Allah’ın
adıyla!
PSİKOLOJİK HAREKÂT VE PSİKOLOJİK SAVAŞ
Psikolojik harekât ve psikolojik savaş terimleri temelde aynı anlama gelmekle
birlikte psikolojik savaşın tarihçesi daha eskidir. Psikolojik harekât sonradan
devreye girmiştir.
Psikolojik
harekât: belli hedeflerin gerçekleştirilmesi için organize bir şekilde kişi,
grup veya belli bir zümreye yönelik propaganda ve etkileme yöntemleriyle zihin,
düşünce ve davranışlarda etki yapmak amacıyla yürütülen sistemli faaliyetlerdir.
Psikolojik harekâtta aynı zamanda korku ve panik oluşturabilmek için yeri
geldiğinde askeri güçten istifade de söz konusudur. Psikolojik savaş ise özde
aynı olmakla birlikte bir devletin içte ve dışta değer ve menfaatlerini korumak
ve geliştirmek için tüm imkan ve olanaklarıyla yürütülen faaliyetlerdir.
Psikolojik savaş uygulama alanı olarak psikolojik harekâtı da kapsamaktadır.
İkinci dünya savaşına kadar sadece savaş dönemlerinde uygulanan psikolojik
harekât, savaş sonrası yürütülmeye ve birçok ülke tarafından uygulamaya devam
edilmiştir. Psikolojik harekâtta: hedeflere ulaşmak amacıyla siyasi, ekonomik,
fikri ve askeri faaliyetler bir arada yürütülür. Çoğu zaman askeri faaliyet
yapılan ön çalışmaları tamamlayan bir unsur olur. Örneğin; Batının son bir
yıldır Libya ve Suriye gibi ülkelerde uygulamaları önceden planlanmış bir
psikolojik harekatın sürece yayılarak uygulanmasıdır. Önce hedef ülke ile iyi
ilişkiler sürdürülmek istiyormuş gibi davranan ABD ve uydu devletleri, ardından
hedef alınan ülkeyi demokrasi, insan hakları gibi cazip argümanlarla köşeye
sıkıştırmaya başlar. Bununla birlikte ülke halkına yönelik sistemli, planlı bir
psikolojik savaş yürütülür. Ezilen halkın zayıf noktalarından istifade ederek
mevcut rejime karşı var olan tepki örgütsel bir güce dönüştürülmeye çalışılır.
Gerisi karmaşa, kaos, binlerce masum sivilin hayatına mal olan olaylardır.
Yürütülen psikolojik harekâtın her aşaması önceden planlanmıştır. Beşar Esad ile
sözde diyalog görüşmeleri, uzlaşma, halkı rahatlatma veya bir noktaya varmak
için değildir. Esad onların tüm şartlarını kabul etmiş olsa, onlar ayrı
bahaneler üretirlerdi. Görüşmelerin tek amacı dünya kamuoyuna ve Suriye halkına
“uzlaşmaz bir diktatör ile karşı karşıya oldukları” düşüncesini
aşılamaktır. Bu olgu zihinlere yerleştikten sonra, insan hakları havarisi
kesilen ABD ve bölgesel jandarmaları, ülke üzerindeki hesaplarını yerine
getirebilmek için artık daha rahat hareket edecektir. Köşeye sıkışan Esad rejimi
sürekli yanlış adımlar atmaya zorlanacak, atılan her yanlış adım rejimin
meşruiyetini daha tartışmalı bir hale getirecek ve dış müdahale için zemin
oluşturacaktır. Suriye artık müdahale aşamasına gelmiştir. Oysa ABD’nin ilk
günden kararı bu yöndeydi ama bu işi geçen yıl yapsa veya yaptırsaydı büyük
tepki alacaktı. Bir yıldır yürütülen psikolojik harekât ile hem dünya kamuoyu
hazırlanmış, hem de içte rejime yaptırılan katliamlarla zihinlere Esad
rejiminden kurtulalım da nasıl olursa olsun fikirleri nakşedilmiştir. Artık
yapılacak bir müdahaleye tepkiler de ilk günkü kadar olmayacaktır. Bunun yanında
Esat’tan sonra kim gelecek, yönetim nasıl olacak konusunu çok az kişi gündeme
getirmektedir.
Ortadoğu ülkelerinde bir yıldır süren halk kıyamları ve dış müdahaleler,
psikolojik harekat yönüyle incelenmelidir. Diktatör Arap rejimlerinin devrilmesi
herkesin istediği bir durumdur. Ama bu işte batının müdahaleleri ve yürütülen
psikolojik savaşı görmek ve değerlendirmek gerekir.
İnsan sürekli psikolojik savaşla karşı karşıyadır. Psikolojik savaş tarihçesi
neredeyse insanlık tarihi kadar eskidir. Savaşlarda, mücadelelerde ve toplumu
ayakta tutmada en etkili silah ve ayna zamanda en masrafsız silah psikolojik
savaş olmuştur. Bilimin gelişmesi, psikolojik savaş yöntemlerini de
geliştirmiştir. Kitle iletişim araçlarının gelişmesi, Psikolojik savaşın etki ve
kapsamını artırmıştır. Günümüzde psikolojik savaş, devletler için muazzam bir
güce dönüşmüştür.
Psikolojik savaş insan zihni üzerine yürütüldüğünden birçok devlet bu alana
yatırım yapmaktadır. Amerika’da Washington şehrindeki Zihin araştırmaları
merkezinde resmi olarak 1500 kişi çalışmaktadır. Tüm hesaplar askeri gücün
yanında zihinlerin etki altına alınması ve toplumların yönlendirmesi amacıyla
yumuşak güç olan psikolojik savaş ve harekattan istifade etmektir. Ünlü düşünür
Gustave Le Bon’un: “Kullanılması bilinirse psikolojinin tersanelerinde
dünyanın en kudretli toplarından daha etkili silahlar vardır.” Sözleri
psikolojik savaşın önemini güzel bir şekilde ifade etmektedir. Psikolojik savaş,
görülmeyen ama çok güçlü olan bir silahtır. Sıcak savaşların risk ve
külfetlerine göre cazip bir savaş yöntemidir.
Allah’a emanet olunuz
Abdullah Hocaoğlu
Gelecek yazıda:
Psikolojik harekatın alanı ve amacı
|