Bir ömür küfre karşı hak savunuculuğunu en güzel bir biçimde üstlenmiş olan merhum Üstad Said-i Nursi (k.s) hazretleri, Tevhid mücadelesi veren tüm Müslümanlara lazım gelen maddi-manevi tüm araç-gereçleri Risale-i Nur isimli eserinde dile getirmiş ve bunları temin edilecek yerleri de göstermiştir. Dünya hayatından, kabir kapısına, berzah aleminden, Mahkemeyi Kübraya kadar insan oğlunun tüm uğrak(uğrayacak) yerlerini en güzel biçimde dile getirmiş olan O zatı Muhteremi Rahmet ve saygıyla anıyorum. Sözlerin en güzeli, hidayet kaynağı ve içinde hiçbir şüphe bulunmayan Kur’an-ı Kerim’in bir tefsiri olan Risale-i Nur, özellikle bu asırdaki Tevhid Mücadelesi veren Müminler için kaçınılmaz bir İmani, ahlaki, teşkilati, dünya ve Ahirette insan için en izzetli duruş ve kurtuluşun reçetelerini içinde barındırmaktadır. Şimdi bu Hakikat caddesinin elmas satan tablacısına kulak verelim. Ey haşir ve neşri inkâr eden kafasız! Ömründe kaç defa cismini tebdil ediyorsun(değiştiriyorsun)? Sabah ve akşam elbiseni değiştirdiğin gibi her sene de bir defa tamamıyla cismini tebdil ve tecdid ediyorsun (yeniliyorsun), haberin var mıdır? Belki her senede, her günde cisminden bir kısım şeyler ölür, yerine emsali gelir. Bunu hiç düşünemiyorsun. Çünkü kafan boştur. Eğer düşünebilseydin, her vakit âlemde binlerce nümuneleri vukua gelen haşir ve neşri inkâr etmezdin. Doktora git, kafanı tedavi ettir. (Mesnevî-i Nuriye /Habbe sh: 121) Kur’ân’ın düsturları, kanunları, ezelden geldiğinden, ebede gidecektir. Medeniyetin kanunları gibi ihtiyar olup ölüme mahkûm değildir. Daima gençtir, kuvvetlidir. (25.Söz sh: 408) Âhiret gibi dünya saadeti dahi ibadette ve Allah’a asker olmaktadır. Öyleyse biz daima “Elhamdü lillâhi ale’t-tâati ve’t-tevfîk”( Bize taat ve muvaffakiyet nasip eden Allah’a hamd olsun.) demeliyiz ve Müslüman olduğumuza şükretmeliyiz. (3.Söz sh: 19) O’nu tanıyan ve itaat eden, zindanda dahi olsa bahtiyardır. O’nu unutan, saraylarda da olsa zindandadır, bedbahttır. (11.Şua sh: 208) Ey nefsim! Deme, “Zaman değişmiş, asır başkalaşmış. Herkes dünyaya dalmış, hayata perestiş eder, derd-i maişetle sarhoştur.” Çünkü ölüm değişmiyor. Firak, bekaya kalb olup başkalaşmıyor. Acz-i beşerî, fakr-ı insanî değişmiyor, ziyadeleşiyor. Beşer yolculuğu kesilmiyor, sür’at peydâ ediyor. Hem deme, “Ben de herkes gibiyim.” Çünkü herkes sana kabir kapısına kadar arkadaşlık eder. Herkesle musibette beraber olmak demek olan teselli ise, kabrin öbür tarafında pek esassızdır. Hem kendini başıboş zannetme. Zira şu misafirhane-i dünyada, nazar-ı hikmetle baksan, hiçbir şeyi nizamsız, gayesiz göremezsin. Nasıl sen nizamsız, gayesiz kalabilirsin? (14.Söz sh: 170) Programımız budur ki: Dünya bir misafirhanedir. İnsan ise onda az duracaktır; ve vazifesi çok bir misafirdir ve kısa bir ömürde hayat-ı ebediyeye lâzım olan levâzımâtı tedarik etmekle mükelleftir. En ehem(en mühim) ve en elzem(en luzumlu) işler takdim edilecektir (öne alınacaktır). (20.Söz sh: 266) Cenâb-ı Hakkı bulan neyi kaybeder? Ve Onu kaybeden neyi kazanır?”; yani, “Onu bulan herşeyi bulur. Onu bulmayan hiçbir şey bulmaz, bulsa da başına belâ bulur. (6.Mektup/Mektubat sh: 26) Taklidî bir imân, hususen bu zamandaki dalâlet, sapkınlık fırtınaları karşısında çabuk söner. Tahkikî imân ise sarsılmaz, sönmez bir kuvvettir. Tahkikî imânı elde eden bir kimsenin, imân ve İslâmiyeti dehşetli dinsizlik kasırgalarına da mâruz kalsa, o kasırgalar bu imân kuvveti karşısında tesirsiz kalmaya mahkûmdur. Tahkikî imânı kazanan bir kimseyi, en dinsiz filozoflar dahi bir vesvese veya şüpheye düşürtemez. (Konferans/Sözler sh: 749) Allah’a abd ve asker olmak öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez. Vazife ise, yalnız bir asker gibi, Allah namına işlemeli, başlamalı. Ve Allah hesabıyla vermeli ve almalı. Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sükûnet bulmalı. Kusur etse, istiğfar etmeli. “Yâ Rab, kusurumuzu affet. Bizi kendine kul kabul et. Emanetini kabzetmek zamanına kadar bizi emanette emin kıl. Âmin” demeli ve Ona yalvarmalı. (6.söz, sh: 29) Biz dahi buna en içten dileklerimizle “amin” diyoruz. HAYAT VE HÜRRİYETİN GERÇEK SAHİPLERİNE SELAM OLSUN ORHAN YAPICI |