Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Allah ve Resûlü bir ise hüküm verdigi zaman, inanmis bir erkek ve kadina o isi kendi isteklerine göre seçme hakki yoktur. Her kim Allah ve Resûlüne karsi gelirse, apaçik bir sapikliga düsmüs olur. Ahzap/36

Bir Hadis:
Bir insanın gerçek zenginliği, onun bu dünyada yaptığı iyiliklerdir.
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

DÜNYA KUDÜS GÜNÜ VE KUDÜS DAVAMIZ

İmam Humeyni, Ramazan ayının son Cumasını “Dünya Kudüs Günü” olarak tüm İslam âlemine ilan etmişti. İmam Humeyni bu kararıyla tüm dünya Müslümanlarının mazlum Filistin halkına yardım etmelerini, işgalci Siyonist rejime karşı direnmelerini ve mescidi Aksa’ya sahip çıkmalarını amaçlamış, ömrünün son gününe kadar da Siyonist rejimin başarısızlığı için elinden gelen gayreti göstermiş ve Filistinli İslami hareketleri himaye etmiştir.

İmamın çağrısını idrak eden Müslümanlar, o günden beri Ramazanın son Cumasında Kudüs davasını anmakta ve Müslümanlar için harem niteliğinde olan Mescidi Aksa’ya ve Kudüs’e sahip çıkmaya çalışmaktadırlar.

Rahmetli imamın bu duyarlılığı ve feraseti, dünyanın birçok yerindeki Müslümanların Kudüs ve Filistin’i gündemlerine alması ve İslam dünyasının asli sorunu olduğu gerçeğine vesile olduğu gibi gasıp Siyonist rejim ve Amerika’nın Filistin’i tamamen ortadan kaldırma çabalarını da boşa çıkarmış, gerek Filistin’de gerekse diğer İslam ülkelerinde direniş daha da gelişmiştir.

Kudüs şehri ve çevresinin, İslam dini ve Müslümanlar açısından mübarek oluşu ayet ile belirlenmiştir. Yine Kudüs’ün kutsal bir belde olması; Müslümanların ilk kıblesi olan Mescid-i Aksa’nın bu şehirde olması ve Resulullah (s.a.v.)’ın İsra ve Mirac mucizesine bu şehrin de ev sahipliği yapmasıdır. Yüce Allah bu duruma işareten Kuranı Kerim’de şöyle buyurur: Kulu Muhammed'i geceleyin, Mescid-i Haram'dan kendisine bazı ayetlerimizi göstermek için, etrafını mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa'ya götüren Allah, her türlü noksan sıfatlardan münezzehtir. Şüphesiz ki her şeyi hakkıyla işiten, hakkıyla gören O'dur. (İsra S. 1)

Kudüs şehri tüm semavi dinler açısından kutsal bir beldedir. Tevhit önderi peygamberlerin (as) birçoğu burada yaşamış veya bu şehre uğramışlardır. Kudüs Süleyman, Zekeriya, Yakup, Yahya, İsa (a.s) peygamberlerin beldesi, Hz. Musa ve Hz. İbrahim (a.ma s.)’in hicret diyarı olmuştur. Zikredilen bu durumlar da Kudüs beldesini Müslümanlar için kutsallaştırır. Çünkü tüm peygamberler Tevhid dininin tebliğcisi olmuş, İslam dini onların getirdiği evrensel tebliği tamamlamış ve Müslümanlar da tüm bu peygamberlere iman etmişlerdir.

Bazı kaynaklara göre şehrin geçmişi milattan önce 7000 li yıllara kadar uzanır. Şehirde bulunan Müslümanların ilk kıblesi Mescidi Aksa, ilk olarak Hz. Süleyman (a.s.) tarafından inşa edilmiştir. Ebu Zer (r.a.) şöyle demiştir: “Resulullah (s.a.v.)’a, yeryüzüne konulmuş olan ilk mescidin hangisi olduğunu sordum. “Mescidi Haram” diye buyurdu. “Sonra hangisi?” dedim. “Mescidi Aksa” diye buyurdu.” (Buhari ve Müslim)

Kudüs şehri hem taşıdığı misyondan hem de bulunduğu konumdan dolayı defalarca el değiştirmiş, Haçlılar ve Moğollar tarafından yıkım ve talana uğramıştır.

Belde ilk olarak Hz. Ömer (r.a) döneminde fethedilerek Müslümanların hâkimiyetine geçmiş, Emeviler döneminde buradaki Kubbet-us Sahra mescidi yapılmış, Haçlıların tekrar ele geçirmesinden sonra Büyük Kumandan Selahaddin-i Eyyubi tarafından fethedilmiştir.

Selahaddin-i Eyyubi’nin vefatından sonra Müslümanların elinden çıkan şehir, sonradan Osmanlı tarafından fethedildi. Uzun süre bir İslam beldesi olarak Osmanlı himayesine giren Kudüs, 1917 yılında İngilizler tarafından işgal edildi. Bu işgal ile birlikte milletler topluluğu Filistin halkının Kayyumluğunu İngiltere’ye vermiş, İngilizlerin hâkimiyet döneminde (1920–1948) dünyanın birçok yerinden getirilen Yahudiler Filistin topraklarına yerleştirilmiştir.

29 Kasım 1948 de Birleşmiş milletlerin aldığı karar ile Kudüs’ün uluslar arası bir statü kazanması, diğer bir ifadeyle Siyonist işgalcilere teslim hazırlıkları başlamıştır. Akabinde İngilizlerin Filistin topraklarından çekilmesiyle önceden planlanan oyun devreye girmiş, Siyonist çeteler 3 Aralık 1948 tarihinde Batı Kudüs’ü Siyonist rejimin başkenti olarak ilan etmişlerdir.

Haziran 1967 yılındaki Arap-İsrail savaşına kadar Doğu Kudüs Ürdün’ün hâkimiyetinde bulunuyordu. 67 savaşında Arap ordularının yenilmesi ve Ürdün’ün ihanetiyle Doğu Kudüs de Siyonist rejim tarafından işgal edildi. Bu işgal, Arap rejimlerinin Siyonistlerle gizliden işbirliği yapması ve İslam ümmetinin dağınıklığından olmuştur.

Siyonistler, Mescidi Aksa’nın yerinde Süleyman Heykeli, diğer adıyla Siyon mabedi dedikleri bir mabedin bulunduğunu, günümüzde bu mabetten geriye sadece ağlama duvarının kaldığını iddia etmektedirler. Bunun için amaçları Mescidi Aksa’yı yıkmak ve iddia ettikleri Siyon Mabedini inşa etmektir. Bu amaçlarına ulaşmak için de mescide yönelik sürekli yeni saldırılar gerçekleştirmekte, son dönemlerdeyse arkeolojik kazılar adı altında Mescidin altına yönelik kazılarla Mescidi Aksa’yı yıkmaya çalışmaktadırlar.

Siyonistlerin bu tutumları tüm Müslümanlar için ders ve ibret olmalıdır. Onlar tahrif edilmiş inançları peşinde koşarak Müslümanların ilk kıblesi, üç haremden üçüncüsü ve İsra-Mirac olayına ev sahipliği yapmış kutsal bir emanetimizi ortadan kaldırmak için uğraşmaktadırlar.

Buna karşı Müslüman olan ve İslami sorumluluk taşıyan her birey, Mescidi Aksa davasına sahip çıkmalı, duyarlı olmalı ve acizlik göstermemelidir. Bu sorun sadece Filistin’i ilgilendiren veya Filistin ile sınırlı bir sorun değildir. Mescidi Aksa’nın esareti ve yıkılma tehdidi tüm Müslümanların sorunudur ve Mescidi Aksa’yı korumak tüm dünya Müslümanlarının asli görevlerindendir. Allah muhafaza, Mescidi Aksa bir zarar görürse tüm Müslümanlar sorumlu tutulacak ve vebali ümmetin boynunda olacaktır.

İmam Humeyni’nin Kudüs günü ilanı böylesi bir sorumluluğun gereğini yerine getirmek ve Mescidi Aksa’yı canları pahasına savunan mazlum ve mustazaf Filistin halkına sahip çıkmak içindir. İmamın bu ilanı gerçekten etkili olmuştur. Bugün dünyanın birçok yerinde Müslüman halklar Kudüs davasına sahip çıkmakta ve Mescidi Aksa’nın işgalini tüm dünyaya kabul ettirmektedirler. Eğer imamın bu feraseti ve Müslüman halkların gayretleri olmasaydı Allah muhafaza Siyonistler çoktan Mescidi Aksa’ya bir zarar vermiş olurlardı.

Dünya Kudüs günü tüm müstekbirlere Filistin halkının yalnız olmadığını göstermelidir. Siyonist rejimi destekleyen ülkeler Ortadoğu’da bir Arap-İsrail sorunu olduğunu söylemekte ve herkesi buna inandırmaya çalışmaktadırlar. Sorun Arap-İsrail sorunu değildir. İşgal edilen yerler İslam topraklarıdır ve bünyesinde Müslümanlar için mübarek kılınmış bir belde ve Müslümanların ilk kıblesini barındırmaktadır. Sorun Müslümanlarla işgalci Siyonistler arasındadır ve işgalciler bu topraklardan vazgeçmedikçe de bu sorun hal olmayacaktır. Bu noktada Müslüman halklara büyük görevler düşmektedir. Eğer Müslümanlar dünya Kudüs gününü vesile ederek, her zaman ve her mekanda Kudüs’e ve Mescidi Aksa’ya sahip çıkarsa, dünya halkları meselenin Arap-İsrail meselesi olmadığını, tüm Müslümanları ilgilendiren bir sorun olduğunu daha iyi anlayacak, Siyonistler ve himayecilerinin emelleri boşa çıkacaktır.

Dünya Kudüs günü, direniş, mücadele ve vahdet için bir sembol olmalıdır. Müslümanlar eğer birlik olmaz ve değerlerine sahip çıkmazsa, İslam düşmanlarının neler yapabileceğini anlamalıdırlar.

Dünya Kudüs günü Müslümanların birlik ve beraberliklerinin gösterildiği bir gün olmalıdır. Bu günde İslam düşmanları ve özellikle de Siyonistler Müslümanların azametini görmelidir ki, bir aylık mesafeden müminlerin korkusunu yaşasınlar.

Siyonist rejimin işgali altında bulunan Kudüs, tüm dünya Müslümanları için bir hüznün, ezikliğin ve matemin sebebidir. Çünkü Kudüs, Müslümanların üç hareminden biridir. Kudüs tevhidin sembolü ve Peygamberler şehridir. Bu nedenle Mescidi Aksa ve Kudüs esaretten kurtuluncaya kadar sürekli Müslümanların gündeminde olmalı, her Müslüman bu konuda maddi ve manevi elinden geleni yapmalıdır.

Dünya Kudüs günü mazlum Filistin halkına maddi ve manevi destek gününe dönüşmeli, Müslümanların Filistin davasına sahip çıkması için bir vesile olmalı ve tüm Müslümanlar kendi vatanı işgal edilmiş gibi Filistin davasına, dolayısıyla Kudüs’üne ve Mescidi Aksa’sına sahip çıkmalıdır. Çünkü Filistin davasına sahip çıkmak ve Mescidi Aksanın Siyonist zulmünden kurtulması için çalışmak tüm Müslümanlar için bir vecibedir.

Sonuç olarak: Müslümanların ilk kıblesi ve Allah resulü (s.a.v.)’nün İsra-Mirac mucizesinin önemli bir noktası olan, Kuran-ı Kerim’de mübarek olarak zikredilen mescidi Aksa ve bulunduğu Kudüs, tüm Müslümanlar için kutsaldır, ortak değerleridir ve emanettir.

Böylesi kutsal bir mekân, bugün necis Siyonistlerin esareti altındadır. Bu durum tüm Müslümanları rahatsız etmeli ve her Müslüman bunun acısını yaşamalıdır. Müslümanlar bu kutsal değerlerine sahip çıkmak ve Mescidi Aksa’yı esaretten kurtarmak için gayret göstermeli, herkes kendi imkânları ölçüsünde Kudüs davası ve mazlum Filistin halkı için çalışmalı ve her ortamda bu davaya sahip çıkılmalıdır.

Dünya Kudüs günü bunun için bir vesile olmalı, Filistin halkına ve Kudüs davamıza sahip çıkma kararlılığımızı tüm dünya bu günde görmelidir. Eğer Müslümanlarda kararlılık ve birlik olursa, Siyonist rejim mazlum Filistin halkının topraklarını işgale devam edemeyecek ve Allah’ın yardımıyla işgal ettiği topraklardan kovulacaktır. Hizbullah’ın yakın dönemdeki zaferi bunun açık işaretlerindendir. Yeter ki Müslümanlar duyarlı olsun, birlikte hareket etsin ve kutsal değerlerine sahip çıksınlar.

Rabbimiz, mübarek belde kıldığın Kudüs’ü, ilk kıblemiz Mescidi Aksa’yı ve Siyonist işgalindeki tüm toprakların kurtuluşunu nasip etsin ve hepimize bu konuda duyarlılık versin.

Allah’a Emanet olunuz.
ABDULLAH HOCAOĞLU

Bir Kardeşimizin "Kudüs" için hazırladığı video izlemek için tıklayın...

Diger Basliklar
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -11
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -10
   KÖRLER VE SAĞIRLAR
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -9
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -8
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -7
   İKİ DAMLA GÖZYAŞI
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -6
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -5
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -4
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -3
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -2
   PSİKOLOJİK SAVAŞ -1
   HİZBULLAH CEMAATİNE KİM NİYE SALDIRIYOR
   BUGÜN BAYRAM
   TEK TÜRKİYE TEK CEMAAT KİMİN PROJESİ
   FOTOKOPİ DELİL OLMAZMIŞ
   BÜYÜK FELAKET ( I I )
   BÜYÜK FELAKET ( I )
   BİRİLERİNİN HEDEF GÖSTERMESİYLE Mİ HAREKETE GEÇİLDİ?
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git