Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

İSLAMİ MÜCADELENİN ÖNÜNDEKİ ZORLUKLAR -1- / İBRAHİM FIRAT

Ulus devlet sistemimin hakim olduğu, dünya devletlerinin çoğunun küresel kapitalist sistemin uzantıları haline geldiği, içte halkın düşünce ve inancıyla çatışan rejimlerin yarınlarından emin olamamaları nedeniyle gelirlerinin büyük kısmını emniyetlerini garantiye almak için askeri ve istihbari alanlara harcamaları karşısında, vahyi referanslara dayalı sahih bir İslami mücadeleyi teoriden pratiğe aktarmak ve modern çağın doğurduğu zorluklara karşı ayakta kalabilmek, yürüyebilmek ve mücadeleyi geliştirebilmek, olumsuzu başarma gibi büyük zorlukları içermektedir. Coğrafyamızda İslami mücadele yürüten Müslüman şahıs ve grupların önemli kısmı, büyük sıkıntılar karşısında ufak bazı çıkışların dışında ciddi bir pratik oluşturma başarısını gösteremediler.

Sahih bir İslami mücadele İslam’a aykırı sistemleri ret ettiğinden onlarla hiçbir işbirliğini kabul etmez. Mücadelenin istikameti bu doğrultuda olunca karşısına çıkan ilk engel, bizzat rejimin kendisidir. Seküler/inkârcı/İslam düşmanı bir çizgi üzerine bina edilen rejim, sahih İslami çizgiye bağlı İslami düşünce ve eylemi her ne surette olursa olsun engellemeye çalışır. Bu doğrultuda her türlü yöntemi meşru görüp kullanmaktan da geri durmaz.

İslami mücadele tamamıyla fedakârlık temeline dayanır. Bu, müminlerin mallarından, canlarından, evlatlarından, işlerinden, menfaatlerinden ve kendilerini bağlayan dünyalık bütün nimetlerden ihtiyaç duyulduğu zaman el etek çekmeyi gerektirir. Mücadelenin ihtiyaç duymasıyla hayat düzenini bozamayan, zorluklara tahammül edemeyen, şart ve durumların zorlukları karşısında direniş sergileyemeyen insanların pratik alanda İslam’ın koyduğu istikamet doğrultusunda İslami mücadeleyi sürdürmeleri zordur.

Toplumumuzda İslam’a gönül vermiş çok sayıda İslami şahsiyete rastlamak mümkündür. Ancak önemli kısmı ya laik rejimin pompaladığı çirkin propagandaların esiri olmuş, ya halktan kopuk masa başı kâtipliği yapıp kendilerini Müslüman aydın olarak nitelendiren kalem sahiplerinin kafa karıştıran yazılarına kapılmış veya rejimle hiçbir sorunları olmayan, hatta bazı alanlarda işbirliği geliştiren dini görüntülü grupların kuyruğuna takılarak, onların bakış açılarından etkilenip ferdi kalmakta, sahih İslami çerçevede örgütlenememektedirler. Üstelik rejimce veya işbirlikçilerince İslami mücadeleyi engelleme amaçlı çirkin ve iftira kaynaklı propagandaları safça kabul edip düzenin ekmeğine yağ sürmekte, İslami mücadele alanında faaliyet yürüten Müslümanlara düşmanlık yapmaktan da geri durmamaktadırlar.

Türkiye’de İslami mücadele alanındaki pratik, bu topraklarda daha önce aynı şekil ve ortamlarda gelişen herhangi bir İslami mücadelenin pratiğini devralmadığından, ister istemez bütün aşamaları kendisi geliştirmek zorundadır. Geliştirilen her pratik bu alanda ilki oluşturduğundan bütünüyle isabet edildiği iddia edilemez. Ancak, Kur’an ve sünnet çerçevesinde geliştirilen her pratik İslami mücadele için dikenli yolda yalın ayak yürümeye benzediğinden ciddi zorlukları beraberinde getirmektedir.

1980’li yıllarda örgütlenen ve bu örgütlülüğü halk arasında yaygınlaştırmaya çalışan Müslümanların faaliyetlerinin tabii olarak ilk engelleyicisi rejimin bizzat kendisiydi. Yer yer yapılan baskınlar ve Müslüman gençlerin gözaltına alınmalarıyla faaliyetlerin bütünüyle askıya alınması amaçlanıyordu.

Mücadelede ilkler bazı zorluklara kapı aralasalar da yeni tecrübe ve kazanımları içerdiklerinden önemlidirler. Bu meyanda, gözaltılar, sorgulamalar ve işkenceler İslami mücadelede istikamet üzere faaliyet yürüten gençlerin davaya kararlı ve samimice sarılmalarına sebep oluyordu. Polis baskınları, tehdit, işkence ve cezaevi ülkenin birçok yerinde olduğu gibi mücadeleyi tamamıyla terk edip kabuğuna çekilmeyi değil, Allah için yapılan mücadelenin gereklerinin yerine getirildiği inancını pekiştiriyor, çalışma ruhunun daha da gelişmesine sebep oluyordu. İşkence ve eziyetler Tevhid dininin öncülüğünü yapan peygamberlerin (as) ve özellikle ümmeti olduğumuz rahmet ve özgürlük peygamberi Hz. Muhammed (sav)’in Allah Teala’nın tevhid dini uğruna verdikleri mücadelede karşılaştıkları engellemeler, eziyetler ve işkencelerle benzerlik taşıdığından, Müslüman gençler nezdinde Allah’ın (cc) dinine hizmet uğruna bu tür muamelelerle karşılaşma tabii ve sünnetullah olarak nitelendiriliyordu.

İslami pratik alanında birçok ilke imza atan İslami hareketin, diğer adıyla Hizbullahi cemaatin bu doğrultuda karşılaştığı zorluklar somut örneklerle açıklansa konunun daha iyi kavranmasına yardımcı olacak.

Bilindiği gibi vahyi referansa dayanmayan hareketlerin mayasında tahammülsüzlük ve zulüm vardır. Örneğin Stalinci komünist ideolojisiyle halkın gelenek ve kültürüne tamamen yabancı PKK, bu görüntüsüyle halkın teveccühünü kazanmanın mümkün olmayacağını bildiğinden, onlarca yıldır baskı ve imhayla yüzleşen Kürt halkının milli duygularını istismar ederek yanına çekmeye çalışıyor, zulümden bizar olup kurtulma çaresi arayan gençlerin teveccühünü cezp ediyordu. Kemalist Laik rejim, halkı dışlamaya ve imha etmeye çalışırken, PKK Kürt gençlerini milliyetçi zeminde etrafına topluyor, inkârcı ve ateist bir düşünceyle halkı İslam’dan uzaklaştırmaya çalışıyordu. Kürtlerin İslam’dan uzaklaşması Laik rejimin de işine geliyordu. İslam düşmanı ve laik olan her iki güç aynı membadan beslendiklerinden Kürt halkının İslam’dan koparılması ikisinin de hedefiydi. Ancak Laik rejim, onlarca yıllık imha ve inkar politikalarıyla halkın gözünde çirkin ve kara bir tabloya dönüşmüştü. PKK ise yeni bir versiyon olarak bu iş için biçilmiş kaftandı. Her gün “Ne mutlu Türküm diyene”, “Bir Türk dünyaya bedeldir”, “Türk bayrağının altında yaşayan herkes Türk’tür” gibi inkârcı sloganlarla karşılaşan Kürtlerin, Kürt milliyetçisi söylemi dillendiren bir platforma çekilmeleri fazla zor değildi. Silahlı bazı eylemlerle meydana inen PKK, Kürt gençlerinin ilgisini çekmeyi ve sempati toplamayı başarmıştı.

Müslüman Kürt halkının İslam’dan uzaklaştırılması Müslümanların önünde duran ciddi bir sorundu. Müslüman’ca bir duruş sergileyip bu tehlikenin bertaraf edilmesi gerekiyordu. Varlık sebebi Laik Kemalist rejimin inkarcı ve zulme dayalı uygulamaları olan Hizbullahi Cemaat, sorumluluk bilinciyle İslami faaliyetlerde bulundu ve bölge sathına yaymaya çalıştı. Değişik yerlerdeki İslam’dan haberdar şahıslarla bire bir irtibatlar geliştirilerek, köy köy, şehir şehir bütün bölge dolaşılıp insanlarla yüz yüze görüşülerek dava anlatılmaya başlandı. Bölgede faal pek çok medreseye sahip çıkılıp yüzlerce yıldır devam eden klasik programlar yenilendi ve günümüz şartlarında eğitim veren müesseseler haline getirildiler.  Bölge sathında ciddi ve yoğun bir İslami bilinçlenme ve öze dönüş faaliyeti başlatılmıştı. Mayası İslam’la yoğrulmuş bölge halkının İslami faaliyetlere katılımı beklenenin üstünde bir performans gösteriyordu. Bu gelişmeler fazla aşikâr olmazsa da devletin ajanları ve PKK taraftarlarınca rahatlıkla görülebiliyordu. Yoğun trafiği olan kültürel bir çalışmaydı. Bu yeni gelişme hem devleti ve hem de PKK’yi rahatsız etmeye başlamıştı. Devlet, operasyonlarla kültürel faaliyetlerin önünü almaya çalışıyordu. Taban kaybetmekten korkan PKK, Hizbullahi hareketin ciddi örgütlülüğünden haberdar olmadığından bu işin birkaç kişiyle sınırlı olduğunu, bir iki tehdit ve müdahaleyle sona ereceğine inanıyordu.

Devam Edecek…

 

H. İbrahim Fırat

Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git