Ergenekon terör örgütü ile ilgili iddianamenin yayınlanmasıyla birlikte basında Hizbullah’a yönelik bir çok haber yer aldı. Gerçi daha iddianame yayınlanmadan da Zaman Gazetesi iddianamenin birçok bölümüyle ilgili haberler veriyordu. Hiçbir derin ilişkileri olmadan gazetecilik başarısıyla mı bu haberleri ele geçiriyorlardı bilinmez ama bilinen bir şey var ki İslami kuruluş ve değerleri rencide etme işi bu sefer kartel medyadan alınıp Fethullah Gülen medyasına ihale edilmiş gözüküyor.

Şırnak’ta köylülerde yakalanan bombalar onlara göre Hizbullah’ın Ergenekon terör örgütüyle işbirliğine, kardeşliğine delil oluyor. Veya ismini vermeyen bir tanığın kurma ifadeleri otuz yıldır İslam için mücadele eden bir hareketi karalama ve topyekun saldırıya geçmek için yeterli oluyor. Elbette bu insanların kendilerine yönelik iddialarla ilgili verecekleri cevapları olacak ve işin gerçek boyutu ortaya çıkacaktır. Yoksa PKK’den korunumak için herkesin ben Hizbullah taraftarıyım dediği hatta bazı korucuların bile Hizbullah ismini kullanarak kendilerini muhafazaya çalıştığı bir dönemde üç köylüde yakalanan bombaları ve bu köylüleri Hizbullah’a mal etmek ne kadar mantıklı olur acaba?

Bunlar lokal durumlardır velev doğru olsa bile bir yapıyı töhmet altında bırakacak türden iddialar değildir. Bölgede yaşayan herkes bilir ki, silah kaçakçılarının büyük çoğunluğunu devletin istihbarat örgütleri yönlendiriyor ve bu alandan gelen paralar karanlık işlerde kullanılıyor. Pekala bu köylülerde kendilerine bomba temin etmek isterken böylesi bir şebekeden silah temin etmiş olabilirler, bu durum Hizbullah’a mal edilip onu Ergenekon terör örgütüyle ilişkilendirmeyi gerektirmez.

Son dönemde demokrasi havarisi kesilen, karanlık noktaları ortaya çıkarmak için çalıştığını iddia eden Fethullah Gülen medyasına bu niyetlerinde samimi iseler birkaç durumu hatırlatıp bunların da üzerine gitmeleri gerektiğini eğer bu konuları görmezlikten geliyorlarsa nedenlerini sormak gerekmez mi?

Öncelikle madem ki iddianameleri delil kabul ediyorsunuz o zaman Fethullah Gülen’in Amerika’da tekrar oturum almak için yaptığı başvuruda vize verilmemesi için savunma yapan savcılar Patrick Meehan ve Mary Catherine Frye imzasıyla sunulan 4 Haziran 2008 tarihli belgelerde "Davalı, kendisinin din adamı olduğunu ve eğitim alanında çalışmalar yaptığını belirtiyor. Oysa, eğitimci olduğunu gösteren hiçbir belge sunmadığı gibi kendisini akademisyenlerle çevreleyip para karşılığı kendi görüşlerinin tartışıldığı konferanslarda konuşturuyor ya da görüşlerini yazdırıyor  …yürüttüğü finansman projelerinde büyük paralar var. Bu nedenle CIA'in de bu projelere finansal ortaklık ettiği şüpheleri bulunmaktadır. " Denilmekle ne kastediliyor. Hoca efendi ne gibi bir görev almış da Amerika savcıları dahi CIA ile ilişkisini gündeme getiriyorlar. Geçmişte komünizmi yıkmak için bu ilişkilerini perdelediniz ama bu bugün böyle bir tehlike olmadığına göre acaba Emperyalist ABD’nin büyük Ortadoğu projesi için Fethullah hocaya yeni bir misyon mu verilmiş? Bunu deşifre edip aydınlatsanız ve Müslüman kamuoyu bu durumları öğrense ne olur acaba?

Bununla beraber dinler arası diyalogdan kastınız nedir? Hoca efendinin Papaya övgüler dizmesi, gazetenizin vatikan’da ücretsiz yayınlanması için size para ödenmesi ve bu paralar verilirken Fethullah Gülen'in çok saygı ve sevgi duyduğunu belirttiği Papa hazretlerinin: "Fethullah Gülen'e ve ABD'de yapmakta olduğu, ABD'nin Ortadoğu’da BOP planı açılımları konusunda çalışmalarına, Vatikan tarafından verilmekte olan desteklerimiz devam edilecektir" demesi sizin için ne ifade ediyor?

BOP projesinde bu şekil yer almak hangi çete veya örgüt türüne giriyor veya bu sizi rahatsız etmiyor mu?

CIA ve Vatikan ile işbirliğinin İslami yönden izahı ve delili nedir acaba?

Yine birileri yurtdışında açtığınız okullarda öğretmen veya personel kılığıyla derin devlet istihbaratının elemanları istihdam olup bu perde ile faaliyet yürütüyorlar der ve bunu belgelerse buna yanıtınız nedir?

İstihbarat örgütlerine bu şekil kucak açmak İslami hizmetin hangi sınıfına girer?

Yoksa amaç İslami hizmetten ziyade milliyetçiliği savunmak ve milli değerler için okulları ajan istihbaratçı karargâhına mı dönüştürmektir?

Çetelerin temizlenmesi için çalışan ve herkese “bari bundan sonra köstek olmayın” diyen Ekrem Dumanlı’nın bu durumu da araştırıp kamuoyunu bilgilendirmesi bu çağrısına bir katkı olmaz mı?

Hareket olarak her dönem bir siyasi parti yanında yer almanız, daha doğrusu her iktidar ile birlik olmaya çalışmanız ne ifade etmektedir? Bir dönem Çiller ile olurken sonraki dönemde Ecevit’e kucak açıp övgülerine mazhar olmanız İslami açıdan size ne kazandırdı? Ecevit İslam için ne gibi bir hizmette bulunmuş ta hoca efendinin teveccühüne mazhar oluyor ve Bülent Ecevit’e neredeyse biat ediliyor. Son dönemde AKP ile diyaloğunuzun nedenleri nelerdir? Tüm bu zikzaklar birer tesadüf müdür? Yoksa her dönemin adamı olmanın bir gereği midir? Bunun nedenlerini açıklamanız gerekmez mi?

Güneydoğu’da gözaltında vahşi işkenceler çeken müminler için Hocaefendinin sarf ettiği sözlerin İslami boyutu nedir? Yoksa laik TC’ye başkaldıran herkes terörist midir? Milli menfaatleriniz sizin için İslami değerlerden önce mi gelmektedir? Şiddetten uzak olduğunuzu her fırsatta dile getirmenizle işkenceye fetva verilmesi arasında bir çelişki yok mu acaba?

Son iki üç yıldır bölgeye açılım yapmanız ve Kürt halkına gösterdiğiniz büyük teveccühün(!) nedeni nedir acaba? Kürt halkı daha önce de aynı sorunları yaşıyordu şimdiye kadar nerede idiniz? Acaba diyorum Büyük Ortadoğu Projesinin uygulanması için Kürdistan bölgesine yönelik yeni görevler mi tevdi edildi hoca efendiye? Bunu hoca efendiye iftira atmak amacıyla söylemiyorum? Hoca efendiye kucak açmış olan ABD’nin savcıları ve çok sevip ehemmiyet verdiği Papa bunları söylüyor. Bu nedenle cevabı da sizlerin vermesi gerekmez mi?

Bölgeye yerleşmek ve faaliyet yürütmek için neden diğer İslami yapıları hedef alıyorsunuz? Yoksa Kürt halkından birilerinin bazı adamlarınıza zarar vermesini ve bu yolla mazlum edebiyatı yaparak bölgeye yerleşme hesabı mı güdüyorsunuz?

Son olarak uluslar arası platformlarda ve ülke içinde İslam düşmanlarına gösterdiğiniz hoşgörüyü velev hataları olsa ve beğenmeseniz dahi İslami çevrelere ve hareketlere göstermekten neden imtina ediyorsunuz? Bu sizin politikanız mıdır yoksa birilerinin dayattığı şekilde mi hareket ediyorsunuz?

Eğer gerçekten ülkenin temize çıkmasını çetelerden kurtulmasını istiyorsanız başta hoca efendi olmak üzere sizlerinde tüm karanlık ilişkilerinizi ortaya dökmeniz ve iddia ettiğiniz misyona dönmeniz gerekir. Yoksa birileri derin devletin çete adı dün Ergenekon idi, bu gün onlar tasfiye edildi yerini Fethullah Gülen grubu aldı diyebilir. Hani belirtileri de yok değil, geçmişte Aydınlık dergisi ve Perinçek’e ulaşan belge ve iddianameler bugün açıklanmadan ne hikmetse sizin elinize geçiyor. Yoksa derin devlet konjonktüre göre elemanlarının rollerini mi değiştiriyor?

Umulur ki Ergenekon terör örgütünün üzerine gidilebilsin ve tüm çıplaklığıyla derin devletin faaliyetleri deşifre olsun. O zaman kimlerin ne amaçla kullanıldığı ve kimlerin pak olduğu ortaya çıkar. Ama maalesef iddianamede MİT ve Askeriyenin dolayısıyla Jitem’in Ergenekon terör örgütü ile ilişkilendirilmemesi ve temize çıkarılması Ergenekon operasyonuna vurulan en büyük darbedir. Eğer gerçekten mücadele veriliyorsa ve çeteler temizleniyorsa öncelikle derin devletin bu iki ayağına müdahale edilmeli, onların yasa dışı faaliyetleri ortaya çıkarılmalıdır.

Eğer bu yapılmazsa dün Veli Küçük ve Doğu Perinçek’i kullanan güçler, zamana ve zemine uyan yeni şahıs ve yapılar bulur, kullanmaya başlar. Ki şimdiden bunun işaretleri gözükmüyor da değil…

Allah’a emanet olunuz.

ABDULLAH HOCAOĞLU