Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HALİFELER VE EHL-İ BEYT İMAMLARI: İMAM HASAN (RA) / İBRAHİM FIRAT

NÜBÜVVET BAHÇESİNİN GÜLÜ HZ. HASAN (R.A)’IN ŞEHADETİ

Hz. Hasan (r.a) Hz. Ali (r.a) ile Hz. Fâtıma’tüz Zehra’nın (r.a) evliliklerinden dünyaya gelen ilk çocuklarıdır. Hz. Hasan, Hicret’in üçüncü yılı Ramazan ayının 15. gününde Medine-i Münevvere’de dünyaya geldi.

Allah’ın Resulü’nün irtihali olan hicretin 10. yılına kadar dedesinin kucağında vahiy mektebinin feyzinden beslendi. Hz. Hasan’ın ardından Hz. Hüseyin dünyaya gelmiş, Resulullah (sav), her iki torununu sürekli beraber okşamış ve beraber anmıştır. Resulullah (sav)’ın torunları hakkında buyurduğu hadisler genellikle her ikisine yöneliktir.

Hz. Resulullah (sav)’in torunları Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’e sevgi ve muhabbetleri İslami kaynaklarında detaylıca zikredilir. Bu iki ciğer paresi hakkında buyurduğu hadislerden birkaçı zikredilirse Allah Resulü’nün mübarek torunlarına ne derece ilgi beslediği ve onlara karşı muhabbeti daha iyi anlaşılacaktır:

“Hasan ve Hüseyin cennet gençlerinin efendileridir, ulularıdır”

“Onlar dünyada benim iki demet çiçeğimdir” der ve onlara; “Oğullarım” diye hitab ederlerdi.

Yine diğer bir hadislerinde şöyle buyururlar; “Allah’ım! Ben bu ikisini severim, sen de bunları ve bunları sevenleri sev; bunlar benim ve kızımın oğullarıdır.”

Yine bir hadîs-i şeriflerinde de şöyle buyururlar: “Onları seven beni sever, beni seven ise Allah’ı sever; Allah’ı seveni Allah cennete koyar; onlara buğzeden bana buğzeder; bana buğzeden Allah’a buğzeder; kendisine buğzedeni ise Allah cehenneme atar.”

Resulullah’tan başlayarak eğitimini Ehlibeyt mektebinde tamamlayan İmam Hasan (r.a); ahlakı, cömertliğı, cesareti ve diğer güzel hasletleriyle İslam toplumunda büyük bir olguydu.

Hz. İmâm Hasan’ın, 5’i kız 11’i erkek olmak üzere, 16 çocuğu vardı. Hz. Hasan’ın künyeleri; “Ebû Muhammed”, lâkapları “Müctebâ”, “Zeki”, “Sıbt”tır. En meşhur lâkapları ise “Seçilmiş” anlamına gelen “Müctebâ”dır.

Hz. Ali (r.a)’nin hilafeti zamanında babasıyla birlikte Cemel, Sıffin ve Nehrivan savaşlarına katıldı. Savaş meydanlarında korku ve panik nedir bilmeksizin kahramanca kılıç salladı. İmam Ali’nin Ramazan ayında Kufe’de saldırıya uğrayıp şehid olmasıyla, Müslümanların biatı üzerine İmam Hasan (r.a) Müslümanların beşinci halifesi oldu.

Hz. Hasan’ın hilafeti zamanında fitne ve kargaşa zirveye vurmuştu. Diğer taraftan İslam devletine başkaldıran Muaviye gücünü daha da pekiştirmişti. Fitne ve fesadı sona erdirme ve Muaviye’nin ordusuna karşı savaşma oldukça zorlaşmıştı. Hz. Hasan (r.a) babası gibi dirayet ve soğukkanlılıkla meselelere el atıp sorunları çözmeye çalışıyordu. İslam halifesine başkaldırıp İslam devletini parçalayan Muaviye’nin üzerine yürüyüp İslam dünyasındaki bölünmüşlüğü gidermeyi ve parçalanmaya sebep olanlara iyi bir ders vermeyi kararlaştırdı. Durumdan haberdar olan Muaviye büyük bir ordu hazırlayarak Hz. Hasan’ın üzerine yürüdü. Muaviye’nin ordusu Hz. Hasan’ın karargahının yakınlarında karargah kurdu. Hz. Hasan’ın babası gibi tecrübe ve birikime sahip olmamasını fırsat bilen Muaviye bin Ebu Süfyan, karargahı üs edinip yoğun bir psikolojik savaş başlattı. Ortaya atılan fitne karşısında ciddi bir direniş gösteremeyen Hz. Hasan’ın komutasındaki ordunun içerisinde şiddetli bir çalkalanma yaşanıyordu. Sürtüşmeler, ordudan ayrılmalar, birbirlerine kılıç çekmeye varana kadar fitnenin ilerlemesi, üstüne üstlük komutanlardan bazılarının yüklü paralara boyun eğip Muaviye’nin safına geçmesiyle Hz. Hasan’ın ordusunda ciddi sarsıntılar başgösterdi. Orduya hitap edip askerlerini yatıştırarak fitneyi bertaraf etmek isteyen Hz. Hasan, bu fitnenin kolayca yatıştırılamayacağını anlamıştı. Kısaca bu orduyla düşmana karşı savaşmanın mümkün olmayacağını, savaşa girilmesi durumunda etrafındaki sadık bazı insanların sonuna kadar kılıç sallayıp şehit düşeceğini, böyle bir savaştan Müslümanların zarar göreceğini düşünüp Müslümanların kanlarının heder olmaması için Muaviye’nin barış teklifini kabul etti.  

Resulullah (sav)’ın yıllarca önce söylediği bir söz, İmam Hasan’ın attığı adım hakkında yeterince işaret veriyordu: “Bu benim oğlum seyyid’dir. Allah, onun vasıtasıyla Müslümanlardan iki büyük bölüğün arasını uzlaştıracaktır”

Hz.İmâm Hasan ile Şam Vâlisi Muâviye arasında Hicretin 41.yılında yapılan antlaşma şartları şunlardı:

1. Halkın; Allah’ın kitabına, Resul'ünün sünnetine uygun olarak idare edilmesi.

2. Hz. Ali’ye yakın olanlara, hiçbir şekilde kötülükte bulunulmaması.

3. Hz. Ali’ye hakkında kötü sözler söylenmemesi.

4. Hak sahiplerine, Cemel ve Sıffin savaşlarında şehit olanların evlâtlarına, haraç mallarından pay verilmesi.

5. Muâviye’nin, kendisinden sonra, yerine birisini halife yapmaması.

Bazı kaynaklar, Muaviye’nin Hz. Hasan’dan önce ölmesi durumunda hilafetin Hz. Hasan’a devredilmesi, Hz. Hasan’ın ondan önce dünyadan göçmesi durumunda Muaviye’den sonra Müslümanların seçeceği ehil birisine hilafetin devredilmesi maddesinin anlaşmaya konulduğunu zikrederler.

Anlaşmadan sonra Hz. Hasan, Ehlibeytle birlikte Medine’ye göçtü. Muaviye ise anlaşmaya bağlı kalmadı. Hutbelerde Hz. Ali aleyhinde konuşmalara ve küfürlere devam etti. Ayrıca kendisinden sonra saltanatının devamı için Yezid’e biat toplamak istiyor, Hz. Hasan’ı buna engel görüyordu. İmam Hasan’ın zevcesi Câde’ye haber gönderip, Hz. Hasan’ı zehirleyip öldürdüğü takdirde, gelecekte Müslümanların halifesi olacak oğlu Yezîd’le kendisini nikâhlayacağını ve ayrıca bin dirhem para vereceğini vaat etti. Câde, Hz. Hasan’n yiyeceğine zehir katıp darı faniye veda etmesine sebep oldu.

Hz. Hasan (r.a), naşını dedesi Allah’ın Resulü (sav)’nün yanında defnetmelerini vasiyet etmişti. Hz. Hüseyin (r.a), Ehlibeyt gençleriyle birlikte Hz. Hasan’ın naşını alıp Resulullah’ın yanına götürüp gömmek isteğine engel olmak isteyen Muaviye taraftarları Hz. Hasan’ın naşını ok yağmuruna tuttular. Böylece Hz. Hasan’ın naşının dedesinin yanına gömülmesini engellemeye çalışıyorlardı. Bunun üzerine Hz. Hüseyin, Hz. Hasan’ın naşını Baki mezarlığına defnetti.

 

İbrahim FIRAT

Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git