Ana Menü
   ANA SAYFA

   İLETİŞİM

   SİTEDE ARA

   SİTEYİ ÖNER

   BASIN BÜROSU

   ŞEHİTLER ALBUMÜ
Bir Ayet - Bir Hadis
Bir Ayet:
Iman eden ve soylarindan gelenlerde, imanda kendilerine tâbi olanlar (var ya)! Iste biz, onlarin nesillerini de kendilerine kattik. Onlarin amellerinden de bir sey eksiltmedik. Herkes kazandiklarina karsi bir rehindir. Tur/21

Bir Hadis:
Kim, Allah yolunda, ilâ-yı kelimetullah için, devenin iki sağımı arasında geçen müddet kadar savaşacak olsa cennet kendisine vacib olur. (Ebu Davud, Cihad 42)
En Son Eklenenler
Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

Cemaati Rehberi M...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

HİZBULLAH REHBERİ...

Hizbullah Rehberi...

Hizbullah Cemaati...

Hizbullah Cemaati...

ŞEHADETİNİN 23. Y...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

HİZBULLAH CEMAATİ...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 22. Y...

Hizbullah Cemaati...

MUHTEREM EDİP GÜM...

MUHTEREM EDİP GÜM...

ŞEHADETİNİN 21. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

YENİ ZELANDA’DAKİ...

ŞEHADETİNİN 19. Y...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH REHBERİ...

HİZBULLAH BASIN B...

DİPLOMASİ YOLUNDA DÜŞMANLA MÜCADELE (SÖYLEŞİ) / İBRAHİM FIRAT

Lübnan Arap - Avrupa Eğitim ve Araştırma Merkezinin müdürü Dr. Mehdi Şehhade ile söyleşi

1991 yılından bu yana Lübnan ile Siyonist rejim arasında altı kez esir değişimi yapıldı. Fakat bu seferki esir değişimi olaylara yön veren bir özellik taşıdığından diğerlerinden farklılık arz etmektedir. Bu olayın öneminin ispatı için, Telaviv’in elebaşlarının Hasan Nasrullah’ın imzası üzerine işgal topraklarında tutsak olan mücahitleri özgür bırakmalarından daha açık bir delil yoktur.

Siyonist kaynaklar, bu dönemde gerçekleşen karşılıklı esir alışveriş şartlarını Hizbullah’ın tayin ettiğini, İsrail tarafının bu konuda zayıf bir konuma düştüğünü yüksek sesle dile getirdiler. Ehud Olmert ve Ehud Barak verdikleri beyanatlarda, düşmanlarına karşı eski tutumlarında değişiklik yapmak zorunda olduklarını açıkladılar. Bundan dolayı esirlerin karşılıklı değişim olayının Lübnan’ın dahili ve harici siyasi sahnesinde çok önemli etkilerde bulunacağı aşikardır. Bu olayın değişik yönlerinin tahlili için Lübnan Arap - Avrupa Eğitim ve Araştırma Merkezinin müdürü Dr. Mehdi Şehhade ile söyleşide bulunduk.

- Doktor bey! Eğer uygun görürseniz sohbetimizi esirlerin serbest bırakılması olayında İsrail’in geri adım atmasının sebepleriyle başlatalım. Sizce Siyonist rejim, esirlerin kurtarılması olayında neden Hizbullah’ın şartlarına boyun eğdi? Hizbullah ile karşılıklı olarak esirlerin değişiminde Olmert’in anlaşmaya varmasının ve Hizbullah’ın şartlarını kabul etmesinin sebepleri nelerdir?

- Sizin bu sorunuza karşılık diyebilirim ki Olmert’in esirlerin değişiminde Hizbullah’la anlaşmaya varmasının sebebi, bundan başka bir çaresinin kalmamasıydı. Bu onun önündeki tek yoldu. Şu anda İsrail’de hakim olan şart ve durumlar hiçbir şekilde onun menfaatine değil. İsrail başbakanı, başbakanlığı döneminde gerek siyasi ve gerek iktisadi alanda pek çok suçlara bulaşmış. Onun sabit olan en son  suçu, ortaya çıkan bir rüşvet olayıdır. Bundan dolayı Olmert, yaptığı hataların üstünü örtmek ve İsrail kamuoyunda kötü olan imajını düzeltmek için Hizbullah’la siyasi bir anlaşma imzalamaya mecbur kaldı. Belki bu girişimle harabe olmuş imajını bir nebze de olsa onarabilecekti.

Hizbullah, daha önce de esir değişimi konusunda İsrail’le mutabakata varmıştı. Hizbullah ile İsrail arasındaki esir değişimi tesadüfi bir şey değil ki ilk defa meydana gelsin. Bu sebepten dolayı Olmert, Hizbullah ile esir değişiminde bulunabileceğini zaten düşünüyordu. Zira bu işin daha önce de bir geçmişi vardı.

Üçüncü olarak Hizbullah, esirlerinin serbest bırakılması şartından hiçbir zaman geri adım atmayacağını defalarca dile getirmişti. Bütün bu sebeplerden dolayı Olmert, Birleşmiş Milletlerin aracılığıyla esirlerin değişimi konusunda Hizbullah ile mutabakata varmaya mecbur kaldı.

- Gözlemcilerin çoğu, esirlerin serbest bırakılmasının Hizbullah’ın elde ettiği bir kazanç olduğu görüşündedirler. Sizce bu olayda Hizbullah’ın ve direnişin elde ettiği kazançlar nelerdir?

- Esirlerin karşılıklı olarak değiştirilmesi hadisesinde Hizbullah, değişik açıdan farklı kazançlar elde etmiştir. Hizbullah’ın elde ettiği birinci imtiyaz, hiçbir şekilde esirlerini unutmadığını göstermiş oluyordu. Bu çok önemli bir olaydır. Lübnan’da faaliyet yürüten bütün siyasi gruplar, ister mukavemet gruplarından olsun isterse de diğer gruplardan hiç biri bu güne kadar böyle bir işi başaramadı. Ama bunların aksine Hizbullah, kendi esirlerini ve İsrail’in elindeki diğer esirleri kurtarma düşüncesinde olduğunu gösterdi. Onları unutmaya terk etmiyor, onların özgürlüğe kavuşması için sürekli çaba harcıyor. Esirlerle birlikte Lübnanlı bazı şehitlerin cesetleri de Siyonist rejimin elinde bulunuyordu. Böylece Hizbullah, şehitlerin cesetlerinin ülkeye geri dönmesi için çabasını sürdürdüğünü de gösteriyordu.

Hizbullah’ın ikinci imtiyazı, Filistinli esirlerle Lübnanlı esirler arasında hiçbir fark görmediğini göstermiş olmasıdır. Hizbullah, İsrail’in elindeki bütün esirlerin kurtarılması için çalışmaktadır.  Bunların Hizbullah’a bağlı olmaları veya başka yerlere bağlı olmaları fark etmiyor. Farklı siyasi gruplara bağlı Filistinli, Ürdünlü, Suriyeli ve Lübnanlı esirlerin Hizbullah’ın girişimiyle serbest bırakıldıklarına defalarca şahit olmuşuz.

Üçüncü imtiyaz, bu olayın açığa çıkması açıkça gösterdi ki Hizbullah, sadece Şia esirlerinin serbest bırakılması peşinde değil. Aksine bu hareket için Şii, Sünni, ya da diğer dinler veya mezheplerin İsrail’in elinde esir bulunan taraftarları arasında hiçbir fark yoktur. Bu gelişme, Lübnan topluluklarının kaynaşmasında Hizbullah için çok önemli imtiyazlar getirmektedir. Bundan dolayı ister Sünni, ister Şii olsun, ister Filistinli, isterse de Lübnanlı olsun Hizbullah, bütün esirlerin özgürlüğe kavuşmasını istemektedir.

Genel olarak söylenebilir ki Hizbullah’ın içteki bu tutumu, bu hareketin büyük bir güce dönüştüğünü, kendi şartlarını müzakereye dahil etme gücüne sahip olduğunu, onların karşısında kendisini güçlendirme kabiliyetinde bulunduğunu göstermiştir. Diğer bir deyişle Hizbullah, diplomasi alanında da zafer kazanma gücüne sahip olduğunu herkese gösteriyordu. Bütün bunlar, gerek Lübnan’ın içinde ve gerekse de bölgede büyük imtiyazları Hizbullah’a armağan olarak sunmaktadır.

- Doktor Bey! Esirlerin değişimi için neden bu zaman seçildi? Acaba bu durumun özel bir sebebi mi var? Bu, Siyonist rejimin içteki problemleriyle mi alakalıdır, yoksa başka bir delili mi var?

Bu konuda var olan ihtimallere dikkat çektim. Ancak şunu da hatırlatmam gerekir ki, esirlerin değişimi konusu sadece bugün veya düne has değil. Hizbullah’la Siyonist rejim arasında esirlerin değişimi konusundaki görüşmeler birkaç yıldır Birleşmiş milletler aracılığıyla yürütülmektedir. Fakat mevcut bazı sıkıntılardan dolayı bu müzakereler sonuca ulaşamamıştı. Yeni arabulucunun girişimiyle bu engeller ortadan kaldırıldı ve iki tarafın bir noktada buluşmasıyla esirlerin karşılıklı olarak verilmesi üzerinde anlaşıldı. Ama burada önemli olan nokta, bu durumun Hizbullah için en önemli zamanda gerçekleşmesidir.

-Bazıları, Telaviv’in Hamas’la ateşkes ve Suriye ile uzlaşmaya çalışma gibi girişimlerinin, Hizbullah’la esir değişimi ile irtibatı olduğuna inanmaktadırlar. Bu konuda sizin görüşünüz nedir?

-Bu soruya cevap için, bu rejimin Suriye ile müzakerelere hazırlığına ve İsrail ile Hamas arasındaki ateşkesin şartlarına kısaca işaret etmemiz gerekecek. Suriye ile İsrail arasında yıllardır dolaylı görüşmeler yapılmaktadır. Bildiğimiz gibi İsviçre’nin Zürih kentinde iki taraf arasında müzakereler yapılmıştı. Bundan sonra da müzakereler Türkiye’ye kaydırıldı. Gerçekleşen müzakerelerin tümü dolaylı müzakerelerdi. Suriye ile İsrail arasında gerçek manada müzakerelerin yapıldığı söylenemez. Belki bunlar görüş alışverişinden başka bir şey değil. Golan tepeleriyle ilgili mevcut problemlerin halledildiği söylenemez. Bu sebepten dolayı, Hizbullah ile İsrail arasındaki esir değişimini, Şam ile Telaviv arasındaki müzakerelerle irtibatlandırmak doğru olmaz.

Diğer taraftan Hamas’la ateşkese gelince, Olmert’in siyasetiyle esirlerin değişimi konusunda özel bir irtibat bulunmamaktadır. Filistinliler, Hizbullah’ın esir değişimiyle ilgili yönteminden güzel bir şekilde yararlanabilirler. Zira İsrail askerlerinden biri Filistinlilerin elinde bulunmaktadır. Filistinliler, bu askeri karşılıksız ve tek taraflı olarak serbest bırakmayacaklarını biliyorlar. İsrailli bu esirin bırakılması karşılığında büyük miktarda tavizler koparabilirler.

Diğer bir sebep ise, İsrail’in Hamas’la müzakerelere başlaması için birkaç Batılı devlet tarafından ciddi bir baskıyla karşı karşıya olmasıdır. Filistin’de Hamas’ın içinde bulunmadığı tek taraflı bir devletin kuruluşu ilan edilirse problemler halledilmeyecek. Zira Hamas, Filistin’de önemli bir ağırlığa ulaşmıştır. Bundan dolayı İsrail, Hamas’la ateşkes yapmak zorunda kaldı.

- Olmert’in geri adım atmasından sonra bölgedeki bazı kesimler Lübnan’ın yeni hükümetinin ele geçirilen bu imtiyazları kullanarak İsrail’le müzakerelere oturacağını seslendirmeye başladılar. Bu varsayım hakkında görüşlerinizi açıklar mısınız?

- Böyle bir planın söz konusu olma ihtimali var. Bu plan, Fransa, İngiltere ya da Amerika’ya aittir. Şeb’a çiftliklerinin İsrail’den alınmasıyla Lübnan’ın yeni hükümetini İsrail’le müzakerelere oturtmak istiyorlar. Nihayetinde onlar, Şeb’a çiftliklerini Birleşmiş Milletlerin kontrolüne ve kayyumluğuna vermek istiyorlar. Ama Lübnanlı siyasi gruplar arasında, özellikle de Hizbullah’la bu gruplar arasında görüş birliği bulunmamaktadır. Bu günkü şartlarda İsrail ve Lübnan arasındaki müzakerelerde problemlerin halledilmesinin imkanı yoktur. Diğer taraftan Lübnan ile İsrail arasındaki problemler sadece Şeb’a çiftlikleriyle sınırlı değildir. İki taraf arasında başka problemler de mevcuttur. Bunlar; su problemi, Lübnan’da yaşayan sürgündeki 500 bin Filistinlilerle ilgili problemler vb…

- Fakat, Fransa ve Arapların yüksek makamlarının Suriye ve Lübnan’da yoğun temaslar yürüttüğü ve yeni müzakerelerin yolunu açmaya çalıştıkları görünmektedir. Onların Lübnan ile ilgili siyasetinde bir değişiklik olmuş mudur?

- Bütün Arap alemi Lübnan’ın taraftarı olup bu ülkenin emniyet ve barış içerisinde yaşamasını istemektedir. Ama aynı Arap aleminin arasında gerekli olan vahdete rastlamak mümkün değiller. Aralarında büyük ihtilaflar var. Zira bazı Arap devletleri Lübnan’ın muhalif kanadını desteklemekte, diğer bir kısmı ise hakim kanadı. Üçüncü konu ise seçim kanununun değiştirilmesidir ki bu alanda bazı adımlar atılmış durumda. Bundan dolayı Avrupa ve Arap dünyasının üst makamlarından bir kısmı Beyrut’a değişik seferler yapılmış, Lübnan’ı ve fiilen hakim olan şartları savunduklarını bildirmeye çalışmışlardır.

Fransa’yla irtibat konusuna gelince, özel bir durumdan dolayı söylemem gerekir ki bu ülke geçmişte çok farklı sebeplerden dolayı Lübnan’daki partileri savunuyordu. Ama halihazırda Paris bu bakış açısını değiştirmiş durumda. Durum ne olursa olsun görünen odur ki meydana gelen değişiklikler Lübnan’ın menfaatine değişmeye başlamıştır.

Geçen günlerde Lübnan’da Milli hükümetin kurulması önünde bulunan engellerin aşılması, değişik siyasi gruplar arasındaki bakanlıkların taksimatıyla ilgiliydi. İlk başta muhalefete verilecek bakanlıklarla ilgili ihtilaflardan dolayı sıkıntılar vardı. Nihayetinde bu partilere on bir bakanlığın verilmesiyle problem halledildi. Baştan beri Sinyore’yi destekleyen hakim gruplar ise on altı bakanlık aldılar. Sıkıntıların çoğu bu partiler arasındaki anlaşmazlığa dayanıyordu. Sonunda varılan anlaşmayla Lübnan milli hükümeti kurulmuş oldu.

Lübnan’ın dini ve grupsal problemleri oldukça fazladır. Bunların halledilmesi için uzun zamana ihtiyaç var. Bununla birlikte Lübnan’da işbirliğine yanaşmayan siyasi gruplar var. Farklı grupların varlığı bu problemleri daha da çıkmaza sokmaktadır. Bütün bunlardan dolayı Lübnan milli hükümetinin kurulması en az iki aylık bir müddeti kapsadı.

Kaynak: İran Gazetesi

Söyleşiyi Gerçekleştiren: Hüseyin Kamberi
     
Farsça’dan Çeviren: İbrahim Fırat

Diger Basliklar
   VAHDET VE TAHAMMÜL -7
   VAHDET VE TAHAMMÜL -6
   VAHDET VE TAHAMMÜL -5
   VAHDET VE TAHAMMÜL -4
   VAHDET VE TAHAMMÜL -3
   VAHDET VE TAHAMMÜL -2
   VAHDET VE TAHAMMÜL -1
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -41
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -40
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -39
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -38
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -37
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -36
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -35
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -34
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -33
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -32
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -31
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -30
   KUR'AN TOPLUMUNUN ÖZELLİKLERİ -29
İlan ve Mesajlar
 
 
 
Şehid Rehber
Şehidlerin Hayatı
Savunmalar
Manifesto


K. Dilinden Hizbullah


Anasayfa | Videolar | Arama | Siteyi Öner | Mobil | İletişim | Yukarı Git