Bugün gazetesi yazarlarından Nuh GÖNÜLTAŞ geçtiğimiz günlerde ilginç bir yazı kaleme almış idi. Gazeteci Faruk Aslan'ı kaynak gösterdiği yazısında, Jitem'in bölgemizde öldürdüğü insanların cesetlerini asit çukurlarında erittiği iddiasında bulunmuştu. Bu iddia üzerine her hukuk devletinde olduğu gibi bu olayın da üzerine gidilir kanaatindeydim, her zaman olduğu gibi yine hayal kırıklığına uğradım!... Sizce bu ihbar niteliğindeki olayın üzerine neden gidilmedi? Yazıda açık adres verilmemiş miydi? Öyle ya Sayın İçişleri Bakanına bağlı devlet görevlileri Hizbullah bahanesiyle Ankara'da Mütedeyyin insanlara önce komplo hazırlayıp sonra baskın yapma hazırlığı içinde olduklarından, böylesi ufak! 18 bin insanın çeşitli bahanelerle önce öldürülüp sonra asit çukurlarında eritilmesi olayına eğilecek vakitleri olmamıştır. Hoş hazırladıkları komplo da Doğru Haber Gazetesince boşa çıkarıldı ya... İşte size bahsettiğim o yazı...
ADEM GÜRLER Güney'in en önemli özelliği 1990'lı yılların derin paşası Veli Küçük ile 9 yıl süren sıkı fıkı ilişkileri.
Karakutu Yayınları tarafından yayımlanan Toronto'da yaşayan gazeteci Faruk Arslan'ın kaleme aldığı Karakutu: Ergenekon'un Karanlık İsmi Tuncay Güney kitabında gizemli tanık, yine şok açıklamalarda bulunuyor.
Güney, JİTEM elemanları tarafından PKK'ya yataklık gerekçesiyle yargısız infazlarla öldürülen binlerce Kürt kökenli vatandaşın cesetlerinin asit çukurlarında eritildiği için bulunamadığını savunuyor.
Ergenekon'u deşifre eden, kilit adam, kara kutu Tuncay Güney'in, şehir efsanesi haline getirilen medyatik yaşam öyküsü, ilişkileri sanal mı, gerçek mi bilinmiyor. Bu oldukça orijinal ve yeni bir bilgi.
Güney, kemikleri dahi eriten asitle dolu ölüm çukurlarını bulmak için JİTEM'in 1990'lı yıllarda Güneydoğu bölgesinde kullandığı BOTAŞ tesislerine bakılmasını tavsiye ediyor.
Faili meçhul cinayete kurban giden 18 bini aşkın çoğu Kürt kökenli vatandaşımızın mezarının nerede olduğunu yıllardır kimse bilmiyor, nerede olduğunu sorgulamıyor veya sorgulamaya cesaret edemiyor!
Asit çukurlarının Güneydoğu'nun neredesinde kazıldığını bilen az sayıda insan olduğunu, Veli Küçük'ün bunlardan biri olmasına rağmen konuşmadığına değinen Güney'in verdiği bir de net adres var, kitapta şöyle anlatılıyor:
"Küçük'ün ekibi ve JİTEM'cilerin kullandığı mekanlar buralarıydı. Net adres olarak, Habur sınır kapısına giderken Mardin'in eski ilçesi Cizre'den sınıra yakın yerde solda karşına bir tesis çıkar, askerler koruyordur. Orayı kazarsan çok ceset çıkar. BOTAŞ'ın Diyarbakır, Batman, Adıyaman'da da işletmeleri bulunuyor, oralara da bakılsın."
Asiti nereden bulmuşlar sorusuna klasik cevap veren Güney, 'İzmit'te bir sürü fabrika var, Küçük'ün selamı bile emirdir. Ayrıca uyuşturucu ticaretinde asit lazım olduğu için asit getirmede uzmanlaşmışlardı.' diye konuşuyor. NUH GÖNÜLTAŞ / BUGÜN |