Gürcistan’ı Güney Osetya’ya saldırtan A.B.D’nin Rusya’nın nasıl bir tepki verebileceğini görmek, Rusya’nın savaş kabiliyetini ölçmek, birliklerini sevk ve idare etmedeki yeteneğini görmek isteği, Öte yandan Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, geçtiğimiz ay ABD'nin İran ve Kuzey Kore'den gelebilecek tehlikelere karşı kurmak istediği füze savunma sisteminin karşılıklı yıkımı artıracağı şeklinde sert bir uyarıdan sonra, Rusya’nın gerçekten çıkarları ve güvenliği söz konusu olduğunda sert yanıt vereceğiz söyleminin bir blöfmü yoksa gerçekmi olduğunu sınamak istemesi… Ayrıca Rusya’nın sınırlarının dışına çıkıp Gürcistan’a müdahale etmesi A.B.D’ nin bundan sonra müdahale etmek isteyeceği İran gibi ülkelere de saldırısının meşru olduğunu ve İrana Müdahalesinde Rusya’nın olası bir tepkisine de cevap olarak bir yerlere not etmiştir. A.B.D’NIN İrana saldırmak isterken Rusya’nın ve Çin’in de direnişini bunun üzerinden kırmayı deneyebilir.Yani Aslanların küçük Orman hayvanlarını sofrada paylaştırmak istemesi gibi bir duruma benzer.Doğrusu İran bugünden sonra hiç öyle sofrada yenilir yutulur bir lokmada olmadığını göstermiştir.Yani Iran biraz büyük bir lokma anlayacağınız…. Saakaşvili Ormanlar Kralı ile ayak ölçüşmesi yanılgısının kendisine neye mal olduğunu bugünlerde en iyi gören liderlerdendir sanırım.Nitekim basında objektiflere takılan Fransa Cumhurbaşkanı Sarkozy ile çekilen Saakaşvili’nin yanağının okşandığı fotoğrafta’da, büyük bir hayal kırıklığı yaşadığı yüzüne de yansımaktaydı.Tabii üzülerek söylemek gerekirdi Saakaşvili ve benzeri sözde liderlerin A.B.D ve çeşitli Avrupa ülkelerindeki eğitim dönemlerinde kendilerini bu günlere hazırlayan güçlere diyet borcu ödemek zorunda bırakıldıklarını hissetmekteler. Yada kimileride istikballerini emperyalist ülkelerin yanında gördüklerinden kullanıma açık hale gelmekteler..Bundan hareketle Emperyal güçlerin çizmiş oldukları planlamalardan başka aksi istikamette hareket edemeyeceklerini düşünerek böylesi emperyalist (A.B.D ve Müttefikleri )Planlamalarının içerisindeki tuzakları görmek istememekte, maalesef kendilerini bekleyen bu son ile karşı karşıya kalmaktalar. Saakaşvili’nin sürüklendiği savaş durumu biraz Saddam’ın Irak da düşürüldüğü duruma benzemektedir. Nitekim Saddam’ın 1980 Irana 1991 yılında yine Kuveyt’e saldırılarında A.B.D’nin cesaretlendirmesi ve silah yardımında bulunmasıyla olmuştu. Uzun yıllar dünya kamuoyu Saddam ve A.B.D’nin söz düellosunu dinlemiş, bunun sonucunda A.B.D’nin 2003 yılı başlarında Saddamı devirmek ve sözde demokrasi getirmek vaadiyle Irak’a girmiş ve Saddam’da halkına ihanetin ve zulmünün doğal sonucu olarak Allahu tealanın bir zalimi yine ondan daha zalim bir güç ile bertaraf etmesiyle şimdilik son bulmuştu. Savaşanlardan sıcak çatışma içerinde olan Gürcistan tarafı ise en çok kaybeden taraf oldu şüphesiz. Savaşın başladığı andan itibaren Rusya’nın Askeri müdahalesi ile karşılaşan Gürcistan Lideri Saakaşvili’nin çağrıları “Batı demokrasisi eğer kendi ilkelerini savunmaz ise o zaman demokrasi kendini nasıl savunabilir? Biz de kendi ideallerimizi savunduk" diyerek A.B.D öncülüğünde batılı güçlerin Rusya’ya sıcak müdahale etmeleri çağrısıda sonuçsuz bırakıldı. Saakaşvili’nin Acaristana başarılı ! müdahalesi ve A.B.D’nin desteğininde verdiği bir özgüven sonucu daha önce Osetlere 2006 yılında yapmış olduğu Üniter devlet (Tek yapılı) içerisinde özerklik teklifinden istediği sonucu alamayınca, basına da yansıdığı şekilde A.B.D’nin cesaretlendirmesi ile girdiği bu maceradan eli boş döndüğü ve döneceğide önümüzdeki günlerde daha netlik kazanmış olacak. Gürcistan’ın Bu yılın nisan ayında yapılan NATO toplantısında üyelik kabulü beklerken önüne çıkarılan Toprak bütünlüğünü hallet,ülkende Üniter yapını istikrara kavuştur öyle gel denmesi ile önümüzdeki NATO toplantısında sorunlarını halletmiş bir Gürcistan olarak çıkma arzusundaki aceleci tutum , daha öncede belirtmiş olduğumuz A.B.D ‘nin savaşa cesaretlendirmiş olabileceği….Gürcistanı bu yeni karmaşık ve belirsiz duruma sürüklemiştir Tabii ki Saakaşvili hamlelerindeki başarısızlığın en temel sebeplerinden biride aceleci oluşuna bağlanabilir. Uzun süreli bir diplomasi ve zamana yayarak belki de çözebileceği bu sorunu bir an önce NATO üyesi ülke olmanın arzusuyla ülkesinin 1991 yılında bağımsızlığına kavuşalıdan beri elde ettiği kazanımları oda bir anda berhava edeceğe benziyor. En nihaiye bu savasın en çok kaybeden tarafı Gürcistan ve Saakasvi’linin liderliği olmuştur. Nitekim Rusya kendisini Müzakerelerde muhatap almayacağını deklare etmiştir. Hatta bırakıp gitmesinin(tehdit) hayrına olacağını söylemiştir. Tabii ki Saakaşvili’nin emperyalist ve Siyonist ülkelerin öncülüğünde o bölgelerde daha önce Acaristanın Aslan Abasidzade liderliğindeki yönetimi devirip bayrağına da haç ilave ettiğini belirtmek lazım. Gürcistan Yahudi diasporasının en fazla nüfusa sahip ülkelerinden biri olarak göze çarptığını da. Gürcistan nüfusunun büyük çoğunluğu Ortodoks Hıristiyan’dır (% 81,9). Yüzde 9.9'u ise Müslümandır. Asıl çarpıcı olan ise bu ülkedeki Yahudilerdir. Yeryüzündeki en güçlü Yahudi lobisinin bu ülkede bulunduğu bilinmektedir. Gürcüler kendilerini Kartvelebi, ülkelerini Sakartvelo, dillerini Kartuli olarak adlandırır. Efsaneye göre Kartvellerın atası, Kitabı Mukaddes’teki Yafet’ın torunlarından Kartlos’tur. Hep tarih ve geçmiş derstir denilir ama nedense bölge ülkeleri ve liderlerinin bundan ders almadıklarını görmekteyiz. Bununla beraber kendi aralarında bir ittifak yapamayıp dışarıdan müdahalelere de zemin hazırlayıcı tutum ve ilişkiler içerisinde olduklarını üzüntü ile müşahede etmekteyiz. Selam ve Dua ile… Metin Kuloğlu |