden aziz Peygamberin (sav) yolunda yürüyen ümmeti, Fesat Grubunun çirkin kampanyalarını ve aşağılık iftiralarını sünetullah olarak görmektedir. O gün bu işi özgür insanların rehberi aziz Peygamberimize (sav) karşı Mekke müşrikleri yürütürken, bugün Mekke müşriklerinin mirasını Fesat Grubunun üstlendiğini, aziz Resulün (sav) ümmeti olarak O’nun gibi sabır, tevekkül ve Allah’ın inayetiyle bunların aşılacağı görülecektir.

“…Onlar bu hususta dil uzatan hiçbir kimsenin kınamasından korkmazlar.  İşte bu Allahın öyle bir lütfüdür ki dilediğine verir…” Maide Suresi 54

Fesat Grubunun diğer bir düşmanlığı, Hizbullahi Cemaatin anti Amerikancı, anti Siyonist ve antiemperyalist bir çizgiye sahip olmasıdır. ABD’de malikâne kurup oradan Fesat Grubunu idare eden ve sırtını ABD’ye dayayan, yapılan bunca zulme ve akıtılan binlerce Müslüman’ın kanına rağmen ABD’yi ve Siyonist devleti değil kınamak, sessizce ve ağzında gevelediği bazı sözlerle eleştirmeye bile dili varmayan Fesat Grubunun elebaşısı ve onun tavırlarından ilham alan medyası, Antiemperyalist ve anti Siyonist bir İslami harekete hiçbir şekilde tahammül edememektedir. Fesat Grubu, ABD ve İsrail’i köklü, büyük medeniyetler ve iyi dostlar olarak nitelendirirken, Hamas ve Hizbullah’ı terörist hareketler olarak görmektedir. Ülkemizde Hizbullahi Cemaatin antiemperyalist çizgide oluşu ve eli kanlı bu iki gücü terörist saymasıyla emperyalist güçler, ülkede din örtüsüyle faaliyet yürüten fedaileri Fesat Grubunu harekete geçirip Müslümanlara karşı yalan ve iftira kampanyaları başlattılar.

Fesat Grubunun düşmanlığının diğer bir sebebi, Kürt illerinde yaptığı bunca yatırım ve açtığı onlarca okula rağmen Müslüman Kürt halkından ciddi bir sempati bulmamasıdır. Ne yaptığını çok iyi bilen Müslüman Kürt halkı, İslami elbise giydirilmiş, bir tarafı derin devlete diğer tarafı ABD’ye dayanan böyle bir gruba hiçbir sempati beslememektedir. Üstelik Fesat Grubunun her türlü töhmet ve iftiralarına karşı evlatlarını yalnız bırakmamakta ve onlara sahip çıkmaktadır. İşte Müslüman halkın bu tavrı Fesat Grubunu ve elebaşısı FG’yi çılgına çevirmektedir. Son günlerde bütün mesailerini İslam Cemaatine töhmet ve iftiralara ayırmaya başladılar. Aziz Peygamberimizin (sav) ilahi tebliği düşmanların bütün iftira ve karalamalarına rağmen başarıya ulaştığı gibi, Fesat Grubunun çirkin saldırılarına ve iftiralarına rağmen Peygamberin aziz ümmeti ve varislerinin İslami çağrısı İnşallah başarıya ulaşacaktır.

Fesat Grubu ve özellikle de malikânesinde oturup sırtını ABD’ye dayayan elebaşları FG’ye çağrım şudur: Bu töhmet ve iftiralarınızın etki gücü kalmadı. Kendinize yeni şeyler bulun. Yeni kalemler kiralayıp, yeni töhmet ve iftiralarla Müslümanların üzerine gidin. Boğazınıza kadar gömülü olduğunuz derin devlet ve Ergenekon yalanları artık etki gücünü yitirdi. Sizler yalan, töhmet ve iftiralarla Müslümanlara saldırdıkça Hizbullahi Müslümanların, ilahi yolda yürüdükleri, hak üzere oldukları, Fesat Grubunun, Muhammedi (sav) İslam’a karşı düşmanlığının sünnetullah gereği olduğuyla ilgili gönülleri itmi’nan kazanacak. Böylece Mekke müşriklerinin verasetini hakkıyla yerine getirdiğiniz gibi, inşallah bizler de efendimiz, rehberimiz ve biricik önderimiz Hz. Peygamber’in (sav) sabrı gibi sabdererek, verasetini hakkıyla yüklenerek, kınayıcının ve iftiracının karalamalarına aldırmayarak yolumuza devam edeceğiz. Hükümetteki, emniyetteki, diğer kurumlardaki ve ABD’deki gücünüzü kullanarak daha çok saldırın ki, rehberimiz Resul-i Ekrem (sav) zamanındaki gibi Allah’ın vaadi gerçekleşsin de İslam yeniden aydınlık günlerine kavuşsun. Bunun için biraz daha gayret edin.

İbrahim FIRAT