Bir Ayet:
Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen veya ölenlere gelince; Allah onları muhakkak güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah rızık verenlerin en hayırlısıdır. (Hacc, 22/58)
Bir Hadis: Resulullah (sav) buyurdular ki: ''Ademoğlunun şu üç şey dışında (temel) hakkı yoktur, ikamet edeceği bir ev, avretini örteceği bir elbise, katıksız bir ekmek ve su.'' (Tirmizi, Zühd 30, (2342)
SABIR PEYGAMBERLERİN SERMAYESİ, MÜMİNLERİN DAYANAĞIDIR / A. HİKMET AKDENİZ
“Ey inananlar, sabredin, direnin. Savaşa hazırlıklı, uyanık bulunun ve Allah'tan korkun ki, başarıya eresiniz” (Ali İmran/200) Zorluk ve sıkıntılar karşısında sabır ve istikamet, Kur’an-ı Kerim’in üzerinde sıkıca durduğu emirleri arasındadır. Kuran-ı Kerim’de sabır ve istikametin önemi üzerinde durulurken, on dokuz yerde Resulullah’a (sav) sabır ve istikamet tavsiye edilmiştir. Yine Kuran-ı Kerim’de, Allah yolunda sıkıntı ve zorluklara karşı tahammül ve sabır Allah’ın peygamberlerinin seçkin özelliklerinden sayılmıştır. “Andolsun senden önce de elçiler yalanlandı; onlara, yardımımız gelinceye kadar yalanlandıkları ve eziyete uğratıldıkları şeye sabrettiler…”(Enam/34) Allah Teala, İslam’ın aziz peygamberine (sav), risaletini tebliği yolunda ulul-azm peygamberleri gibi sabır ve istikamet üzerinde bulunmasını tavsiye etmektedir. “O halde sen de, azim sâhibi elçilerin sabrettikleri gibi sabret…” (Ahkaf/35) Yine başka bir ayeti kerimede şöyle zikredilmiştir;“…Onların herbiri sabredenlerdendi” (Enbiya/85) Sabır ve istikamet sadece peygamberlere has olmayıp onlar, kendilerine tabi olan müminlere de istikamet ve sabrı emrediyorlardı. Hz Musa (as) taraftarlarına “Allah'tan yardım dileyin ve sabredin...” (Araf/128) buyurmaktadır.
Allah Teala Kuran-ı Kerim’de, Mü’minlerin sabretmelerini emretmekte, problem ve sıkıntılara karşı sabra sığınmalarını ve Allah’tan yardım dilemelerini istemektedir. “Ey inananlar, sabır ve namazla (Allah'tan) yardım isteyin..”. (Bakara/153) Ayrıca Allah Teala, sabredenlerle birlikte olduğunu “Gerçekten Allah, sabredenlerle beraberdir.” (Bakara/153) ve onlara karşı muhabbet beslediğini de beyan etmektedir. “Allah Teala sabredenleri sever” (Ali İmran/146) Allah Teala, sabır ve sıkıntılar karşısındaki tahammülün hayır olduğunu ve işlerinde insanın faydasıyla karşılık bulacağını belirtmektedir. “Sabretmeniz ise sizin için daha hayırlıdır.” (Nisa/25) Sabredenlerin Allah Teala’nın rahmet ve mağfiretine nail olacaklarını ve kurtuluşa ereceklerini müjdelemektedir. “Sabredenleri müjdele” (Bakara/155) Aynı şekilde Allah yolunda sabit kadem ve istikamet üzere duranlara cennetin temiz ab-ı hayatının müjdesi verilmektedir. “Ama doğru yola girmiş (insanlar ve cinler hak yolunda istikamet üzere) olsalardı, kendilerine gürül gürül su sunardık…” (Cin/16) Kıyamet gününde ve cennette sabırlıların Allah’ın memurları tarafından ikram ve saygı göreceği bildirilmektedir. “(Adn cennetlerine girerler). Melekler onlara her bir kapıdan girip (şöyle derler:) "Sabrettiğinize karşılık selam size. (Dünya) Yurdun(un) sonu ne güzel.". (Ra’d/23-24)
Kuran-ı Kerim, sabretmeyi Allah Teala’nın hoşlandığı bir haslet olarak beyan etmekte, bunun da Allah Teala’nın rızasının kazanılması için yerine getirilmesini istemektedir; “Allah için sabret” (Müddesir/7) Aynı şekilde sabırlılık akıllı insanların ve inananların vasfı olarak belirtilmiştir. “Yine onlar, Allah'ın hoşnutluğunu kazanmak amacı ile sabrederler, namazı dosdoğru kılarlar… İşte geçici dünyanın ardından gelecek olan mutlu akıbet onları bekliyor” (Rad/22)
Sabrın ve halisane tahammülün önemini, Allah Teala’nın sabredenlere sınırsız ve hesapsız ecir vermesindeki vadinden anlıyoruz; “… Yalnız sabredenlere, ecirleri hesapsız ödenecektir." (Zümer/10) el-Mizan Tefsiri bu ayet bu ayetin tefsirinde şu şekilde beyan etmektedir; “Sabredenlerin ecirleri hesapsız olarak verilir. Öyleyse diğer insanlardan farklı olarak sabredenlerin hesaplarına bakılmayacak. Onların amel defterleri açılmayacak. Onların ecirleri hiçbir şekilde amellerinin ölçüsüne göre değildir.” Bu ayette geçen “yufa” tabiri “vefa” fiilinden gelmekte olup “tam olarak verme” manasındadır. Bir taraftan hesapsız verme tabiri kullanılmış, diğer taraftan da sabırlılar ve istikamet üzere olanların Allah katında en büyük ecir ve mükafata nail olacakları belirtilmiştir. Aziz peygamberimiz Resulullah (sav) bu konuda şöyle buyurmaktadır: “Amel defterleri açıldığı ve Allah Teala’nın adalet mizanı kurulduğu zaman bela ve musibetlerle karşılaşanlar hakkında ne tartı mizanı kurulur ve ne de onların amel defterleri açılır”
Sabır konusunda Hz. Ali (kv) şöyle buyurmaktadır. “Size beş şeyi tavsiye ediyorum. Onlar için develeri koşturarak sürseniz ya da yolculuğun zorluklarına tahammül etseniz deyecek niteliktedir. Sizden hiç kimse Allah’tan başka kimseden ümitvar olmasın, kendi günahlarından başka şeylerden korkmasın, kendisine soru sorulduğunda bilmiyorsa utanmadan “bilmiyorum” desin, birinden bilmediği bir şeyi öğrenmek istediği zaman utanmasın ve sizlere sabır ve tahammülü tavsiye ediyorum. İman, bedenin üzerindeki baş gibidir. Sabır ve tahammülsüz imanın, bedensiz baş gibi hiçbir değeri yoktur”
“(Ey) Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve Müslümanlar olarak canımızı al” (Araf-126)
A. Hikmet Akdeniz