Orta doğu ülkeleri için ABD’nin demokrasi aşkına ve yalanına herhalde kimse inanmaz. Başta ABD olmak üzere emperyalist ülkelerin amacı bölge zenginliklerini yani petrolü ele geçirmek ve Siyonist İsrail’in güvenliğini sağlamaktır.

Kendi hayat standartlarını korumak ve alışageldikleri tüketim kültürünü sürdürebilmek için Ortadoğu’nun zengin yeraltı kaynaklarına ihtiyaçları vardır. Bu kaynakları elde etmek için her yolu kendilerine meşru görmekte, demokratikleştirme adı altında birçok ülkeyi işgal, talan ve yağmaya çalışmaktadırlar.

Bölgede işgalci konumunda olan ve hamisi ABD’nin de desteğiyle bu güne kadar yüzlerce katliama imza atan Siyonist devlet, kendisini hiçbir zaman güvende hissetmemiştir. Siyonistlerin güvenliğini sağlama bahanesinin adı demokrasi olmuştur. İşgal edilen veya demokratikleştirme adı altında dayatmalara tabi tutularak hizaya getirilen ülkelerde yapılan ilk iş kendi planlarına uygun birileri yönetime getirmek ve kukla hükümetlerle devleti kontrolde tutmaktır. Nitekim geçmişte Siyonist devletle bırakın dost olmayı, isimlerinin birlikte anılması dahi infiale neden olacak birçok İslam ülkesi, başa getirilen kukla yönetimler yüzünden günümüzde Siyonistlerle ileri düzeyde ilişki geliştirmiş ve mazlum Filistin halkına saldırıları dahi keyifle izler olmuştur.

Demokrasi yalanı iki yıl önce Filistin içinde uygulandı. ABD, Siyonist rejim ve Avrupa birliği Filistin sorununun çözümümün bir parçası olarak ısrarla demokratik seçimlerin yapılmasını ve seçilecek meşru hükümetin barış görüşmelerini yürütmesini dayattılar. Bunu istemeleri elbette Filistin halkına olan aşklarından, barışı sağlama çabalarından veya demokrasi özlemlerinden değildi. Onların tek hesabı Mahmut Abbas paçavrasının seçimlerden başarılı çıkması ve oluşacak kukla yönetimle barış görüşmeleri adı altında intifadanın ve direnişin baltalanması, işgalci Siyonist rejimin güvenliğinin sağlanmasıydı.

Filistin’in mazlum ve izzetli halkı, tercihini ülkesi ve dini için mücadele yürüten Hamas’dan yana yapınca, emperyalistlerin tüm oyunları boşa çıktı ve gerçek yüzlerini ortaya çıkarmak zorunda kaldılar. Seçimler süresince gözlemciler yerleştirmelerine, FKÖ’nün başarılı olması için yaptıkları propaganda ve desteğe rağmen Hamas’ın başarılı olması, bahaneleri olan demokrasi yalanını da ortaya çıkardı. Hamas’ın seçilmesini kabul etmeyeceklerini ve Hamas hükümetini tanımayacaklarını beyan ettiler ve kurulan Hükümeti de kısa sürede yalnızlaştırmaya çalıştılar. Şu an da Gazze şeridinde yaşanan zulüm ve baskının temel nedeni emperyalistlerin demokrasi oyun ve yalanlarıdır. Kendi istedikleri olmayınca sözde demokrasi uygulayıcısı emperyalistler vahşi yüzlerini bir kez daha göstermekten geri durmadılar. Bir sokak ismini değiştirmek için dahi halkın görüşlerine başvuran ve bunu halkın kendi kendini yönetmesi olarak lanse edip demokrasi havarisi kesilen devletler, kendi istekleri olmayınca Gazze halkının ambargo ve baskılarla yok olma noktasına gelmesine, bu yetmezmiş gibi yüzlerce ton bomba ile ortadan kaldırılmaya çalışılmasına destek vermek de herhalde demokrasilerinin bir gereğidir.

Başta ABD olmak üzere Avrupa birliği ve demokrasiye inandığını iddia edenlerin hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Onların demokrasileri sadece kendileri içindir. Onlar size demokrasi getireceğiz, yönetimi demokratikleştireceğiz dedikleri zaman halkların anlaması gereken işgal, kan ve gözyaşıdır.

Siyonist rejimin tüm imkânlarını seferber ederek Gazze halkının üzerine hergün yüzlerce ton bomba yağdırmasına göz yuman ve Siyonistlere destek verenlerin demokrasiden bahsetmeleri yalan ve aldatmadır. Mescitler, okullar ve hastanelerin bombalandığı, yüzlerce çocuk, kadın, sivilin katledildiği bir ortamda Siyonist rejimi savunucu beyanatlarda bulunan Avrupa devlet ve hükümetlerinin demokrasi ve insan hakları konusunda hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Bu tavırlarıyla katledilen her mazlumun kanına onların da eli bulaşmıştır. Herhalde demokrasi dedikleri bu olsa gerek.

ABD demokrasisinin ne olduğunu zaten bilmeyen yok. ABD bölgede bir bataklığa saplanmış, hergün biraz daha batmaktadır. Siyonist rejim sadece kendisini değil, hamisi ve koruyucusu olan ABD’yi de beraberinde yok etmek için var gücüyle çalışmaktadır.

Onların oluşturduğu kukla yönetimler ve basiretsiz, korkak Arap hükümetleri her zaman olmayacaktır. Siyonistlerin saldırılarına dünyanın her tarafında halkların verdiği tepki sadece Siyonistlere değildir. Halklar, ABD ve Avrupa birliğinin gerçek yüzünü bir daha görmekte ve demokratik görünüm altındaki canavarlıklarına tepki göstermektedir.

Onların demokrasisine hiçbir inandırıcılık kalmamıştır. Demokrasi ihracı ve insan hakları kılıfıyla girdikleri yerlere kan, gözyaşı ve zulümden başka bir şey vermeyen ve halkları sömürerek kendi emperyalist idealleri için kullananların demokrasi yalanlarına kim inanır ki?

İnanmak isteyenler dün Afganistan ve Irak’,ta bugünse Gazze’de yaşanan zulümde ABD ve Avrupa birliğinin demokratik anlayışını ve demokrasilerini görebilirler.

Allah’a emanet olunuz.

        ABDULLAH HOCAOĞLU