“Ey inananlar! Size fasık (yoldan çıkmış) bir adam bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeyerek bir topluluğa karşı kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz” (Hucurat – 7) Bakıyorum 2000’den bu yana özellikle de son günlerde, zaman gazetesinin ve Samanyolu TV’nin; Hizbullahi Müslümanları karalamak için yaptıkları yalan ve iftiraya dayalı haberlere karşı, Hüseyni Sevda sitesinde olsun diğer İslami sitelerde olsun yazan ağabeyler ve kardeşler bu ayeti kerime çerçevesinde onlara nasihat ediyorlar. Halbuki bu ayeti kerimenin muhatabı gerçekten iman edenlerdir, fasık ve kafirler ile bir olup Müslümanları karalamak için ellerinden gelen her şeyi yapanlar değil. Onlara yıllarca mümin muamelesi yapıp nasihat etmenin hiçbir faydası oldu mu ki, son yaptıkları yalan ve iftiraya dayalı haberlere karşı yine bu yöntem izleniyor? Benim kanaatim odur ki, Zaman gazetesi ve Samanyolu TV’nin yöneticileri hadlerini fazlasıyla aşıyorlar. Aksi halde; Allah Resulü’nün (sav) : “Mümin, Müminin elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir” hadisinin gereği olarak; derin devletin Müslümanları karalamak için kendilerine servis etmiş olduğu haberleri araştırarak ve İslam düşmanlarının işlerine gelecek şekilde yorumlar yapmadan verirlerdi. Ama 2000’den bu yana Allah’tan korkmadıkları ve İslami hassasiyetleri kalmadığından dolayı, özelde Hizbullahi Cemaate, genelde ise İslami mücadele veren tüm Müslümanlara yönelik, aslı astarı olmayan haberleri yaparak karalamaya çalışmaktadırlar. Onlar çok iyi biliyorlar ki, karalamaya çalıştıkları Müslümanlar, onların ortaya atmış oldukları iddialardan beri ve uzaktırlar. Şüphesiz ki onların, Müslümanları Ergenekon adlı terör örgütüyle bağlantısı varmış gibi yapmış oldukları yayınlarının tek bir nedeni vardır, oda; onların ve Ergenekonun polis ayağı ile olan pis bağlantılarının ortaya çıkmaması içindir. Allah Resulü (sav) bir hadisi şeriflerinde :“kişi sevdiği adamın dini üzerinedir. Bunun için her biriniz kimi sevdiğine baksın” diye buyurmuyorlar mı? Peki, bu gazete ve televizyonun sahip ve yöneticileri en çok kimleri seviyor ve kimlerden nefret ediyorlar? Kalpleri elbette ki Allah (cc) bilir, ancak Şeriat zahire bakar ve yapılanlar zahirdir, ortadadır. Övüp yücelttikleri şahsiyetler, icraatlar ve olaylar ortadadır. Müslümanların yaptıkları çeşitli etkinlikler ve faaliyetler kastedilerek; “Bunlar provokatif hareketlerdir” demediler mi? ABD’nin BOP projesinin bir ürünü olan sözde “Dinler arası diyalog” adına nerde bir haham ve papaz var ise onlarla görüşüp el sıkışmaları ve öpüşmeleri kamuoyuna överek ve süslü yorumlarla vermiyorlar mı? Ortadoğu ile ilgili her gün Müslümanların dramını dile getiren yüzlerce haber mevcutken ve her gün Siyonist devletin uçak ve tanklarından atılan top ve bombalarla vücutları paramparça olan yüzlerce mazlum ve Mustazaf Filistinli çocuklar konusunda duyarsız iken, Sanki mazlum tarafmış gibi İsraillileri ve çocuklarını gündem etmediler mi? Hatta birilerinin onlar için göz yaşı döktüğünü haber yapmadılar mı? Pekala en çok yaptıkları haberler hangileri? Birincisi; Dünya Müslümanlarını uyutma projesi olan ‘dinler arası diyalog’(!). İkincisi; İslam’ın baş düşmanı olan askeriyeyi “Peygamber Ocağı” olarak göstermek. Üçüncüsü; okuma hakları ellerinden alındığı için haklı taleplerini dile getiren Üniversite ve İmam Hatip öğrencisi kızlarını sokak aralarına kadar kovalayıp coplayan polisleri övmek. Dördüncüsü ise; Allah’tan başka hiç kimseden korkmayan, ümmetin kurtuluşundan başka dertleri olmayan, mazlum ve mustazaflara yardım etmekten gayrı hedefi olmayan ve bu uğurda resmi rakamlara göre 9 bin 353 küsur ferdi, temeli zulüm ve baskı üzerine atılmış olan Kemalist rejimin güvenlik güçlerinin (bazıları günlerce, bazıları aylarca) işkencelerinden geçen, bunlardan binlercesine hiçbir hukuki gerekçeye dayandırılmadan ceza verilmiş, bu şekilde binlerce insanın maddi ve manevi olarak mağdur olmasına sebep olunmuş, yine bu uğurda onlarca şehit vermiş bununla da yetinilmemiş; Aziz Rehberini şehit olarak vermiş Hizbullahi Müslümanlara ve yine başka isimler altında İslam’a hizmet eden Müslümanlara ısmarlama haberler ile iftira atarak karalamaya çalışmaktan başka yaptıkları hiçbir yayın var mı? Maalesef yok… Dolayısıyla onlara karşı bütün Müslümanlar, aynı zamanda kendi çevrelerindeki samimi Müslümanlar da gereken tepkiyi gösterebilmelidirler, bu yaptıkları saldırganlık ve iftiralara ortak olmamalıdırlar. Allah Resulü (sav); “Takva sahibinden başkası senin yemeğini yemesin” hadisinin de gereği olarak; ilk tepkilerini bu gazeteyi almayarak ortaya koymalıdır. Ve ulaşabildikleri her yöneticiye de rahatsızlıklarını dile getirmelidirler “Allah’ı unutup da, Allah’ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. Çünkü onlar sapık kimselerdir.” (Haşr: 19) Ayet-i Celilesinin gereği olarak da; eğer onlar iftiraya dayalı yayınlara devam ederler ise; ilişkilerini tamamen keseceklerini açıkça belirtmelidirler. Ayrıca konumuz ile alakalı olmasa bile Zaman gazetesini ilgilendirdiği için bir noktaya daha deyinmeden konuyu kapatmayacağım. Bu Zaman gazetesi, tirajının yüksek olması ile hep övünür. Ben bizatihi, Müslümandırlar diye bir ara onlara abone olmuştum. Bir gün Zaman gazetesi dağıtımını yapan arkadaşa, “gerçekten Zaman gazetesinin tirajı bu kadar yüksek mi?” diye sordum. Oda; “abi doğrudur bu kadar yüksektir, fakat şöyle bir şey de var, bir eve üç gazete, dört gazete veriyoruz.” Ben :“nasıl olur bir eve üç gazete, dört gazete veriyorsunuz” dedim. Oda : “mesela bir evde üç tane erkek var ise, bunlardan bir tanesinin bu gruptan olması yeterlidir. Ayrı isimler altında bir kişi üç tane gazete almış oluyor ve bu da talimatla iletiliyor” dedi. Ben böyle şey olmaz deyince; “ben sana istersen adres vereyim” dedi ve bir kaç tane sitenin ismini söyledi. İkinci bir şeyin daha olduğunu söyledi; “akrabaları içinde etkin olan şahıslar, mesela profesör olup onlardan olan bir şahıs, akrabalarının gazeteye abone olması için onlara baskı yapar ve abone olmalarını sağlar” dedi. Yani anlayacağınız bu gazete okunmuyor, satılıyor… Selam ve dua ile… Hc. Ahmet ÇELİK |