Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36
Bir Hadis: Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
GAZZE HALKI AÇLIK, HASTALIK VE ÖLÜM İLE SİNDİRİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Dünya Müslümanları Gazze’deki zulme seyirci kalmış bekliyor. Bu acziyet, bu ürkeklik neyin ifadesi, bu gidiş nereye kadar? Gazze halkı hastalık, açlık ve ölümle teslim alınmaya çalışılırken bu tepkisizlik niye…
Gazze’nin onurlu ve mazlum halkı, tavrını İslami direniş Hamas’tan yana koyup teslimiyete bayrak kaldırdığından beri sürekli Siyonist rejimin taciz ve saldırılarına maruz kaldı. Onlarca şehid, yüzlerce yaralı, yetim kalan çocuklar ve yakılıp, yıkılan evlere rağmen teslim olmadı, taviz vermedi haklı davasından.
Uygulanan bu baskıların sonuç vermemesi, Siyonist rejimi daha da azdırdı ve bir süredir Gazze şeridine top yekûn ambargo uygulanmaktadır. Şu an Gazze şeridine temel besin maddeleri, tıbbi malzeme ve ilaç gibi zaruri ihtiyaçlar dâhil hiçbir şeyin girmesine izin verilmemektedir. Ambargonun halkı aşırı sıkıntıya sürüklemesiyle birlikte, Hamas’ın da öncülüğüyle Mısır tarafına geçişler sağlanmış ve halk geçici de olsa ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmıştı. Ama Mısır dün itibariyle sınırı tekrar kapatıp geçişleri engellemeye başladı. Yani bir halk kaderi ile baş başa bırakılmış, adeta ölüme terkedilmiş durumdadır.
Elbette burada temel amaç halkı bu yolla yıldırarak Hamas’tan soğutmak ve kukla Abbas rejiminin elini güçlendirmektir. Siyonist rejim her istediğini yaptırabileceği Abbas yönetimini kullanmak için Hamas ve Gazze halkına baskılarını devam ettirecek, en azından ambargodan sonuç almak için uğraşacaktır.
Siyonist rejimi anlamak kolay çünkü gasıp bir rejimdir ve tek amacı mazlum Filistin halkını topraklarından sürmek ve kendilerine göre “vaat edilen topraklar”da Yahudi devletini inşa etmek, yaşatmaktır. Bu ideale ulaşmak için kendilerine her şeyi mubah gördükleri ortada.
Peki, Avrupa’daki demokrasi havarileri, sözüm ona insan haklarına sahip çıkan devletler ve diğer güçlerden niye ses çıkmıyor? Yaşam hakkı kutsaldır ilkesi sadece kendileri ve Siyonistler için geçerli olsa gerek. Onların felsefesinde, İslam kokusunun olduğu yerde varolan bir zulüm göz ardı edilir ve müdahale gereği görülmez. Ki tamamı üç maymunu oynamakta ve zulümlere seyirci kalmaktadırlar.
Bir halk açlıktan kırılırken, çocuklar ilaçsızlıktan tedavi olamayıp eziyet çekerken kimse müdahale etmez ve duymaz ama Mısır tarafında sınırın bir süreliğine de olsa açılması Siyonist uşaklarını hemen harekete geçirir. AB Dışişleri sorumlusu Javier Solana ile Ortadoğu Dörtlüsü temsilcisi Tony Blair, Gazze’deki sınır krizinin aşılması için bölgeye geleceklerini açıklamışlar. Bunların gelişindeki amaç; sınırın açılması ve ambargonun kaldırılması değil, Siyonistlerin Mısır’a baskı yapmalarını istemesinden ve sınır kapısının emniyete alınmasıdır. Yani sınır krizinden kasıtları, sınırın açılması değil kapalı tutulmasının sağlanmasıdır. Onların kriz dedikleri, Gazze şeridine tıbbi malzeme ve ilaç geçişidir. Bunun mutlaka önüne geçilmesi ve Siyonist rejimden habersiz hiçbir şeyin Gazze’ye ulaşmaması gerekir, bunu sağlamaları krizin çözülmesi demektir. Bu durum ümmet için utanç verici olsa gerek.
Siyonistler, Ortadoğu dörtlüsü ve AB ülkeleri Gazze ambargosundaki tavırları ile Müslüman halklara Filistin meselesinde çözümün ne olduğunu net bir şekilde göstermiş oldular. Onların bu çözümüne karşı Filistin’de ve Gazze’de tek çözüm direnmektir, Siyonistlerin anladığı başka bir dil veya üslup ta yoktur. Herkes anlamalı ki Ortadoğu dörtlüsü ve AB temsilcilerinin tek görevi daha güvenlikli bir İsrail devleti için çalışmaktır. Siyonist bir esir için koparılan fırtınalar hatırlardadır. O zaman şahin kesilen mezkûr kesimlerin şu anki sessizliği, gerçek niyet ve amaçlarının ne olduğunu net olarak ortaya çıkarmaktadır.
Peki, İslam ülkelerindeki bu sessizliğe ve ürkekliğe ne demeli?
Mazlum bir halk açlıkla pençeleşip her gün şehidler verirken, başta Arap devletleri olmak üzere Müslüman devletlerin tepkisizliğinin bir izahı olamaz. Daha önce de belirtmiştim. Arap diktatörlerinin tek derdi iktidarlarını korumaktır, bunu sağlayabilmek için de ABD’ye yaranmakta ve Siyonist rejime paralel hareket etmektedirler. Bakmayın yardım ediyoruz denildiğine, Filistin’e gönderilen yardımlar Mahmut Abbas’ın kukla yönetimine yönlendirilmekte ve Gazze halkı bundan istifade etmemektedir.
Gazze’ye maddi ve manevi her türlü yardımı ulaştırmak tüm Müslümanlar için büyük bir görev ve sorumluluktur. Ümmet bu konuda elinden geleni yapmak zorundadır. Gazze’nin düşmesi demek Siyonist rejimin daha da haydutlaşması demektir. Gazze’nin düşmesi demek bir halkın vebalinin tüm ümmetin boynunda kalması demektir.
Bunun yanında çıkarmamız gereken önemli bir ders de; demokrasi havarilerini tanımak, bunca zamandır doğru düzgün bir kınama metni dahi deklere edemeyen Birleşmiş Milletlerin neye hizmet ettiğini anlamak, ABD, AB ve diğer güçlerin gerçek niyetlerini bilmek olmalıdır.
Halkın açlıkla terbiye edilmeye çalışılması planına onlar da ortaktırlar. Tek amaç, bir iç isyan çıkararak hesaplarına gelmeyen ama meşru seçimlerle işbaşında olan halkın gerçek temsilcisi Hamas’ı devre dışı bırakmaktır. Yoksa onlar için çocuklar açlıktan ölmüş, yaşlılar tedavi olamamış veya elektrik ve suyun olmamasından halkın eziyet çekmiş olmasının bir anlamı yoktur. Hedef Siyonistlerin emniyet ve güvenliğidir. Bunun için her çirkefi kendilerine mubah görmektedirler.
Ümmet; “Küfür tek millettir” şiarını unutmamalıdır. Bugün Irakta, Filistin’de, Afganistan ve Çeçenistan’da yapılanlar, dün değişik İslam coğrafyalarında yapılmıştı, yarın da yapılmaya çalışılacaktır. Onların ve yerli uşaklarının düşmanlığı İslam’a ve İslami değerleredir. Yeter ki İslam ve Müslümanlar söz konusu olsun, en düşman güçler dahi anında ittifak yapar can ciğer olurlar.
Zaman, bunların oyalama taktiklerine kanarak vakit kaybetme zamanı değildir. Yapılması gereken İslam dinine ve değerlerine sonuna kadar sahip çıkarak yaşamak ve yaşatmak, bununla birlikte müminlerin acısına ortak olarak imkân nispetinde kol kanat olmaktır.
Gazze hepimiz için ders ve ibret olmalıdır. Konu İslam olunca tüm din düşmanlarının birleşeceği her yerde görülmektedir.
Sahi Kürdistan bekçiliğine soyunanların TC ve Kemalizm rejiminin korunması için ortak payda diye sundukları da aynı eksende değil mi?
Demek ki yok aslında birbirlerinden farkları, yeter ki İslam’a savaş söz konusu olsun, tamamı tek millet olur bunların. Allah’a Emanet Olunuz.