Bı nawé Xwuda

Bı izna Xwuda zillet jı me dure,

Ey İslam davasına öncülük yapmış önderler, âlimler, mücahitler, muvahhitler, zindan ehli olan Yusuf’iler, muhaceret hayatına sürgün edilmiş muhacirler, mağdurlar, mazlumlar dul kalmış bacılar ve de yetimler. Gelin hep beraber meşveret edelim. Beklide ben âcizane yanılıyorum. Ben kendi ruh âlemimde görünenleri sizinle paylaşmak istiyorum. Kiminiz doğru söylüyorsun, kiminiz yanılıyorsun diyebilir. Bu sorun değil, önemli olan doğruyu tespit etmektir. Umuyorum ve diliyorum bireyselde olsa, herkes vicdanında bir muhasebe yaparak hakikate uygun olan kararı verir.

Afganistan da, Çeçenistan da, Irak da, Lübnan da, bağrı yanık Filistin de ve sesi duyulmayan Kürdistan da ve ismini sayamadığım İslam coğrafyasında neler oldu ve oluyor, kim ne dedi ve ne diyor, olan hadiseler ve söylenenler ne kadar doğru neye göre doğru ve kime göre doğru beraber düşünelim.

İnşallah bilgim dâhilinde bir kaç satır yazarak sizinle paylaşmak istiyorum.

Afganistan da medrese kökenli, talebelerden oluşmuş Taliban harekâtına terörist denildi. ABD oraya huzur götüreceğini söyleyerek işgal etti. Afganistan’da halen 71 binden fazla yabancı asker görev yapıyor. 50 bin civarında askerin görev yaptığı ISAF’ tan ayrı olarak, büyük çoğunluğu ABD’li olmak üzere bünyesinde 20 bin askeri barındıran ABD öncülüğündeki koalisyon güçleri de daha çok kendi tabirleri ile militanlara yönelik operasyonlar düzenliyor. 7 yıldır işgalci konumunda olan ABD her ne hikmetse terörist dedikleri kişileri yakalayamadığı gibi oraya kaostan başkada bir şey götüremedi. Şimdi ABD‚ye göre Afganistan terörist bir ülkedir! Qur’an’a göre ve Müslümanlara göre siz tefekkür edin.

Çeçenistan da yıllardır Rusya ya karşı bağımsızlık mücadelesi veriliyorken nice mümtaz komutanlar ve liderler bu mücadelenin bedelini canlarıyla ödeyerek şahadet mertebesine yükseldi. Rusya ya göre Çeçenistan terörist bir ülkedir.

Irak ta bir zalimin eliyle bir zalim devrildi, fakat senaryo çok derin, kurtulacağını sanan Müslümanlar yanıldılar. Bu seferde işbirlikçi hainlerle inim inim inlediler. Başta ABD olmak kaydıyla, ona yardakçılık yapan aveneleri birlik olup adı konmamış bir kıyımın içinde kendilerini hâkim güç olarak gördüler. Asıl amaç petrol olmasına rağmen taraflı basın petrol’ü hiç gündem etmeden kapalı kapılar ardında Saddam bahane edilerek hedeflerine vardılar. Irak ta bu zulme dur demeye çalışan Müslümanlar izzet ile mücadele ederken terörist ilan edildiler.

Lübnan da izzetin yansımalarına bu kadar açık şahit olmuşken, zilletin nasıl un ufak olduğu, biçare kaldığını beraber gördük. Fakat İsrail ve hamisi olan ülke yine bir takım entrikalar peşinde. Gündemi yanlış belirleyerek Lübnan ve de Müslümanların göz bebeği olan Hizbullah’ı terörist ilan ediyorlar.

Filistin için ne yazsam az kalır kelimeler kifayet etmez. Yıllardır Filistin de verilen mücadele, yanı sıra karşılaştıkları zulmün ve vahşetin tarifini sözlüklerde bulamadım! İnsan olan, vicdan sahibi olan herkes bilmektedir ki Filistin deki mücahitler çalışmakta kanları pahasına da olsa hakkı savunmaktadırlar. Her gün şehitler vermektedirler. Ama ABD ve yandaşları Hamas’ın kahraman evlatlarına terörist demektedirler.

Kürdistan; Kürdistan olalı böyle vahşet görmedi. Nice hainler, münafıklar, devletin ajanlaştırdığı şahıslar ve de sözüm ona ahmaklarla az yorulmadı, taki Şexh Said ve Bediuzzeman’ın torunlarından müteşekkil Hizbullah’i harekât doğana kadar. Hizbullah’i İslam cemaati ırk, dil, mezhep, meşrep, zengin ve fakir ayırımı yapmadan, insanları eşit şartlarda kardeşlik esasatına muhatap ederek, bilinçlendirme, bilgilendirme ve eğitimi öncelikli olmak şartıyla derin uykudan uyandırmak için çaba gösterdi.

İnsanlara hakikati anlatırken kimsenin değerlerine saldırmadan Qur’an ve sünnet ölçüsünde kalarak mücadele etme gayretine girdi. Kimi yerler de ise meşru mudaafa hakkını saklı tuttu. Düne kadar en ebleh olma unvanını elde eden PKK lileri, Hizbullah’i Müslümanların üzerine salanlar ki mit’i, jitem’i, emniyet güçleri, ajanları ile top yekûn seferber olmalarına karşılık, değil Hizbullah İslam cemaatine zarar vermeyi, Hizbullah’i olmuş, Hüseyni mektebinde mezun olmuş, bir ferdi dahi muteesir edememişlerdir. Ve Allah’ın izni ile edemeyeceklerdir. İslami şuurla fedakarane mücadele eden Hizbullah İslam cemaatine terörist diyorlar. Buraya kadar anladık bu sistemler kendi geleceklerini koruma pahasına mücadele eden İslam cemaatlerine terörist demeleri gayet doğaldır.

Evet, diyebilirsiniz ki anlattıkların az bile daha fazlasını biliyoruz. Haklısınız, bu yazdıklarım elbette deveden kulak misali. Şimdi bu kapitalist dünya düzeni bir çarkın dişleri gibi kendileri öğütecek malzeme arayışı içinde, bu teröristtir şu teröristtir diyorlar. Onların tanımı böyle. Peki, yüce dinimiz bu mücadele eden muvahhitlere, mücahit, Şehit, mu’min derken. Bizler yani Allah’a er olmuş Müslümanlar, Qur’an’ın hakikat penceresinden bakmak ve konuşmak zorunda değimliyiz? Menfaatimiz için küfrün tanımladığı kalıplarla konuşmalarımızı şekillendirmekten kaçınmamız gerekmiyormu? Aksi takdirde İslam’a en büyük ihaneti bizler yapmış olmazmıyız!...

Şimdi gelelim asıl mevzuumuza, son günlerde Gülen gurubunun tutarsız saldırılarını hepimiz okumaktayız. Fethullah Gülen’in en son Dünyaca ünlü uluslararası ilişkiler dergisi Foreign Policy’e yaptığı açıklamada aynen şöyle diyor. Fethullah Gülen, ‘‘hayatı boyunca siyasi amacının olmadığını, bundan sonra da olmayacağını söyledi.‘‘ Ve devamla ‘‘İslam'ın terörizmi ve terörist faaliyeti kesinlikle yasakladığına dikkat çeken Gülen, gerçek Müslüman'ın terörist, teröristin de Müslüman olamayacağını ifade etti. "Terörizm, Kur’an’ın cehennem ateşiyle tehdit ettiği en büyük günahlardandır." diyen Gülen, sözlerine şöyle devam etti: "Bazıları, bu ortamda gençlerden ve ahmaklardan istifade ediyor. Bu gençler ve ahmaklar, manipülasyonla, istismarla ve bazı hallerde de ilaçla bile aldatılarak bazı çılgın düşünce ve hedefler için katil olarak kullanılabiliyor." Gülen, "Demokrasi içindeki çoğulculuğun keyfine varmalıyız." derken, diyalog ve eğitim faaliyetlerinin, farklılıkları aşmada en etkili araç olduğunu söyledi.

Fethullah Gülen siyaset yapmadığını kendi lisanı hal ile söylüyor, fakat yukarıdaki satırlarda acaba siyaset yok mu diye düşündüm, defalarca okudum baştan sona siyaset dolu. Evet, Gülen’in söylediklerini doğru kabul edersek, o zaman mücadele eden cemaatlere haksızlık etmiyormuyuz acaba, gülen ve ekibi yukarıda azda olsa bahsetmeye çalıştığım olayları değerlendirirken ABD, İsrail, Rusya ve Rejimin terörist dediği mücahit Müslümanlara onlar da terörist diyor. Peki, İslami söylemleri olan Gülen ve ekibi sizce kimin ağızlarıyla konuşuyorlar ve yazıyorlar. Dinleri uğruna mücadele eden ve bedel olarak canlarını seve seve feda eden bu mübarek insanlar Gülen‘ e göre terörist ise, Mücahitler kim?

Teröristler Müslüman değil, Müslümanlarda terörist değil. Tamam, da sana göre terörist olan başkasına göre mücahit oluyor. Bu konu sana göre, bana göre değil ki. Bu nasıl bir mantık ve nasıl bir siyaset ki muğlâk kalıyor. Yoksa bu Gülen’ce bir kavramı! Doğrusu ben anlamakta zorluk çekiyorum. Güya siyaset yapmıyor, ya yapsaydı ne derdi çok merak ediyorum. Ve bakın o kadar ileri gidiyor ki o insanlara ahmak diyecek kadar kaba konuşuyor, bu sizin diyalog çağrılarınıza hiç mi hiç yakışmıyor. Umarım Fethullah gülen ve profesyonel ekibi bir an önce terörist ve de Müslüman tanımlarını yaparlarda bu kara haberlerini izale ederler.

’’Sıst nebın mehzun nebın eger hun mu’mın bın, huné é bılınd bın é serbın’’

Selam ve dua ile MUSTAFA SABIRERİ